Saldırı tek başına yapılmadı!

Yeni Zelanda'da ChirstChurch'de cuma namazı esnasında iki camiye eş zamanlı olarak düzenlenen saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 49'a çıktı. Terör uzmanı Abdullah Ağar ve Doç. