Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığına dikkat
Tüp bebek tedavisinde 3 ya da daha fazla sonuç alınamaması halinde, sorunun, embriyo kalitesi, genetik faktörler, anne adayının sistemik rahatsızlıklarından kaynaklanabildiği belirtildi.
Tüp bebek tedavisinde 3 ya da daha fazla sonuç alınamaması halinde, sorunun, embriyo kalitesi, genetik faktörler, rahime bağlı nedenlerin yanı sıra anne adayının sistemik rahatsızlıklarından kaynaklanabildiği belirtildi.
Uzmanlar, başarılı bir tüp bebek uygulaması için çiftlere tam analiz yapılmasının şart olduğunu ve sorunun tespit edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Gürgan Clinic Kadın sağlığı, İnfertilite ve Tüp bebek merkezi Medikal Direktörü ve Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Doç. Dr. Aygül Demirol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı (IVF) ile ilgili bilgi verdi.
Genel tanım olarak 3 ve üzerinde tüp bebek tedavisinden olumlu sonuç alınmamasının ''tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı'' olarak ifade edildiğini belirten Demirol, bunun embriyo kalitesi, genetik faktörler, rahime bağlı nedenlerin yanı sıra anne adayının sistemik rahatsızlıklarından kaynaklanabildiğini söyledi. Demirol, ''En ileri teknikler bile olsa, henüz çözülememiş moleküler düzeyde birçok faktör mevcut olduğu için tam bir başarıdan söz edilemez'' dedi.
Tedavi öncesinde çiftlerin her yönden iyi analiz edilmesi gerektiğine işaret eden Demirol, özellikle hormonal ve immün olarak değerlendirilmelerin çok önemli olduğunu vurguladı. Demirol, troit sorunları, prolaktin yüksekliği, immün sistem ile ilgili bazen net tanı konulamamış sinsi seyreden romatolojik, gastrolojik ve tüm diğer sistemler ile ilgili sorunlar olabildiğini belirterek, bunların çözümlenmesi halinde tedaviden iyi yanıt alınabildiğini söyledi.
Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında mutlaka nedenin tam olarak tespit edilmesi gerektiğini belirten Demirol, yol haritasının ona göre şekillenmesi gerektiğini bildirdi.
-''KISIRLIKTA ERKEK FAKTÖRÜ ÖNEMLİ YER TUTULUYOR''-
Kısırlık vakaları analiz edildiğinde, önemli bir oranda erkek faktörünün ön plana çıktığına dikkati çeken Demirol, erkek kısırlığının iyi analizi ve teşhisi ile tedavi yöntemleri sayesinde birçok çiftte olumlu sonuçlar elde edildiğini belirtti.
Demirol, erkek faktörü değerlendirilirken temel analizin sperm örneğinin incelenmesi olduğunu anlatarak, sperm sayısının, hareket kabiliyetinin, spermin dölleme yeteneğinin ve gerekli vakalarda genetik analizinin önemli olduğunu vurguladı. Demirol, ''Sayısal düşüklük, hareket oranı düşüklüğü ya da tam hareketsizlik, şekil bozuklukları ve sperm örneğinde genetik olarak DNA kırıklarının yoğun olması kısırlık nedeni. Çevresel faktörler, çalışma şartlarında maruz kalınan birçok toksik madde, sigara, erkek yaşının ilerlemesi de sperm kalitesini düşürüyor'' diye konuştu.
Tedavi öncesi erkeğin iyi analiz edilmesi gerektiğini belirten Demirol'un verdiği bilgiye göre, bazı vakalara özel antioksidan ve vitamin tedavisi gerekli olabiliyor. Kimi daha ciddi vakalarda da hormon tedavisi ve sperm yapımının uyarılması gerekiyor.
Tedavide zorlanılan grubu, sperm sayısı çok düşük ve kalitesiz olan vakalar ve hiç sperm olmayan azospermi vakaları oluşturuyor. Şiddetli erkek faktöründe tüp bebek teknikleri içerisinde High Magnification mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi, birçok vakada çözüm getiriyor.
Mikroenjeksiyon tekniğinde her bir yumurta içerisine bir sperm enjekte ediliyor. Seçilen sperm kalitesi direkt olarak tedavi sonucunu etkiliyor.
