İşte Deniz Feneri'nin şok ses kaydı

Gazetelerin manşetlerden düşürmediği ses kaydında bakın neler konuşulmuş.

İşte Deniz Feneri'nin şok ses kaydı
İşte Deniz Feneri'nin şok ses kaydı
GİRİŞ 16.09.2011 11:03 GÜNCELLEME 16.09.2011 11:03
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Yeni Şafak yazarı Salih Tuna 'Deniz Feneri e.V davasında gazatelerin sürekli gündemde tuttuğu ses kaydından yola çıkarak, yıllardır Türkiye'ye büyük zarar veren 'Bir bizden, bir onlardan' zihniyetini eleştirdi.

Salih Tuna'nın Yeni Şafak'ta yayınlanan yazısından ilgili bölüm:

İşte Deniz Feneri'nin şok ses kaydı

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idam kararı Meclis'te oylanırken dönemin Adalet Partisi Genel Başkanı Demirel'in "Üç bizden üç onlardan" dediği rivayet edilir.

"Üç bizden" dediği, 27 Mayıs cuntasının idam ettiği Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'dı.

Gerçi ne kadar bunlardan olduğunu 28 Şubat sürecinde gösterdi ya, bahsi diğer.

1972'deki "Üç bizden üç onlardan" sözü, 12 Eylül 1980 cuntasında "Bir sağdan bir soldan astık..." şeklinde tezahür etti.

Yahu "Bir sağdan bir soldan" veya "üç bizden üç onlardan" ne demek?

Böyle alçak mütekabiliyet olur mu?

Suçlu suçludur, suçsuz da suçsuz; bu işin sizi bizi olmaz.

Yazık ki yazık, iki binli yıllarda bile "üç sizden üç bizden" mantığında olanlar var.

Madem ki Ergenekonlar, Balyozlar var, Deniz Fenerleri de olsun der gibiler.

Nerden mi çıkarıyorum bunu?

Savcıların evrakta yaptıkları tahrifatı görmemeye, tahrifatı kabul etseler de (Fikret Seçen'in yalanladığı ifadelere dayandırarak) normalleştirmeye özel gayret gösteriyorlar.

Öyle de bir ses kaydı yayınladılar ki olursa o kadar olur:

M.Ç: Başkanım
V.K: Üstadım nasılsınız?
M.Ç: Sağol Başkanım sen nasılsın?
V.K: İyiyim, iyiyim sağ olasın ne var ne yok?
M.Ç: Allah iyilik versin, iyiyiz başkanım delikanlı ile ders çalışıyoruz.
V.K: Hee
M.Ç: Mayoz bölünme, mitoz bölünme
V.K: Sen evde misin?
M.Ç: Evdeyim
V.K: Senin kaçtı telefon iki yüz on altı...
M.Ç: Otuz kaç xxx
V.K: xxx aradım abi
V.K: Tamam
M.Ç: Oldu Başkanım

Tashih falan yapmadım; noktasına virgülüne kadar aynen böyle.

Bu konuşmada ne var, nesini yayınlıyorsunuz Allah aşkına?

Mustafa Çelik'i (M.Ç) seksenli yılların başından beri tanırım. Akif Emre'yle birlikte kaldığımız öğrenci evini arada bir ziyaret ederdi.

Bu camianın sanat edebiyat alanındaki en önemli havzalarından "Mavera" dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapmış, Nehir Yayınları'yla kültür hayatımıza yüzlerce kitap kazandırmış "Adın kaldı bir" şairini bu camiada herkes tanır, o da herkesi.

Demem o ki, başkanla maşkanla herkesle görüşür, ne var bunda?

Salih Tuna / Yeni Şafak

YORUMLAR 1
  • kenan9 13 yıl önce Şikayet Et
    işine göre yorumlayanlara. ben deniz feneri davasının bir komplo olduğuna inanıyorum .dernek olarak hayırlı işler yaptı ve yapıyorda içlerinden birinin yanlışı derneği bağlamaz.ama biz ne dernekler gördükki dernek yanlızca başka işlerle uğraşmış,hatta kuruluş gayesi bile bunun içinmiş.deniz feneri yaptıkların dan dolayı allaha duacıyız yoluna devam et başaka birşey istemiyoruz
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Bakan Bayraktar: Gabar petrolünde 70 bin varillere ulaşmayı ümit ediyoruz
Ukrayna-Rusya savaşı kızışıyor! MiG-29 savaş uçağı vuruldu, en az 15 asker öldürüldü!