Hayatın kaynağı ama cildin de düşmanı
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Meltem Akkurt, yaşlanmanın ve kırışıklıkların en büyük sebeplerinden birinin hayat boyu maruz kalınan güneş olduğunu söyledi.
Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Meltem Akkurt, yaşlanmanın ve kırışıklıkların en büyük sebeplerinden birinin hayat boyu maruz kalınan güneş olduğunu söyledi.
Akkurt, yaptığı açıklamada, mümkün oldukça güneşten korunmak gerektiğini, sadece güneş kremiyle korunmanın ise yetmediğini ifade ederek, başta giysi, güneş gözlüğü gibi fiziksel faktörlerin de korunmada etkin olduğunu bildirdi.
Bilinçsiz güneşlenmenin ciltte yaşlanmayı hızlandırdığını, kırışıklıkların ve yaşlanmanın yüzde 80'inin kişinin ömrü boyunca maruz kaldığı güneş ışınlarından kaynaklandığını ifade eden Akkurt, ''Yaşlanmanın ve kırışıklıkların en büyük sebeplerinden biri, hayat boyu maruz kalınan güneştir.
Vücudumuzda güneş yanığı olmamış veya çok uzun süre güneşin altında yatmamış olabiliriz. Ama ömür boyu, evimize gidip gelirken maruz kaldığımız güneş dahi kırışıkları oluşturmaya, yaşlandırmaya yetiyor. Güneş ciddi şekilde yaşlanma meydana getiriyor'' dedi.
Akkurt, güneşin kansere davetiye çıkaran bazı lezyonlara da neden olduğunu, güneş görmeyen cildin çok daha genç görünümlü kaldığını ifade ederek, dermatologların güneşlenmeyi önermediğini kaydetti.
Azı karar çoğu zarar
Kişilerin ''bronzlaşma'' adı altında saatlerce güneş altında kaldığını, bunun son derece sakıncalı olduğunu vurgulayan Akkurt, şöyle konuştu:
''Sağlıklı bronzlaşma diye bir şey yok. Bronzlaşma zaten vücudun savunma mekanizması. Yanmamışsak, vücudumuz kızarmış olsa bile güneşten zarar gördüğünü gösterir. Bu nedenle, amaç aslında hiç bronzlaşmamaktır. Aslında güneş her zaman düşmandı.
Ama insanlar bu kadar farkında değillerdi. Kansere yol açtığını ve yaşlanmadan birinci derecede sorumlu olduğunu bilmiyorlardı. Son yıllarda bilinç artıkça bundan korunma da daha görünür oldu. Hayatımız boyunca özellikle çocukluk ve gençlik dönemlerinde maruz kaldığımız güneş, ileri yaşlarda kırışıklık olarak ortaya çıkıyor. Ciltte leke gibi hasarlara neden oluyor.
Bunu engellemek için gençlik döneminde güneşten kaçınmak geleceğe yatırımdır. Eğer zamanında bunu yapmadıysak geç kalmış değiliz. Güneşten kaçınarak ilerlemesini engelleyebiliriz. Yaşam için gerekli olan güneşin azı karar çoğu zarar.''
Güneş kremi kaç faktörlü olmalı?
Akkurt, özellikle ışınlarının dik düştüğü 11.00-16.00 saatleri arasında mümkün oldukça güneşe çıkmaktan kaçınmak gerektiğini, bunun güneşten korunmanın en önemli yolu olduğunu belirterek, en az 30 koruma faktörlü bir güneş kremi kullanmak gerektiğini anlattı.
Güneş kreminin koruyucu etkisinin 2-3 saat olduğunu, gün içinde sık kullanmaya özen gösterilmesini öneren Akkurt, ''Ayrıca aşırı terlemişsek veya yüzmüşsek kremi yenilememiz gerekiyor. Güneşe çıkmadan yarım saat önce ve bolca sürmek lazım. Kremin hem UVB hem de UVA'ya karşı koruyucu olması lazım. Ürün seçerken buna dikkat etmemiz lazım. Ürünün 30-45 faktörlü olması yeterli. Bunun üzerinde olması çok da koruma anlamına gelmiyor. Önemli olan sık ve bol kullanmak'' dedi.
Akkurt, güneş kremini yaz kış kullanmak gerektiğini sözlerine ekledi.