Bursa'da tarihi bazilika
Tarihi M.Ö 2200'e kadar (Bithynia dönemi) uzanan Bursa Surları'nın Tophane yamaçlarındaki kule kazısı sırasında, yaklaşık bin 600 yıllık erken Roma dönemine ait bazilika ortaya çıktı.
Bazilikanın, surlardan sonra Bursa'da izi ortaya çıkmış, görünürdeki en eski yapı olmasının muhtemel olduğu bildirildi.
Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünde dersler veren ve Bursa surlarının restorasyon projelerini hazırlayan Mimar Dr. İbrahim Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Tophane Ön Yamaç Surları Restorasyon Çalışması"nın "Saltanat Kapısı"nın kuzeyinden başlayarak "Kaplıca Kapı"ya kadar uzanan kadar yaklaşık bin 200 metrelik bölümü kapsadığını belirtti.
Yılmaz, bu kısma ait tüm restorasyon projelerinin Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylandığını ancak mesafenin uzun olması nedeniyle restorasyon uygulama çalışmalarının iki etaba ayrıldığını kaydederek, birinci etap restorasyon uygulama çalışmasının, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü önünden askeri garnizona kadar olan yaklaşık 500 metrelik mesafeyi içerdiğini, etap kapsamında "A" ve "B" olmak üzere iki büyük kule, bu kuleler arasında ise uzun sur beden duvarlarının bulunduğunu anlattı.
BURSA'DA ORTAYA ÇIKAN EN ESKİ YAPI
Kulelerin restorasyon çalışması çerçevesinde, öncelikli olarak "A Kulesi"nin ön ve yan duvarlarının iç kısımlarında güçlendirme amacıyla kazı çalışmaları yapıldığını hatırlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
HEM DİNİ YAPI HEM MAHKEME
"Yapılan kazı çalışmalarında, kulenin alt kotlarında eski çağlara ait bazı duvar kalıntıları bulunmuştur. Bulunan kalıntıların erken Roma dönemi bazilikasına ait olduğu ve Bursa'nın mimarlık tarihinde yeni ufuklar açacağı düşünülerek kazının daha da genişletilmesi kararı alınmıştır. Bu amaçla kalıntıların üzerinde bulunan tek katlı yapı kamulaştırılarak yıkılmış ve kazıya geniş alanda ve derinlemesine devam edilmiştir. Kazı sonucunda beklendiği gibi doğu-batı ekseni üzerinde uzanan dikdörtgen bir plan şemasına sahip, mermer sütunları ve duvar süslemeleri olan, Hristiyanlığa geçişte ve ilk Roma devrinde kullanıldığı tahmin edilen bir bazilika yapısı ortaya çıkartılmıştır. Mimarlık tarihinde plan biçimini en uzun süre koruyan, Roma çağında ortaya çıkmış, ilk Roma döneminde de kullanılmış, hem mahkeme hem de dini yapı olma özelliği taşıyan bu bazilikanın, surlardan sonra Bursa'da izi ortaya çıkmış görünürdeki en eski yapı olması muhtemeldir."
Yılmaz, Bazilikanın teknik özelliklerine de değinerek, bu bilgileri verdi:
"Bazilikanın doğu kısmında yuvarlak bir apsis (ayin yapılan yer), apsisin önünde de aydınlatma amaçlı mazgal türü bir pencere boşluğu bulunmaktadır. Bursa bazilikasında ortada bir nef, nefin sağ ve sol yanlarında ise pastophorium türü iki adet hücre bulunmaktadır. Bu hücrelerin bir tanesi apsisin kuzey doğusunda, diğeri ise güney doğusunda yer almaktadır. Birinci hücrenin (oda) adı diokonikon, ikinci hücrenin adı ise prothesisdir. Diokonikon hücresi kutsal eşyaların bulunduğu yerdir. Bu hücre, dini eşya ve metinlerin saklandığı, din adamlarının ayin için hazırlık yaptığı odadır. Prothesis hücresi ise hediyelerin saklandığı ve kabul edildiği odadır. Bazilikada apsisin kuzey batısında neften girilen içinde rahip iskeletinin de bulunduğu bir mezar odası vardır."
BURSA KÜLTÜR TARİHİ İÇİN BÜYÜK KATKISI OLABİLİR
Burada halen devam eden kazı çalışmasında bazilikanın "narteks" denilen giriş kısmı ile "atrium" olarak adlandırılan avlunun ortaya çıkartılmasına çalışıldığını belirten Yılmaz, "Özgün ve şu ana kadar bilinmeyen Bursa bazilikasının ortaya çıkması, Bursa'nın kültür tarihindeki önemini daha da artıracağı muhakkaktır. Burada, kazı sonra yapılacak korumaya yönelik restorasyon çalışmaları, turizm açısından da Bursa'ya önemli kazançlar sağlayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, "B Kulesi" kısmında restorasyon öncesi yapılan temizlik çalışmalarında ise kuleye ait kazamat (yerin altına kazılmış siper) kalıntılarının ortaya çıktığına işaret ederek, "Kalıntıların incelenmesi sonucu, 'B Kulesi'nin İç Kale'de bulunan Bey Sarayı'nı koruyan ilk kule olduğu anlaşılmıştır. Bu kule, kalıntılarının üzerinde geleneksel malzeme ve yöntemler kullanılarak özgün haliyle tamamlanmış ve eski ihtişamlı haline getirilmiştir. Kule iki katlı olmasına rağmen Tophane Parkı'nın ön görünüşünü etkilememesi amacıyla bir katı yapılmıştır. Diğer katının zemini seyir terası olarak bırakılmıştır" dedi.