İnşirah suresinin anlamı ve faziletleri: İnşirah suresinin Türkçe okunuşu!

İnşirah anlam olarak açılmak ve genişlemek kelimelerine tekabül etmektedir. İnşirah Suresinde Allah'ın (c.c)  Hz. Muhammed'e (s.a.v.) olan manevi desteği tasvir edilir. Müşriklerin baskıları ve daha nice zorluklarla baş eden Peygamberimize (s.a.v.) adeta şifa olarak inen İnşirah suresinin Türkçe okunuşu ve anlamı!

İNŞİRAH SURESİNİN ANLAMI

1) "Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?"

Allah, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) kalbine manevi bir huzur ve genişlik vermiştir. Risaletin ağır yüküyle birlikte müşriklerden gelen baskılar, ilk dönemlerde Peygamberimiz’e büyük zorluklar yaşatmıştı. Ancak Allah ona sabır, dirayet ve iç huzuru bahşetmiştir. Kalbin genişlemesi, sıkıntılardan arınıp Allah’ın rızasına odaklanarak dünya endişelerinden kurtulmak anlamına gelir. Bu sayede Efendimiz, tebliğ yolundaki tüm zorluklara karşı güçlü durabilmiştir.

2) "Üzerinden o yükünü kaldırıp atmadık mı?"

Peygamberimiz’in omuzlarına yüklenen sorumluluklar oldukça ağırdı; risalet görevi, İslam’ı tebliğ etme ve karşılaştığı düşmanlıklar onu yıpratıyordu. Bu ayette, Allah, o yükü hafiflettiğini bildirir. Müşriklerin baskıları, İslam’ı yayma sorumluluğunun getirdiği endişeler, toplumun yanlış inanışları ve ahlaki yozlaşmalar Peygamberimiz’i rahatsız ediyordu. Ancak Allah, ona yardım ederek bu manevi ağırlıkları hafifletti.

3) "Belini çatırdatan o ağır yükünü!"

Risaletin sorumluluğu, Peygamberimiz’in belini büküp onu yoran bir yük olarak tanımlanır. Toplumun inançsızlık içinde olması, tebliğ görevi esnasında yaşanan zorluklar, düşmanlık ve direniş, bu yükü daha da ağırlaştırmıştı. Allah, Efendimiz’in bu sıkıntılarını hafifleterek, ona manevi destek verdi ve Peygamberimiz’in yükünü azalttı. Böylece Peygamberimiz, tebliğ görevine daha büyük bir güçle sarılabildi.

4) "Senin şanını yüceltmedik mi?"

Allah, Peygamberimizin adını ve şanını yüceltmiş, onu tüm insanlığa rahmet olarak göndermiştir. O, risaletten önce toplum içinde sade bir fertken, peygamberlikten sonra adı tüm dünyada anılmaya başlandı. Allah, onu yücelterek, adını kendi adıyla birlikte zikrettirmiştir. Günde beş vakit okunan ezanlarda, kelime-i şehadette onun adı anılmaktadır. Müslümanlar, her namazda ona salavat getirir ve bu, onun Allah katındaki şeref ve mertebesinin bir yansımasıdır.

5) "Her zorlukla beraber elbette bir kolaylık vardır."

Bu ayet, müminlere moral ve umut verir. Her sıkıntının sonunda mutlaka bir kolaylık geleceği müjdesi verilir. Allah, Peygamber Efendimiz’e yaşadığı zorlukların geçici olduğunu ve bu zorlukların sonunda kolaylıklar geleceğini hatırlatır. Müminler için de bu ayet, sabırla sıkıntılara dayanmanın sonunda Allah’ın rahmet ve yardımıyla karşılaşacaklarını gösterir.

6) "Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık vardır."

Aynı mesaj ikinci kez tekrar edilerek, zorlukların geçici olduğu ve her zorluğun arkasında bir kolaylığın bulunduğu güçlü bir şekilde vurgulanır. İki kez belirtilmesi, bu ilahi müjdenin kesinliğini ve müminlerin sabır göstermeleri gerektiğini anlatır. Zorluklar, dünya hayatının kaçınılmaz bir parçasıdır; ancak her zorlukla birlikte Allah’ın bir kolaylık vereceği güvence altına alınmıştır.

7) "O halde mühim bir işi bitirdiğinde hemen başka bir mühim işe sarıl."

Peygamber Efendimiz’e ve müminlere, önemli bir görevi bitirince hemen başka bir hayırlı işle meşgul olmaları öğütlenir. İnsan hayatı kısa ve değerlidir, bu yüzden boş vakit geçirmek yerine, sürekli Allah’ın rızasını kazandıracak işlere yönelmek gereklidir. Her anı ibadet, tebliğ veya hayırlı işlerle değerlendirmek; dünya işlerinde de faydalı, manevi derinliği olan işlere odaklanmak müminler için en doğru yoldur.

8) "Dua ve niyazla yalnızca Rabbine yönelip yalvar!

