Özellikle son 1 yıldır IŞİD’dan bahsederlerken sürekli Sünni militanlar vurgusu yapılıyor.
İşte bazı örnekler, internette bunlardan yüzlercesini daha bulmak mümkün.
 
Bir Arap gazetesi buna dikkat çekmiş ve konuyla ilgili detaylı bir dosya haber hazırlamış. Dosyanın adı IŞİD gerçekten Sünni mi?

Evet IŞİD kendisini sünni bir grup olarak tanımlıyor. Batı medyası örgütün mezhepsel kimliğiyle ilgili örgütten bile daha tanıtıcı davranıyor, her haber başlığında örgütün sünni olduğuna dikkat çekiliyor.

Amaç belli, çok ama çok net bir algı operasyonu. 

Oysa şu hiç sorgulanmıyor. Kendisini sünni olarak tanıtan örgüt hem Suriye’de hem de Irak’ta sadece sünni bölgeleri hedef alıyor örnek olarak Esed rejimine değil Suriyeli muhaliflere saldırıyor.
Irak’ta sloganları Şii bölgeler, Bağdat, Kerbela ve Basra’yı ele geçirecekleri iddiasındalar. Kuşatmaya aldıkları yerler ise hep Sünnilerin. Bugüne kadar sadece Telafer ve Tuzhurmatu gibi Şii nüfusun yoğun olduğu noktalara ulaştılar oradaki Şiiler de Türkmenler.

Tekrar o Arap haber sitesindeki yazıya dönelim. IŞİD’in Sünnilik yanını islam uzmanlarına sormuşlar. İlginç yorumlar var.

Dr. İlyas Abdülalim İslam, IŞİD’in asla islama hizmet etmediğini söylüyor, “islam kisvesi altında islama zarar veriyorlar” diyor. IŞİD’in emperyal güçler tarafından finanse edildiğini ve onlara hizmet ettiğini vurguluyor. IŞİD militanlarının, Suriye’de yaptıkları katliamları internette yayınladıklarına dikkat çekiyor özellikle de öldürdükleri bir kişinin iç organlarını çıkarıp yeme görüntülerinin Hazreti Hamza’ya yapılanla aynı olduğunu vurguluyor.

Abdülalim İslam, IŞİD’in eğer gerçekten sünni bir oluşumsa o halde neden Müslümanları hatta Sünnileri öldürdüğünü sorguluyor. Sadece buradan bakıldığında bile örgütün Sünnilikle ilgisinin olmadığını savunuyor.

Bir diğer örneği daha somut. IŞİD’in aslında Sünnilik dâhil diğer islam mezheplerini reddeden Selefi-Vahabi düşünceye ait olduğunu söylüyor. Bu nedenle Vahhabilik inancındaki bir kişinin Sünniliği zaten kendiliğinden reddetmiş olacağını iddia ediyor.
Haberde bir islam aliminden daha görüş alınmış. Pakistanlı Sünni din adamı Zahid Hamid. Hamid de IŞİD ve ona bağlı diğer tüm örgütlerin asla sünni olmadığını söylüyor. Bu konuda çarpıcı gerekçeleri de var.

Zahid Hamid’e göre IŞİD, haricilere daha yakın bir duruş sergiliyor, hem Suriye hem de Irak’taki yapılanmalarının anti-islam olduğunu iddia ediyor. 

Bugün Irak’ta bazı sünni gruplar, IŞİD’in Maliki’ye karşı başlattığı savaşta örgütten yana tavır aldılar. Ancak bu durum yoruma açık. Çünkü Irak’ta IŞİD’i destekleyen Sünnilerin neredeyse tamamı Saddam Hüseyin’in adamlarının başında olduğu gruplar. 

Pakistanlı din adamı Zahid Hamid, Irak’ta Saddam rejiminin bugün hala hayatta olan figürlerinin IŞİD’ı desteklediğini doğruluyor, onların sünni olduğunu da kabul ediyor fakat Saddam ekolünün ne kadar İslamcı olduğunu da sorguluyor.

Hamid Zahid, Saddam Hüseyin’in seküler olduğunu islamiyetin Sünnilik ya da Şiilik formlarına karşı bir tutum sergilediğini belirtiyor. 

Ve en can alıcı nokta. Batı medyası neden her IŞİD haberinde Sünnilik vurgusunu ön plana taşıyor? İşte bunun cevabı 2003’teki Irak işgalinde başlıyor. Amerika, 2003’te Irak’ı işgal ederek o ana kadar canlı olmayan Ortadoğu’daki Şii-Sünni çatışmasını alevlendirdi ardından hayata geçirdi. 

Bugün Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da Şii-Sünni ayrımını hararetlendiren de o işgal zihniyeti. Batı medyası da bu çatışma ortamını diri tutmak için üzerine düşen vazifeyi yerine getiriyor.