Şeker hastaları için oruç tavsiyeleri

Avrasya Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Öztürk, Ramazan'da uzun süren açlık, susuzluk, yeme ve uyku düzeninin değişmesiyle sağlıkları bozulma riski bulunan şeker hastalarına tavsiyelerde bulundu.

Şeker hastaları için oruç tavsiyeleri
Şeker hastaları için oruç tavsiyeleri
GİRİŞ 17.07.2013 12:35 GÜNCELLEME 17.07.2013 12:35

Normal sağlıklı bir yetişkinde bile uzun süren açlık, susuzluk, yeme ve uyku düzenindeki değişimler kişileri zaman zaman fiziksel ve psikolojik olarak zorlarken, şeker hastalığı (diyabet), yüksek tansiyon (hipertansiyon), kalp-böbrek-karaciğer hastalığı gibi kronik bir hastalığı olan hastalarda bu durum daha büyük bir önem arz eder.

Avrasya Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Öztürk'ün yaptığı değerlendirmeler şöyle:

Her hastanın vücudu özeldir ve farklıdır. Buna bağlı olarak da açlık, susuzluk, uykusuzluk gibi vücudu strese sokan bir durumda her hastada farklı bulgular gözlenebilir. Kimi hastada açlık, susuzluk, uykusuzluk ve buna bağlı oluşan metabolik bozukluklar kolayca tolere edilebilirken; bazı hastalarda çok ciddi, hatta zaman zaman ölümle sonuçlanabilen durumlar gözlenebilmektedir.

Bir insan kendi vücudunu en iyi kendisi tanır. Oruç tutmadığı normal günlük yaşamda hangi durumlarda sıkıntı yaşadığını, vücudunun stres durumlarında ne tür bulgular gösterdiğini, dayanma sınırlarını hekimden önce kendisi yaşayarak öğrenir, anlar. Uzun süren açlık, susuzluk, uykusuzluk gibi durumları daha önce herkes mutlaka yaşamıştır ve ne sonuçları olduğunu mutlaka tecrübe etmiştir. Hasta hekime başvurduğunda açlık, susuzluk, yorgunluk, yeme-uyku düzensizliği gibi stres durumlarında neler yaşadığını aktarırsa, hekim de daha rahatlıkla o kişiye özel önerilerde bulunup tedavi düzenleyebilir. Ola ki hiç böyle bir durumla karşılaşmamış veya vücut cevabını algılayamamış hastalarda, en büyük görev hekime düşmektedir. Hastalar bu tür durumlarla karşılaştığında neler yaşayabileceği konusunda bilgilendirilmelidir. Örneğin; bazı hastalar daha yukarıda belirtilen stres durumlarında herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını ifade ediyorsa onlara oruç tutmalarında sakınca olmadığı belirtilebilir. Tam tersine bu gibi durumları iyi tolere edemeyen, çok sıkıntı yaşayan, sağlığı bozulan hatta hastanelik olduğunu ifade eden hastalarda karar vermek kolay değildir. Hasta ve hekim birlikte karar vermelidir.

Hastalarda uzun süren açlık, susuzluk, uyku düzensizliği, ani aşırı gıda alımı çeşitli sorunlar ortaya çıkarabilir.

Bunlar:
- Aşırı şeker düşüklüğü (hipoglisemi): Hastada baş ağrısı, baş dönmesi, titreme, çarpıntı, ateş basması, halsizlik, ileri dönemde bayılma, koma.
- Aşırı su kaybına bağlı metabolik bozukluklara (sıvı-elektrolit bozuklukları): Halsizlik, kas krampları, çarpıntı, bilinç bozuklukları, baş dönmesi, baş-vücut ağrısı, güçsüzlük, ileri dönemde organ yetmezlikleri ve koma
- Aşırı şeker yüksekliği (hiperglisemi): Ağız kuruluğu, sinirlilik, karın ağrıları, vücutta açıklanamayan ağrı, uyuşma, yanmalar, bilinç bozuklukları, ileri dönemde koma
- Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, ishal, kabızlık, şişkinlik, hazımsızlık, midede ekşime-yanma, reflü
- Aşırı kilo alma veya verme

Normalde bir şeker hastasının ideal beslenme düzeninde 3 ana, 3 ara öğün, aksi gerekmedikçe bol su alımı, egzersiz, stresten uzak durma önerilir.

Oruç tutmak gibi uzun süren açlık, susuzluk.. durumları bir şeker hastası için az önce de belirttiğimiz gibi hayatı tehdit eden sonuçlara yol açabilir. Ancak metabolik yönden stabil, daha önce de oruç tutmuş ve sıkıntı yaşamamış olan hastalarımıza şu tür önerilerle oruç tutabileceği ifade edilebilir:

- Oruç süresince kan şekerinizi sıkı takip altında tutun. Doktorunuzla sonuçlarınızı paylaşın.
- Sahurda yumurta-süt-peynir gibi uzun süre tok tutabilecek besinleri tercih edin (protein kısıtlı beslenmesi gerekenler hariç) Aşırı sıvı gıda almayın, yedikten sonra hemen yatmayın, en az yarım saat yürüyün ya da dik oturun mümkünse başınız yüksekte yatın (reflüyü önlemek için)
- Gün içerisinde temponuzu düşürün, enerji kaybını azaltırsanız, hipoglisemi riskini de azaltmış olursunuz.
- İftarda birden, aşırı gıda tüketiminden kaçının. İftarda bir miktar yedikten 1- 2 saat sonra tekrar gıda alabilirsiniz. Öğün miktarını azaltıp, sıklığını arttırmak daha az kan şekeri yüksekliği sağlayacaktır.
- Gıdaların şeker yükü (glisemik index) fazla olmayanlarını tercih edin. Bu konuda diyetisyeninizden veya doktorunuzdan bilgi alabilirsiniz.
- Yemek sonrası yürüyüş ani kan şekeri yükselmelerini önlemek açısından başka bir etkili yöntemdir.
- İnsülin kullanan hastaların tedavi rejimi mutlaka doktoru tarafından düzenlenmelidir.

Ramazan bitimindeki bayramın da şeker hastaları için ayrı bir önem arz eder. Unutulmamalıdır ki, şeker ismi güzeldir ancak hastalığı can yakıcı olabilir.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Bir ülke daha yeşil ışık yaktı: Savaşın seyrini değiştirecek adım!
Kilidi Batshuayi açtı! Galatasaray, Bodrum'da tarihe geçti