Doğurganlığı etkileyen önemli faktör
Kadınların çocuk sahibi olup olamayacaklarını veya ne zamana kadar çocuk sahibi olabileceklerini etkileyen en önemli faktör yumurtalık rezervleridir. Bazı kadınlar 40 yaşından sonra bile anne olabiliyorken, bazıları da 30'lu yaşlarda menopoza girebilir.
VKV Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ebru Alper kadınlarda yumurtalık rezervi ile ilgili bilgi verdi.
Yumurtalık rezervi yumurtalıklarda follikülogenez (yumurta gelişimi) ve steroid hormon üretimi fonksiyonunu yerine getirecek folliküllerin sayı, kalite ve yeterliliğini tanımlar. Yumurtalık rezervinin durumu kadının fertilizasyon (gebe kalma) yeterliliği ile ilişkilidir.
Kadın fertilitesi (doğurganlığı) menopoza 10 yıl kala azalmaya başlar. Bu süreç 37 yaşından itibaren menopoza kadar giderek hızlanmaktadır.
Yumurtalık rezervindeki azalmanın iki önemli yönü vardır: 1. Azalma süreci kişiden kişiye göre çok değişken süreler içinde olabilmektedir. Bazı kadınlar otuzlu yaşların başlangıcında gebe kalmada güçlük çekerken, diğerleri kırklı yaşların ortasında hamile kalıp doğum yapabilirler.
2. Yumurtalık yaşlanmasının tanısı adet düzeninin bozulması ya da ateş basması, terleme gibi şikayetlere dayanılarak yapılamaz. Aslında bu şikayetlerin ortaya çıkmasından yıllar önce yumurtalık fonksiyonel yeteneğini kaybetmeye başlar.
Ancak yine de adet döngünüzde kısalma, adet miktarının azalması gibi değişiklikler ortaya çıkarsa bu durum yumurtalık rezervinin azalması veya erken menopozla ilişkili olabileceğinden mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Yumurtalık rezervini etkileyen faktörler:
• Sigara
• Kanser tedavisinde kullanılan ilaç ya da ışın tedavisi
• Genetik (anne, teyze, kızkardeşte erken menopoz)
Biyolojik yaş, kronolojik yaştan daha önemli!
Biyolojik yaş, kronolojik yaştan daha önemlidir. Özellikle yardımcı üreme teknikleri ile tedaviye başlamadan önce kadının yumurtalık rezervi hakkında fikir sahibi olunmalıdır. Yumurtalık rezervi düşük olan kadınlar genç yaşta olsalar da gebelik oranları düşmektedir.
Yumurtalık rezervinin değerlendirilmesinin çeşitli metodları vardır. Erken folliküler fazda, yani adet döngüsünün ilk yarısında yapılan ultrasonografi ile yumurtalıklardaki antral foliküllerin sayımı, yumurtalık boyutlarının ölçümü, hızlı güvenilir ve kolay bir yöntemdir.
Bunun yanında adetin 2/3. günü kanda bakılacak basal serum FSH ve basal estradiol değeri bize yumurtalık rezervi hakkında bilgi verecektir. FSH ölçümü, kadınların infertilite tedavilerine cevabını değerlendirmede etkili, gebelik elde etme oranlarıyla iyi uyum gösteren, yumurtalık rezervini doğru şekilde ortaya koyan bir testtir.
Aynı şekilde adetin 2/3. günü bakılacak estradiol değerinin 80 pg/ ml nin üzerinde saptanması bu olgularda over rezervinin ortaya konulmasında çok değerlidir.
Son yıllarda Anti-Müllerian Hormon (AMH), yumurtalık rezervini belirlemede giderek önem kazanmıştır. AMH folliküllerdeki granülosa hücrelerinden salgılanır. Puberteyle birlikte kanda yükselmeye başlar, üreme dönemi boyunca giderek düşer ve menopozda kanda eser miktarlarda bulunur. Güncel bilgilerimize göre AMH adet gününe bağımlı olmaksızın ölçülebilen, yumurtalık rezervini en güvenilir şekilde ortaya koyan, standart bir testtir.