Cilt, koruyucu bir zarf değil!
Cildimiz sadece koruyucu bir zarf değildir.
Tıpkı akciğerlerimiz, karaciğerimiz ve beynimiz gibi onun da işlevleri ve yapması gereken görevleri vardır
Vücudunuzu kaplayan, düzenli olarak bölünebilir ve birbirine sıkı sıkıya bağlı, sağlam cilt hücreleri ile doğarsınız. Ancak cilt sadece koruyucu bir zarf değildir. Tıpkı akciğerleriniz, karaciğeriniz ve beyniniz gibi onun da işlevleri ve yapması gereken görevleri vardır. Vücut ısınızı düzenler. Duyularınızı iletir, soğuk bir esintiyi hissedebilmenizi ya da sıcak bir ocaktan uzaklaşmanızı sağlayarak yanmanızı engeller. Cilt, ayrıca önemli bir savunucudur. Narin genetik yapısını radyasyondan korumak için pigment üretir. Bazı cilt hücreleri, asker görevi görerek saldırganlara karşı koruma sağlar. Gerektiğinde diğer hücreleri koruyucu protein salgılamaları için alarma geçirir ve vücudun bağışıklık sistemini uyarır. Ciltte yaşlanma adını verdiğimiz, değişikliklere neden olan faktörler arasında yer alan bu enflamatuar tepki hakkında daha sonra konuşacağız.
MOLEKÜLLERİ AYRIŞTIRIR
Cilt, görevlerini yerine getirirken aynı zamanda kendini de kuvvetlendirir. Yağ bezleri sebum salgılayarak, cildin üzerinde tutunan yağlandırıcı bir etki yaratır ve dahili nemlendirme sisteminin nem düzeyini dengede tutmasını sağlar. Cilt sürekli kendini onardığı ve yenilediği için eskimez ve bozulmaz. Serbest radikalleri bastırmak için doğal antioksidan dolaşımı yaratır ve her bir hücreye ihtiyacı olanı verebilmek için besinleri parçalayarak önemli molekülleri ayrıştırır.
DERİ , EN BÜYÜK ORGANIMIZ
Vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 16'sını oluşturan deri, en büyük organımızdır. Yüzünüzde bulunan derinin her 25.4 milimetre karesinde yaklaşık 65 tüy, 100 yağ bezi, 650 ter bezi, 78 sinir alanı ve 19 kılcal damar bulunur. Cilt, bir çeşit fabrikadır. Nasıl bir otomobil fabrikası araba yapmak için çelik, kauçuk ve plastik gibi materyaller kullanıyorsa, cildin de hücre ve onları bir arada tutacak materyalleri üretmek için şeker, su ve proteinlere ihtiyacı vardır. Bunlarla beraber metabolizmasını korumak için yağ ve amino asitlere, yapısını korumak için B vitaminlerine, mikro minarellere ve bunun gibi başka şeylere ihtiyaç duyar. Ayrıca bu yapıların bir çeşit biyolojik paslanma durumuna maruz kalmasını önlemek için de antioksidanlara ihtiyacı vardır.
GÜNEŞ IŞIĞI CİLDİ YIPRATIR
Kırışıklıklar aslında deride belirgin hale gelmelerinden veya yerçekiminin etkisini göstermesinden yıllar önce oluşmaya başlar. Vücutta meydana gelen kaçınılmaz yavaşlamanın sebeplerinden biri bazı hücresel değişimlerdir. Ancak ciltte yaşlanma sürecini hızlandıran başka bir etken daha vardır. Bu, güneş ışığı ya da yıpratıcı tedavilerin neden olduğu enflamasyondur.