-KALİTELİ SPERM SEÇİMİNDE SON TEKNOLOJİ IMSI-
Tüp bebek başarısında kaliteli sperm seçimi çok önemli bir yer tutuyor. Şiddetli erkek faktörü olan kısırlık tedavisi gören çiftlerde ICSI, büyük büyütmeli mikroenjeksiyon (IMSI) yöntemi etkin sonuç alınmasını sağlıyor.
Henüz yeni, ancak etkinliği kanıtlanmış bir uygulama olan ve dünyanın seçkin birkaç merkezinde uygulanan yöntem, mikroenjeksiyon işleminde kullanılacak spermin en ileri teknolojik imkanlar ile binlerce kat büyütülerek incelenmesini ve böylelikle en iyi spermin seçilmesini sağlıyor. Bu işlem için özellikli bir mikroskop kullanılıyor.
Mikroenjeksiyon işleminde her bir olgun kadın yumurtası bir adet sperm ile dölleniyor. Embriyo kalitesini yumurta ve spermin kalite derecesi etkiliyor. Döllemede kullanılacak spermin seçimi bu nedenle hayati önem taşıyor. Eğer sperm dölleme, kapasitesi en iyi olan ve genetik olarak en kaliteli sperm seçilirse işlemde döllenme oranı yüksek, embriyo kalitesi yüksek, gebelik oranı yüksek ve gebelik kaybı oranı düşük oluyor.
Normal mikroenjeksiyon sisteminde sperm 100 ila 400 kat büyütülerek seçilirken, IMSI'de spermler 1600 ila 7000 kata kadar büyütülerek son derece titiz ve sperm başındaki bazı özellikler detayla incelenerek seçiliyor ve mikroenjeksiyon uygulanıyor.
Bunun dışında mikroenjeksiyon esnasında sperm, polarizan mikroskop altında incelenerek baş kısmındaki parlaklığa göre değerlendirilerek seçiliyor.
-KO-KÜLTÜR YÖNTEMİ-
Ko-Kültür (co-culture) yönteminde de embriyo, laboratuvarda özel sıvılar içerisinde geliştiriliyor.
Bu sıvılar yumurta ve spermin döllenmesinden embriyonun gelişimine ve anne rahmine yerleştirilmesine kadar bir besi yeri görevi yapıyor ve anne rahmi ile tüplerdeki sıvıları taklit ediyor. Bu yöntem ile daha kaliteli embriyolar elde ediliyor ve gebelik oranı artıyor.
Bu yöntem, normal tüp bebek tedavisi ayında kolaylıkla uygulanıyor ve hastaya ek bir maliyet yaratmıyor. Eski Ko-kültür yöntemlerinde rahim içinden alınan hücreler kullanılıyor, hasta tüp bebek tedavi ayından bir ay önce rahim içi örneklemesi için işleme alınıyor ve ek olarak ciddi miktarda para ödüyordu. Maliyet dışında, yumurta çevresi hücrelerden üretilen ko-kültür çok daha iyi sonuçlar veriyor.
Bu yöntem Amerika, Fransa ve Hindistan'da belli merkezlerde uygulanıyor.
Başarıya ulaşmak için bazı tekniklerin beraber kullanımı da gerekebiliyor. Örneğin; Lazer tekniği kullanılarak yapılan özel bir mikroenjeksiyon sistemi ile yumurta daha az zedeleniyor ve daha kaliteli embriyolar elde ediliyor. Lazer sistemi ve ko-kültür birlikte kişiye özel uygulandığında maksimum başarı elde ediliyor.
Rahim içinde bebeğin yerleşeceği alanın yapısı ile ilgili faktörler de kısırlık nedeni olabiliyor. Tıbbi literatürde ''rahime bağlı'' anlamına gelen uterin faktörlerde de değerlendirme yapılması için ''Ofis Histeroskopi'' yöntemi kullanılıyor.
Rahim içinin değerlendirildiği altın standarta sahip bir teknik olarak tanımlanan Histeroskopi, son teknikle geliştirilen ofis histeroskopi ile hastalara anestezisiz, ofis şartlarında kısa sürede işlem uygulanabiliyor.
Rahime bağlı sorunların tespit edilmesi halinde aynı anda tanı konulup tedavi yapılarak, gebelik oranları artırılabiliyor.