Başbakan Yardımcısı Şimşek: (2)
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bu yıl Türkiye ekonomisinde görünümün olumlu olduğunu belirterek, "Kapasite kullanım oranları yüzde 80'e dayanmış, ihracatçı sektörlerde oran yüzde 83. Bu, 'yatırım geliyor' sinyali. Yatırımlar artacak." dedi.
Şimşek, 48. Dünya Ekonomik Forumu dolayısıyla bulunduğu İsviçre'nin Davos kasabasında, NTV yayınına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bu yılı büyüme, enflasyon ve cari açık açısından olumlu gördüğünü ifade eden Şimşek, "O konuda rahatız. Geçen sene, biraz baz, bir miktar da Kredi Garanti Fonunun etkisiyle makro ihtiyati politikada gevşemeyle hızlandık. Geçen sene muhtemelen büyük ülkeler arasında dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olduk. Türkiye için 2018'de de görünüm olumlu. Kapasite kullanım oranları yüzde 80'e dayanmış, ihracatçı sektörlerde oran yüzde 83. Bu, 'yatırım geliyor' sinyali. Yatırımlar artacak, bu önemli." diye konuştu.
Bu yıl dış talebin de güçlü olacağına işaret eden Şimşek, Türkiye'nin en büyük pazarı durumundaki Avrupa'nın toparlandığını söyledi. Şimşek, petrol fiyatlarındaki artıştan Rusya ve Ortadoğu ülkelerinin nemalanacağını belirterek, "Gelirleri artınca biz orada daha çok müteahhitlik işi yapacağız, daha çok para kazanacağız, daha çok turist gelecek, ev alacaklar Türkiye'den, bizim mallarımızı alacaklar, dizilerimizi seyredecekler. Dış talep güçlü olacak, bu net." ifadesini kullandı.
- "Esas olan verimliliği artırmak"
Şimşek, yurt içinde 1 milyon 317 bin kişiye net istihdam sağlandığına ve bu kişilerin talebi artıracağına dikkati çekerek, asgari ücretteki artış ve taşeron işçilerin kadroya alınmasının da iç talebi destekleyeceğini bildirdi.
İç talep, dış talep ve yatırımların güçlü olacağını vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:
"İç talep geçen yılki kadar yüksek olmayacak. Ticari ve bireysel kredi faizlerinin yüksek olması iç talebi biraz sınırlar. Bizim zaten enflasyonla mücadele edebilmemiz ve cari açığı belli noktada tutabilmemiz için iç talep makul gitmeli. Esas dış talep belirleyici olmalı, bu bizim politikamızın özünü oluşturuyor. Önümüzdeki dönemde de inşallah Türkiye'nin rekabet gücünü artırmamız lazım. Sadece kur eksenli bakılmamalı. Esas olan verimliliği artırmak, katma değer zincirinde yükselmek, Türkiye'nin dış dünyaya nitelikli, kar marjı yüksek daha fazla mal ve hizmet satması. Bunu becerdiğimiz ölçüde Türkiye, cari açığı da yönetebilecek, enflasyonu da tekrar tek haneye düşürmüş olacak."
Küresel ekonomi konusunda da bu yıla ilişkin iyimser olduğunu belirten Şimşek, enflasyonun, petrol fiyatlarının etkisiyle yükseliş trendine girebileceğini ancak bunun gelecek senenin ikinci yarısında beklendiğini dile getirdi.
Şimşek, şunları kaydetti:
"Bu sene dünyada 22 trilyon dolarlık tasarruf olacak. Bu tasarruf, geçen seneye göre 1,5 trilyon dolarlık artışa tekabül ediyor. Dünyada para ve likidite bol. Avrupa Merkez Bankası parasal genişlemeyi belki sınırlayacak ama devam ediyor, Japonya devam ediyor, ABD bir miktar bilanço küçültecek ama sınırlı ölçüde. Bu seneye bakıldığında ciddi bir enflasyonist baskı için henüz erken görünüyor. Çünkü henüz onun emareleri yok ama gelecekte bu olacak."
- "Gelir dağılımındaki adaletsizlik sistemdeki oksijeni çekiyor"
Şimşek, büyümenin devam edeceğini, ticaret hacminde artışın sürdüğünü, bunu sadece jeopolitik büyük gerginliklerin, korumacılık eğilimlerinin sınırlayabileceğini vurgulayarak, dünya ekonomisi için esas problemin gelir dağılımındaki adaletsizlik ve bunun bir demokratik resesyona dönüşmesi olduğunu söyledi.
Söz konusu durumun liberal demokrasi sistemindeki oksijeni çektiğini dile getiren Şimşek, bu sorunun yabancı düşmanlığını, içe kapanmayı, korumacılığı, aşırı sağa veya aşırı sola eğilimleri artırdığını bildirdi.
(Bitti)
YORUMLAR