Bronzlaşmayı özendiren 5 efsane

Pek çok kadın bronz bir tene sahip olmak uğruna saatlerce güneşte kalıyor. Oysa fazla güneş ışığı almanın en ciddi riski, cilt kanseridir.

Bronzlaşmayı özendiren 5 efsane
Bronzlaşmayı özendiren 5 efsane
GİRİŞ 08.05.2010 07:18 GÜNCELLEME 08.05.2010 07:18

Vasfiye Özcanbaz'ın haberi

Bir de bronzlaşmayı özendiren bazı efsaneler var ki, ardında yatan gerçekleri okumadan hiçbirini uygulamayın.

Hızla yaklaşan yaz aylarında güzel bir şekilde bronzlaşmak her kadının isteğidir. Ancak bugün sahip olunan bronz ten gelecekte problemlere yol açabiliyor. Güneş ışığındaki tüm ultraviyole ışınlar cilde zarar verir ve hasar miktarı da güneşte ne kadar kaldığınıza bağlı olarak değişir. HowStuffWorks isimli internet sitesinde yayınlanan haberde, plajda geçirilen uzun bir öğleden sonrasının ya da 3 setlik bir tenis maçının kırmızı, yanmış ve sonrasında su toplayan ve soyulan bir ciltle sonuçlanacağı belirtiliyor. Hatta bu durumda güneş çarpabilir, bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi, nefes alma problemleriyle karşılaşabilir ve bayılabilirsiniz.

Aşırı güneşte kalmak kırışıklıklara, güneş lekelerine ve erken yaşlanmaya neden olabiliyor. Fazla güneşe maruz kalmanın en ciddi riski ise cilt kanseridir. Amerikan Kanser Derneği'nin verilerine göre, 2008 yılında 1 milyondan fazla melanom olmayan cilt kanseriyle, 60 binden fazla melanom cilt kanseri teşhis edildi. Tıp uzmanları, güneşlenmenin hiçbir şeklinin güvenli olmadığını belirtirken, bazı insanlar altın bronzluğu aramaktan vazgeçmiyor. İşte, 5 bronzlaşma efsanesinin arkasında yatan gerçekler:

1. Bulutlu veya soğuk bir günde güneşin zararı hakkında endişelenmenize gerek yoktur: Hava bulutlu da olsa ultraviyole ışınlar her zaman mevcuttur. Havanın bulutlu olmasına güvenerek uzun süre dışarıda kalanlar, acı verici güneş yanıklarıyla karşılaşabilir. Kar, su ve kum güneş ışınlarının yüzde 85'ini yansıtıyor. Bu nedenle kayak yapıyor, sandalla dolaşıyor ya da plajda zaman geçiriyorsanız, güneş kremi kullanmak ve bunu sık sık sürmek önemlidir.

2. Koyu tenliler güneşin zararından etkilenmez: Ten rengi, epidermdeki melanin miktarı tarafından belirleniyor. Koyu tenlilerde daha yüksek olan melanin cilt kanseri ve erken yaşlanma gibi güneşin etkilerine karşı cildi koruyor. Melaninin biraz güneş koruması sağlamasına rağmen, koyu tenliler bile uzun süre güneşte kaldığında güneş yanığı oluşur veya kırışıklık, güneş lekeleri ve kabarıklıklar meydana gelir. Cilt kanseri de bu kişiler için risktir.

3. Solaryum veya güneşsiz bronzlaşma ürünleri cildinizi korur: Solaryum biraz koruma sağlar, ancak esas problem cilt rengindeki herhangi bir değişikliğin ultraviyole ışınlarına karşı vücudun doğal reaksiyonudur. Tekrar tekrar UV ışınlarına maruz kalmanız erken yaşlanma ve cilt kanseri riskinizi artırır. Güneşsiz bronzlaşma ürünleri ise cildinizin rengini değiştirir, fakat melanin üretimini harekete geçirmez ya da güneş yanığına ve hasarına yol açan UV ışınlarını emmez.

4. Güneş kremleri güneşe karşı tam koruma sağlar: Güneş kremleri güneşten korunma planının akıllı bir parçasıdır. Zararlı UVA ve UVB ışınlarını fiziksel ve kimyasal koruma sağlayarak emer, yansıtır ya da dağıtır. Her güneş kreminin güneş koruma seviyesi (SPF) bulunuyor. Bu sayının yüksek olması güneşten daha fazla koruduğu anlamına gelir. Örneğin, 15 SPF değerine sahip krem UVB ışınlarının yüzde 93'ünü filtrelerken, 30 SPF krem ise yüzde 97'sini filtreliyor.

5. Solaryumlar bronzlaşmanın güvenli bir yoludur: Sağlık ve cilt konusunda uzman kişiler, bronzlaşmanın güvenli bir yolu olmadığı ve solaryumların da bu kuralı değiştirmediği konusunda aynı fikirdeler. Solaryumlar cildi UV ışınlarına maruz bırakıyor. Uzmanlar bu cihazların özellikle 30 yaşından küçük kişiler için kanserojen olduğunu ifade ediyor. Solaryumun aşırı kullanılması kırışıklıklara, güneş lekelerine ve diğer erken yaşlanma belirtilerine yol açıyor.

(Zaman)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Ahmet Özer'in bir skandalı daha ortaya çıktı Kayyum tespit etti! ‘Yenidoğan Çetesi' detayı
Son dakika! Eski tip ehliyetlerin yenileme süresi uzatıldı