Abdullah Gül aday olsun ve bu defter kapansın
- GİRİŞ26.04.2018 07:18
- GÜNCELLEME27.04.2018 08:49
Abdullah Gül 11. Cumhurbaşkanı, 58. Dönem Türkiye Cumhuriyet’i Başbakanı, 59. Dönem Dışişleri Bakanı.
Baktığınız zaman bir insanın siyasi kariyeri boyunca yapabileceği tüm görevleri üstlenmiş ve siyasi kariyerini zirvede bırakmış.
Şimdi peki kulislerde ne konuşuluyor? ‘Abdullah Gül çatı aday olur mu?’ Peki kimin adayı ve kime karşı?
Kandil’in, AB’nin bilimum zararlı cemiyetin desteklediği grubun adayı! En önemlisi kime karşı? Cumhurbaşkanı Erdoğan’a. Bu mümkün mü? Olasılık dahilinde gözüken ve şu anda birinci ağızdan ne doğrulanan ne de yalanlanan bir durum.
Hafızalarımızı biraz tazeleyelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kumpaslarla önünün kapandığı ve siyasi yasak getirildiği yıllardı. AK Parti ilk girdiği seçimlerde tek başına iktidar olmuş ancak dönemin dar oligarşik çetesi Erdoğan’ı minderin dışına atmaya çalışmıştı. Sene 2002 Erdoğan tüm haksızlıklara rağmen kendi makamını bir kenara koyup hükümeti Abdullah Gül’ün kurmasını istemişti. Sonrasında ülkeyi bir kaosa götürmek isteyen kendini rejimini sahibi sanan artıklar Cumhurbaşkanlığı seçiminde eşi başörtülü olan birinin Çankaya Köşkü’ne çıkmasını istemedi ve ülkeyi yangın yerine çevirmek için elinden geleni yaptı. Cumhur’suz Cumhuriyet mitingleri, dine saldıran ana muhalefet partisi Erdoğan nezdinde AK Parti’ye, yani toplumun kahır ekseriyetine saldırdı. Amaçları Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı yapmamaktı. En kritik dönemde Erdoğan, kendini bir kenara iterek en yüksek makama ‘Kardeşim’ dediği Abdullah Gül’ü layık gördü.
Sonrasında neler mi oldu? Abdullah Gül, devletin ve milletin en kritik anlarında Erdoğan’ı yalnız bıraktı ya da sessiz kaldı. Hak olan taraftan yana taraf olmadı.
Türkiye’nin bir cenderenin içine çekilmeye başlanmasının tarihi olan 2013 gezi terörizminde doğrudan devlet hedef alınmıştı. Peki Abdullah Gül burada, Erdoğan’ın yanında durabildi mi? Hayır. 17- 25 Aralık yargı darbesinde FETÖ’yü karşısına alabildi mi? Hayır. Parlamenter sistemin sancılarını, aksaklıklarını birebir yaşamasına rağmen ağzından tek bir söz duyduk mu?
Maalesef Abdullah Gül, Türkiye'nin ABD ve AB üzerinden yaşadığı kuşatmalara dair hiçbir tepki vermedi. Referandum öncesi ve sonrası onlarca kez Türkiye'ye yönelik AB medyasının haksız kampanyası karşısında sus pus oldu.
Türkiye ne zaman bir kaosun içine çekilmeye çalışılsa Abdullah Gül hep susmayı tercih etti. Hatta susmadığı zamanlarda da Erdoğan’ın karşısında bir tavır alacak sözler sarf etti. Danışmanı Ahmet Sever’in çıkardığı kitabı ‘Onayladım’ demişti. İçinde Erdoğan’ı düşman ilan eden bir sürü örnek olduğunu ve Cumhuriyet’e kaç gün manşet olduğunu biraz hafızası olan herkes hatırlar.
Şimdi eğer karşı tarafın adayı olursa tarih kendisini tıpkı diğer karakterler gibi son yaptığı işle anacak. Kimse kendisinden 11. Cumhurbaşkanı diye bahsetmeyecek. Sadece kayıtlara şu şekilde not düşülecek: Erdoğan sayesinde kazandığı tüm makamlar yeterli gelmedi ve 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine Abdullah Gül çatı aday olarak girdi ve ilk turda yarışı kaybederek siyaset sahnesinden çekildi.
Ha bu arada Abdullah Gül kendisine altın tepside sunulmuş, garanti olmayan hiçbir işi kabul etmez. O yüzden bu kadar fırtına koparken sessiz kalıyor ve yaptırdığı anketlere bakarak hüzünleniyor. Ama istediği sonuç bir türlü eline geçmediği için sessiz kalmayı tercih ediyor. Abdullah Gül aday olsun ve 25 Haziran sabahı adı Türk siyaseti için kaybedenler kervanına yazılsın ve bu defter de artık açılmamak üzere kapansın.
serkan.ustuner@haber7.com
twitter: sustuner
Yorumlar7