Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (1)
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Yeni dönemde milletin yüzde 50 artı 1'nin sigortası, Türkiye'nin karşılaşacağı pek çok sorunun çözümü için anahtar rolü oynayacaktır. Bundan böyle Türkiye’de, bölücülerin, terör örgütlerinin desteklediği kişilerin, marjinal düşüncelerin, milletin inançlarıyla, değerleriyle kavga edenlerin iktidar olma dönemi tamamen kapanmıştır. Millete rağmen iktidar dönemi de tamamen kapanmıştır." dedi.
Bozdağ, Bartın Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Siyaset Akademisi programında yaptığı konuşmada, siyasetin bitmek bilmeyen bir okul hayatı olduğunu, başarılı siyasetçilerin tamamının, öğrenciliklerini aklından çıkarmayanlar olduğunu söyledi.
Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk liderliğinde büyük reformlar yapıldığı ancak daha sonra bu reformları daha ileri taşınma imkanı bulunmadığını dile getiren Bozdağ, "Darbeler, muhtıralar, yolumuzu hep kesti. Türkiye, demokratik hayatın içerisinde herkesin ve her kesimin kendisini hür hissettiği bir ortamda ne yeni anayasasını yapabildi, ne yeni sistemini ortaya koyabildi, ne de büyük reformlara imza atabildi. AK Parti’nin sizin iradenizle, iktidar olmasından sonraki süreçlerde belki yeni anayasa yapabilmeyi başaramadık ama anayasa içerisinde yönetim sistemimiz başta olmak üzere pek çok önemli reformu hayata geçirmeyi hep beraber başardık. Bunu da milletimizle beraber yaptık." diye konuştu.
Bozdağ, 2007 Mayıs ayının cumhurbaşkanı seçim ayı olduğunu ve o dönemde yaşanan sıkıntıları herkesin gördüğünü anlatarak, şöyle devam etti:
"Daha önce olduğu gibi cumhurbaşkanı seçimi büyük bir krize yol açtı. Önceki dönemlerde bu krizlerin darbeyle sonuçlandığını da gördük. Meclisin baskı altına alındığını gördük. Uçakların, meclisin üzerinden uçurulduğunu gördük. Siyaset her defasında, kimin cumhurbaşkanı olmasını isteyenlerin diktesine boyun eğmiştir. Ama bakın ilk defa Türkiye’de siyaset, milletin diktesine boyun eğmiş, milletin üstünde kendisini güç görenlere meydan okumuş, ‘Ben sizin dediğinizi cumhurbaşkanı seçmem, seçtirmem.' demiştir. Ama cumhuriyet mitinglerinde, ama 367 utanç kararıyla, ama 27 Nisan e-bildirisiyle bu süreci kesmek istediler. Biz geri adım atmadık ve tarihimizin belki en riskli dönemlerinden birinde cesur adım adımlar attık. Hem 27 Nisan bildirisini yırtıp, bu bildiriyi yayınlayanların yüzüne çarptık, 'Hem cumhurbaşkanını biz seçeceğiz geri adım atmayız.' dedik ama parlamentonun karşısına Anayasa Mahkemesi dikilince yolumuz kapandığı için her zaman olduğu gibi yolumuzu açan aziz milletimize koştuk.
Seçim kararı aldık. Ama seçime gitmeden önce cumhurbaşkanlığı seçimini Türkiye’de sürekli krize, kaosa, devlet organları arasında çatışmaya, vatandaşlarımız arasında gerilime yol açmaktan çıkarak, tarihi reformun altına imza attık. Cumhurbaşkanını bundan sonra parlamento seçmeyecek, doğrudan halk seçecek. Parlamentodan bunu geçirdik ama 367’yi bulamadık. Hem seçim kararı aldık, hem halk oylaması sürecini başlattık. Seçimde siz bize büyük bir güç verdiniz. Allah razı olsun."
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, 2014'te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminden ve o dönem yaşananlardan bahsederek, "Hamd olsun yüzde 69’la Türk halkı büyük bir reform gerçekleştirdi. Arkasından 10 Ağustos 2014'te, ilk defa bugüne kadar Türk tarihi içerisinde halk kendi cumhurbaşkanını doğrudan kendi seçti. Bu; bizim sadece bugünümüzün değil, bütün tarihimizin, en büyük reformu, en büyük başarısı olarak tarihe geçti. Halkın doğrudan seçtiği ilk devlet başkanı da AK Parti'mizin genel başkanı, Türkiye'nin lideri Recep Tayyip Erdoğan oldu." diye konuştu.