Son ayette Allah, müminlere her durumda yalnızca O’na yönelip, O’na dua etmeleri gerektiğini öğütlemektedir. Zorluklar ve sıkıntılar Allah’ın izniyle gelir ve gider; bu nedenle kul, sadece Allah’a güvenmeli, ondan yardım dilemeli ve her türlü başarıyı yalnızca O’ndan beklemelidir. Peygamber Efendimiz’in de bu zorlu görev sürecinde Allah’a sığınarak sürekli dua etmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Bu şekilde, İnşirah Suresi’nin her bir ayeti, Peygamber Efendimiz’e olan ilahi destek, zorluklar karşısında sabır ve Allah’a yönelmenin gerekliliği mesajlarını taşır.

İNŞİRAH SURESİ FAZİLETLERİ!

Her gün düzenli olarak okuyan kişi, kalbindeki sıkıntılardan arınır ve huzur bulur.

Beş vakit namazın ardından bu sureyi okumaya devam eden kimse, Allah’ın izniyle işlerinde kolaylıkla karşılaşır; sıkıntıdaysa feraha çıkar, ummadığı yerden rızıklanır ve kalbi sürekli bir huzur içinde olur.

Göğüs darlığı çeken biri bu sureyi okur ya da hasta olan kimse sürekli okumaya devam ederse, Allah’ın lütfuyla bu dertlerinden kurtulur.

Sıkıntı ve bunalım yaşayan birine bu sure okunduğunda, Allah’ın izniyle içsel bir şifa bulur ve rahatlar.

İNŞİRAH SURESİ NEDEN İNDİRİLDİ?

İnşirah Suresi, Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) en sıkıntılı ve zor zamanlarında ona teselli vermek amacıyla indirilen bir suredir. Bu süreçte önce Duha Suresi indirilmiş, ardından İnşirah Suresi gelmiştir. Zorluklarla mücadele eden Peygamberimize manevi bir güç ve umut aşılayan bu sure, aynı zamanda onun görevine ve şanına olan ilahi değerin bir göstergesidir.

Cebrail (aleyhisselam) vahyi getirdikten sonra Peygamber Efendimiz’e şu soruyu sormuştur: "Allah senin şanını nasıl yüceltti biliyor musun?" Peygamberimiz (s.a.s.) ise "Allah en iyi bilendir" şeklinde cevap vermiştir. Bunun üzerine Cebrail (a.s.), "Senin adın, Allah’ın adıyla birlikte anılacaktır. İman edenlerin imanları, Allah’ın birliğini ve senin O’nun Resulü olduğunu tasdik etmeden kabul edilmeyecektir. Kelime-i Şehadet, ‘Eşhedü en Lâ İlâhe İllallah ve Eşhedü enne Muhammeden Abduhu ve Rasûlühü’ olarak olacaktır" demiştir. Bu, Peygamberimizin adının Allah’ın adıyla birlikte sürekli anılacağını ve İslam’ın temel inanç cümlesinin daimi bir parçası olacağını müjdelemektedir.

Bu yeni sure indirildiğinde, sahabeler heyecanla ve büyük bir merakla Peygamber Efendimizin (s.a.s.) evinde toplanmışlardır. Peygamberimiz, gelen vahyi önce vahiy kâtiplerine yazdırmış, ardından sahabelere okumuş ve ezberlemelerini tavsiye etmiştir. Sahabelerin hepsi pür dikkat Peygamberimizi dinlemiş ve bu önemli mesajı öğrenmeye çalışmışlardır. Peygamber Efendimiz, Cebrail’in kendisine öğrettiği Kelime-i Şehadeti sahabelerine de öğretmiştir.

Bu sırada Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh), Peygamberimize “Göğsün açılması ne anlama gelir?” diye sormuştur. Peygamberimiz, bunun kalbe iman nurunun girmesi, kalbin hakikate ve İslam'a açılması anlamına geldiğini açıklamıştır. Ebu Bekir (r.a.) tekrar sormuştur: “Bunun alameti nedir?” Peygamberimiz, "Dünyanın geçici güzelliklerine yüz çevirmek, ahiret hayatına yönelmek ve ölüm gelmeden önce ona hazırlıklı olmak" cevabını vermiştir. Peygamberimiz ayrıca, “Allah kime hidayet etmek isterse onun göğsünü İslam’a açar” ayetini hatırlatarak, bu durumun Allah’ın bir lütfu olduğunu vurgulamıştır.

Erkam bin Ebi’l-Erkam da Peygamberimize, "Zorlukla birlikte kolaylık nasıl olur?" diye sormuştur. Peygamberimiz, Allah’ın her güçlüğün ardından mutlaka bir kolaylık verdiğini söylemiş ve gülümseyerek, "Bir zorluk iki kolaylığı yenemez" buyurmuştur. Bu, müminlere hayatın zorluklarının geçici olduğunu ve Allah’ın her zaman kolaylık sağladığını müjdeleyen bir mesajdır. Peygamberimiz, dünyanın Allah katında değersiz olduğunu, Allah’ın sadece iman, ilim ve zikir gibi amellere değer verdiğini de sahabelerine hatırlatmıştır.