Yılkı 2. sayısını okurlarla buluşturdu
2. sayısı çıkan Yılkı Edebiyat, edebiyatın “her şey “ olduğunu, yazılan yıkmıyorsa, ayağa da dikmeyeceğini anlatıyor.
Yönetmenliğini Murat Koparan’ın editörlüğünü ise M. Taha İnci ve Mehmet Taşçı’nın yaptığı Yılkı Edebiyat’ın 2. sayısı dolu dolu edebiyat âleminde yerini aldı.
Yılkı Edebiyat dergisi “Piyasada kalplerini, dinlerini, yüreklerini satmayan, sessiz ama eğilmeyen adamların duaları, bizim burada olmamız gerektiğini de işaretliyor” düsturuyla yollarına devam ediyor.
Dergi ekibi pohpohlanmış bir edebiyatı kabul etmiyor. Popüler kültürün yönettiği kapitalist edebiyata karşı olan Yılkı Edebiyat, talep piyasasının oluşturduğu şiire ve yazıya da karşı… Etliye sütlüye karışmayan pişkin ağabeyleri sevmiyor Yılkı Edebiyat. Acı edebiyatını kabul etmiyor; acının üzerinden edebiyat devşirmeden edebiyatı, siyaset üzerinden gündeme malzeme olmuş ve günü kurtarmak için değil de hakikati söylemek adına, fikirsiz suratlara susmadan fikri söylemeyi kendilerine kılıç edindiklerini dile getiriyor.
“Neden Yılkı dergi?” sorusuna ise verdikleri cevap, zulmün alışıldığı ve pişkinliğin bir yetenek olarak gösterildiği kubbealtında, “tehdit değil tedbirdir bu” sözleriyle bu pişkinlikleri yüzlerine vurmak.
Edebiyatı “her şey” görüp “hiçbir şey” olamayacağını tarif eden Yılkı Edebiyat, kültür-sanat bilincinin de olmadan hiçbir şekilde sanat anlayışının icra edilmeyeceğini dile getiriyor. Edebiyatı, çirkin doğruysa bile yamultularak estetize edilebilir anlayışıyla “Yazdığımız şey yıkmıyorsa, ayağa da dikmiyor ve dikmeyecek demektir” diyor.
Dergide neler var?
Emrah Tahiroğlu – Belli Ki Bu Yıl Da Bel Ağrısı
Kenan Boybay – Trend Vaziyetler
Abdullah Maznun – Putpersttik Bir Zamanlar
Muhammed Şamil Albayrak – Camlar Çizilir Cifle Silersen
Muhammed Cemal Ünal – Bakış Acısı
Muhammed Özmen – Dejavu
Murat Özel – Suvaran: İki Ceset Arasındaki Yedi Fark
Raşit Ulaş – Kıyam Et
Remzi Rana – Uzak Bir Hatıra
Selim Yasin Deliacı – Döviz Kuru Ve Tanzanya