Görevden alınan savcılara kovuşturma
HSYK 2. Dairesi, Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürütürken görevden alınan Cumhuriyet savcıları hakkında kovuşturma izni verilmesine karar verdi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi, Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken görevden alınan cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz hakkında kovuşturma izni verilmesine karar verdi.
HSYK 2. Dairesi'nin kararı, Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilecek. Başsavcılık, savcılar hakkında iddianame düzenleyerek, Sincan Ağır Ceza Mahkemesine gönderecek. Mahkeme, savcılar hakkında kovuşturma açılmasına ilişkin dosyayı Yargıtay'ın ilgili dairesine gönderecek.
Savcılar hakkındaki suçun niteliği, ''evrakta tahrifat'' olarak belirlenirse savcılar Yargıtay'ın 11. Ceza Dairesi'nde, ''görevde yetkiyi kötüye kullanma'' olarak belirlenirse Yargıtay'ın 4. Ceza Dairesi'nde yargılanacak.
HSYK 2. Dairesi'nin bu kararına karşı Türkaslan, Yaren ve Tamöz, 10 gün içinde yeniden inceleme talebinde bulunabilecek. Daire'nin yeniden inceleme talebi üzerine verdiği karara karşı da 10 gün içinde Genel Kurul'a itiraz etme hakkı bulunuyor. İtiraz üzerine verilen kararlar kesin nitelik taşıyor.
HSYK 2. Dairesi, savcılar hakkında yargılama sonuçlandıktan sonra disiplin yönünden yapılan soruşturmayı karara bağlayarak, savcıların geçici yetkiyle yer değiştirmesine veya görevden uzaklaştırılmasına da karar verecek.
-SÜREÇ-
Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmadaki bazı sanıkların avukatı Hakan Yıldız'ın, 27 Temmuz 2011'de, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz hakkında şikayet dilekçesi vermesi üzerine HSYK 3. Dairesi 1 Ağustos 2011'de konunun incelenmesi ve delil elde edildiğinde soruşturmaya geçilmesi kararı verdi. Bu karar gereği HSYK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından iki başmüfettiş görevlendirildi.
Görevlendirilen başmüfettişlerin yaptığı incelemeler sonucunda, ''bazı iddialara ilişkin sorumluluğu gerektirebilecek bir kısım hukuka aykırılıklar tespit edildiği'' gerekçesiyle 19 Ağustos 2011'de Kurul başmüfettişleri tarafından savcıların savunmaları istendi.
Görevlendirilen Kurul başmüfettişlerince 5 Eylül 2011'de düzenlenen raporda; ''Cumhuriyet savcılarının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde yürüttüğü soruşturmada ismi geçen 19 şüphelinin mal varlıklarına el konulmasına ilişkin talep üzerine Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesince şüphelilerin adına kayıtlı taşınmazlara, hava, deniz ve kara taşıtlarına, ortağı oldukları şirketlerdeki ortaklık paylarına el koyma kararı verildiği, şüphelilerin ortağı olduğu şirketlerin adına kayıtlı taşınmazlara, hava, deniz ve kara taşıtlarına el konulması talebinin ise reddedildiği halde, şirketlerin adına kayıtlı mallara da el konulmasını sağladığı, bu amaçla ilgili yerlere yazılar yolladığı, yolladığı müzekkerelere ekli anılan mahkeme kararının, şirketlerin mal varlığına el konulması talebinin reddine ilişkin kısmını kapatmak suretiyle tahrifat yaptığı, şüpheli müdafilerinin söz konusu usulsüzlüğü belirterek yapmış oldukları itirazı reddetmek suretiyle usul ve yasaya aykırı işlemin devam ettirilmesine neden oldukları'' iddialarına ilişkin olarak ilgili cumhuriyet savcılarının disiplin yönünden cezalandırılmaları ve cezai yönden de kovuşturma yapılması gerektiği sonucuna varıldı.
Raporda, ayrıca söz konusu eylemlerin ''yargının itibarına zarar vermesi nedeniyle savcılar hakkında 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 77. maddesi gereğince 'geçici tedbir uygulanması' gerektiği'' yönünde kanaat belirtildi.
HSYK 2. Dairesi'nce, söz konusu Teftiş Kurulu raporu, 8 Eylül 2011'de görüşülerek ilgili Cumhuriyet Savcıları hakkında geçici tedbir uygulanması talebinin reddine, disiplin yönünden ilgililerden son savunmalarının istenmesine, kovuşturma yönünden ise konunun incelemeye alınmasına karar verilmişti.
Daire Başkanı Nesibe Özer'in sağlık sorunları nedeniyle raporlu olduğu dönemde yapılan inceleme sonucu, dairenin 3 üyesi Ahmet Gökçen, Hüseyin Serter ve Birol Erdem savcıların yargılanması, diğer 3 üyesi Ali Suat Ertosun, Ziya Özcan ve Ali Aydın ise yargılamaya gerek olmadığı yönünde oy kullanmıştı. Oylama sonucunun eşit çıkması nedeniyle savcılar hakkındaki karar Başkan Özer'in raporunun bitip göreve başlaması sonrasına bırakılmıştı.