ABD'nin asker sarayı! Büyük değişimler kapıda
Steve Bannon’un Beyaz Saray'dan kovulmasının ardından, asker kökenli isimlere ağırlık verilmesi ABD'de iç ve dış politikada değişim rüzgarlarını beraberinde getirecek.
Steve Bannon’un Beyaz Saray’dan kovulması, ABD iç politikasında olduğu kadar dış politikada da dengeleri değiştirdi. Trump kabinesinde geleneksel Amerikan dış politikasına yakın isimlerin, özellikle de asker kökenli James Mattis, Herbert McMaster ve John Kelly’nin ağırlıkları arttı. Yerleşik düzene yakın olarak bilinen bu isimlerin ABD’nin Avrupa, Ortadoğu ve Asya politikalarına değişim getireceği belirtiliyor. Değişim ilk Afganistan’da hissedilecek.
POLİTİKA DEĞİŞİMLERİ BEKLENİYOR
Trump’a ABD Başkanlığının yolunu açan kampanya sürecinin mimarı ve baş stratejisti Steve Bannon’ın Beyaz Saray’dan kovulması ile yönetimde direksiyon generallerin eline geçti. "Önce Amerika" sloganı ile formüle edilen ve ABD’nin müdahaleci politikaları dışlayarak, kendi içine odaklanmasını niteleyen politikanın savunucusu Steve Bannon’un Beyaz Saray’dan kovulmasıyla, Donald Trump’ın çevresindeki geleneksel müdahaleci kanadın ağırlığı arttı. Dengeler arasındaki bu değişimin Beyaz Saray’ın Avrupa’dan Ortadoğu ve Asya’ya kadar birçok politikasında gözle görülür değişikliklerin yaşanmasına neden olacağı kaydediliyor. Steve Bannon’un Ulusal Güvenliğe ilişkin konularda, Savunma Bakanı James Mattis, Beyaz Saray Genel Sekreteri John Kelly ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert McMaster ile problemi olduğu biliniyordu. Hepsi eski general olan üç ismin, Bannon’un gidişiyle rahat nefes aldığı ve Trump’ın üzerindeki etkilerinin artacağı ifade ediliyor. Bu etkinin ilk görüleceği alan ise Afganistan olacak.
YERLEŞİK DÜZENİN ZAFERİ
Ulusal Güvenlik konularına ilgisi nedeniyle Trump yönetimindeki generallerin tepkisini çeken eski baş stratejist Steve Bannon, ABD’nin Irak ve Afganistan gibi dış müdahalelerine karşıtlığıyla biliniyordu. Bannon aynı zamanda Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi ulus üstü ve uluslararası kurumlara yönelttiği eleştirilerle de öne çıkıyordu. Bannon aynı zamanda ABD’nin iç ve dış güvenlik bürokrasisine, Dışişleri, Pentagon ve İstihbarat Kuruluşları, yönelttiği sert eleştirilerle de hem dikkatleri hem de şimşekleri üzerine çeken bir isimdi. Bannon, Beyaz Saray’daki görevinden kovulmadan önce The American Prospect dergisine verdiği bir mülakatta açıkça ilgili kurumlara ve başta Kore olmak üzere birçok dış politika konusuna eleştiriler getirmişti. Bannon’un Beyaz Saray’ın dışına çıkarılması bu çerçevede Washington’da yerleşik düzeni temsil eden kurumların bir zaferi olarak görülüyor. Bilindiği üzere Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ın göreve geldiğinde ilk işi Bannon ve ekibini, Ulusal Güvenlik Konseyi’nden kovmak oldu.
GELENEKSEL POLİTİKAYA BAĞLI İSİMLER
Mattis, Kelly ve McMaster asker kökenli isimler olmakla birlikte, ABD’nin geleneksel dış politikasına ve stratejisine yakın isimler olarak tanınıyorlar. Bannon'un dış müdahalelere karşıt tutumunun var olmadığı bir Beyaz Saray’da, ABD’nin müdahaleci politikalarını önceleyen Pentagon varlığının daha da kuvvet kazanacağı açık. Donald Trump’ın ABD Başkanlığına gelmesi ile kendine özerk bir alan kazanan Pentagon’un, şimdi bu alanı başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında genişletme imkanı bulduğu değerlendiriliyor. Politika değişikliğinin Afganistan başta olmak üzere sıcak bölgelerde hissedilmesi bekleniyor.
CAMP DAVID’DE AFGANİSTAN ZİRVESİ
Bannon’un Beyaz Saray’dan kovulmasının ilk sonucu, Afganistan’a dair ABD askeri planlamasındaki değişim oldu. Bannon’un Pentagon’un aksine Afganistan'daki mevcut asker sayısının artırılmasına karşı olduğu ve paralı askerleri bu ülkeye konuşlandırma taraftarı olduğu biliniyor. Bu çerçevede Blackwater adlı eski özel güvenlik şirketinin kurucusu Eric Prince’i de planlama çalışmalarına dahil etmişti. Bannon’un gidişiyle, Camp David’de düzenlenen ve Trump yönetiminin üst düzey isimlerinin katıldığı Afganistan zirvesine, Eric Prince’ın katılımı da önlendi. Washington kulislerine yakın The Politico dergisinin haberine göre Prince’ın toplantıya katılımı bizzat Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ın müdahalesi engelledi. Washington çevreleri bu dikkat çeken gelişmeyi, Bannon’un gidişi ile diğer dış politika konularında yaşanabilecek değişime bir örnek olarak gösteriyor. Pentagon, Afganistan’a 8400 asker daha göndermeyi planlıyor. Camp David Zirvesi’nde Mattis, Kelly ve McMaster’ın bu çerçevede Trump’a yoğun baskıda bulunduğu da medyaya yansıdı. Trump’ın Camp David sonrası Twitterdan attığı mesaj da son gelişmeler dahilinde anlamlıydı: "Camp David’de çok yetenekli generallerimiz ve askeri liderlerimizle kıymetli bir gün geçirdim. Afganistan dahil birçok önemli karar aldık."