- "Parlamenter sistemde çok çok bedel ödedik"
İkinci büyük reformun da 16 Nisan 2017'de gerçekleştirildiğine ve hükümet sisteminin, parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne dönüştürülerek, tarihi bir adım atıldığına işaret eden Bozdağ, "Parlamenter sistemde çok çok bedel ödedik. Artık ülkemiz yeni bedeller ödemesin diye ve 15 Temmuz darbe girişiminin de hemen arkasından adım attık. Milletin çoğunluğunun devlete ve millete sigorta olduğu bir sisteme Türkiye'nin geçmesi lazımdı. Bir yandan içimizdeki FETÖ terörü, PKK terörü, DHKP-C ve diğer terör örgütleriyle mücadele ederken, öte yandan sınırımızın hemen ötesinde pek çok güçle görünür görünmez mücadele yaparken, Türkiye'nin, içerisinde bölünmelere yol açan iktidar kavgalarıyla vakit geçirmesi bize en büyük zararı verdi.
Bugün istikrar var, güçlü iktidar var ama Tayyip Erdoğan gibi milletinden dua ve destek almış bir lider olduğu için var. Ama biz öyle bir sistem kurmalıyız ki siyasi istikrar, güçlü iktidar, güçlü lidere bağlı olarak değil, sistemin doğal sonucu olarak ortaya çıksın ve daima Türkiye kazansın, daima Türk milleti kazansın diye bu adımı attık. Artık Türkiye'nin bundan sonraki dönemde geleceği de istikrarsızlık, Allah'ın izniyle olmayacak. Yeni dönemde milletin yüzde 50 artı 1’inin sigortası, Türkiye'nin karşılaşacağı pek çok sorunun çözümü için anahtar rolü oynayacaktır. Bundan böyle Türkiye'de, bölücülerin, terör örgütlerinin desteklediği kişilerin, marjinal düşüncelerin, milletin inançlarıyla, değerleriyle kavga edenlerin iktidar olma dönemi tamamen kapanmıştır. Millete rağmen iktidar dönemi de tamamen kapanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile halkı güçlendirdiklerini ancak adında "halk" olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin, hala sistemin değiştiğinin farkında olmadığını dile getiren Bozdağ, "Yahu sistem değişti, değişti sayın Kılıçdaroğlu. Türkiye'nin hükümet sisteminin adı artık parlamenter sistem değil, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Değişimi de aziz Türk milleti sandıkta onayladı. Değişim kısmen uygulanmaya da başlandı. Cumhurbaşkanının siyaset yapamayacağı yasağı kalktı ve AK Parti’nin Genel Başkanı aynı zamanda Türkiye’nin bugün Cumhurbaşkanı. Hala, bunlar sistemin değişmediğini zannediyorlar." ifadelerini kullandı.
- "Türk milletinin yeni dönemde yeni ve sivil bir anayasa yapmaya ihtiyacı vardır"
"Türkiye, inşallah 2019'da 1919'u baz aldığınızda yeni bir yüzyılın eşiğindedir." diyen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaklaşık 100 yıldır Türkiye’de uygulanan sistem değişiyor, yerine yeni bir hükümet sistemi geliyor. Umuyor ve diliyoruz ki Türkiye 2019 seçimlerinden sonra yeni bir anayasa yapmayı da başlatan büyük bir tarihi adımı atacaktır. Ben buna inanıyorum. Zira Türkiye'nin yeni anayasa arayışları bugüne kadar başarılı sonuçlanmadı. Atatürk döneminde yapılan 1921 ve 1924 anayasalarını hariç tutarsanız, diğerlerinin tamamı milletin anayasası değil, darbecilerin anayasasıdır. Millet sözleşmesi değil, her biri birer darbe sözleşmesidir.
Türk milletinin yeni dönemde herkesin kendisini hür hissettiği ortamda yeni ve sivil bir anayasa yapmaya ihtiyacı vardır. Bugüne kadar yeni ve sivil bir anayasa yapmanın önündeki en büyük engel Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur. Uzlaşma komisyonları kuruldu, netice alınamadı. En son komisyonda 'Biz hükümet sistemini çıkarmazsanız yeni anayasa çalışmalarına katkı vermeyiz.' dediler. Artık bu engel de ortadan kalktı. Yeni anayasanın önündeki engel eğer hükümet sistemi tartışmaları, hükümet sistemini değiştirme iradesiyse bu bahane de CHP’nin elinden alınmıştır."
(Sürecek)
YORUMLAR