"Canlı bomba" ihbarıyla tutuklanan sanığa 15 yıla kadar hapis istemi
AZİZ ASLAN - Suriye'de etkisiz hale getirilen DEAŞ'lı teröristin "canlı bomba olacağı" yönündeki ihbar üzerine yakalanan ve tutuklanan Suriye uyruklu dini nikahlı eşi hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, terör örgütü DEAŞ mensubu "Ebu Habiba" kod isimli Faysal Selimoğlu'nun eşi Afra Şaar (28) hakkında hazırlanan iddianame 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, terör örgütü DEAŞ'ın kuruluşu, amacı ve teröristlerce Türkiye'de yapılan saldırılara ilişkin detaylı bilgiye yer verildi.
22 Aralık 2017'de Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne şüpheli Şaar hakkında yapılan ihbara ilişkin iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
"Selimoğlu 4-5 yıl önce Suriye'ye gitmişti. Terör örgütü DEAŞ'ın olaylarına karışarak, kadın terörist olan Afra ile evlenmiştir. Bu kadın kaçak yollarla Diyarbakır'a gelerek Selimoğlu'nun öldüğünü ailesine bildirdi. Afra onların evinde kalıyor. Duyanlar evlerine başsağlığına geliyor. Bu kadının görevi Suriye'de DEAŞ'lı teröristlere el yapımı bomba yapmaktır. Bu terörist, 'Kocam öldükten sonra canlı bomba olacağım' demiş. Gözü kara bir bayandır. Mutfağa kaçıp boynuna bıçak saplayabilir. Bu teröristin ailesi de İstanbul'dadır. Onun için bu iş İstanbul'a kadar uzayabilir."
- "Ellerinde uzun namlulu silahların bulunduğu fotoğraflar tespit edildi"
İddianamede, söz konusu ihbarın ardından başlatılan soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda Şaar'ın yakalandığı, emniyetteki ifadesinin ardından çıkarıldığı nöbetçi 4. Sulh Ceza hakimliğince tutuklandığı bildirildi.
Tutuklu sanığın kullandığı cep telefonundaki fotoğrafların da yer aldığı iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Sanık Afra Şaar ve ölen eşi ve Faysal Selimoğlu'nun ellerinde uzun namlulu silahların bulunduğu fotoğraflar tespit edilmiştir. Açık kimliği bilinmeyen bazı kişilerin de fotoğraflarının çatışma bölgeleri olarak bilinen Suriye'de çekilmiş olabileceği, şüphelinin de elinde uzun namlulu silah ile görüntülerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bazı müziklerde de terör örgütü DEAŞ logosunun olduğu ve içerisinde 'cihat' kavramlarının geçtiği görülmüştür."
Şüpheli Şaar, iddianamedeki ifadesinde, 2014'te bir arkadaşı vasıtasıyla Selimoğlu ile Suriye'de tanıştığını ve imam nikahı ile ailesinin de rızasıyla evlendiğini, annesi, babası ve 5 kardeşiyle Diyarbakır'a yerleştiğini belirtti.
Ailesinin 6 ay sonra İstanbul'a yerleştiğini ileri süren Şaar, ifadesinde eşi ile tekrar Suriye'ye gittiklerini ve eşinin terör örgütü DEAŞ saflarında öldüğünü aktardı.
İsnat edilen suçlamaları kabul etmeyen Şaar, "Eşim DEAŞ mensubu. Terör örgütün bomba, silah imalatını yaparak, onlarla savaşa katılıyordu." ifadelerini kullandı.
- Bekar teröristlere 40, evli olanlara 80 dolar
DEAŞ'ın amacının Suriye ve Irak'ta İslami bir devlet kurmak olduğunu savunan Şaar, iddianameye yansıyan ifadesinde şunları kaydetti:
"Deyrizor şehrindeydim. Şehrin güvenliğini ve kanunların uygulanmasını 'hisbe' denilen kişiler sağlıyordu. Bunlar emire bağlı olarak çalışan maaşlı elemanlardı. Eşim gibi savaşan 10-15 kişilik grupların yönetimini sağlayan emirler de vardı. Eşimin emirinin adı 'Ebu Haris' idi. Eşim 80 dolar aylık maaş alırdı, bunun 40 doları benim içindi. Bekar olan savaşçılara 40 dolar verilirdi. Bu paranın nereden ve nasıl geldiğini bilmiyorum. Bunun yanı sıra 14-15 yaşlarında erkek çocuklara şeri ve savaş eğitimi veriliyordu. Hiçbir kampta herhangi bir eğitim almadım. Örgüte katılanlar genellikle kendi istekleriyle gelirdi. Örgüt tarafından Türkiye'de yapılması planlanan herhangi bir eylem olup olmadığını bilmiyorum. Eşim 3 yıl boyunca DEAŞ saflarında savaştı. Eşim bomba ve havan yapıyordu."
Şaar, ifadesinde "bomba imal" ettiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, ihbarda yer alan "canlı bomba" olmasının da söz konusu olmadığını öne sürdü.
İfadesinde, "Canlı bomba olsam Suriye'de Esed askerlerine saldırı yapardım. Eşimi onlar öldürdüler, asıl düşmanım Esed askerleridir. Türkiye'de böyle bir eylem yapmam söz konusu olamaz." diyen Şaar, Diyarbakır'a geliş amacının eşinin taziyesine katılmak ve ailesiyle yaşam sürmek olduğunu iddia etti.
İddianamenin değerlendirme kısmında Şaar hakkında elde edilen deliller anımsatılarak, "Şüphelinin, terör örgütü DEAŞ'ın hiyerarşik yapısı içerisinde iradesiyle yer alması, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçunu işlediğini göstermektedir." denildi.
- İstenilen ceza
İddianamede tutuklu sanık Suriye uyruklu Afra Şaar hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
YORUMLAR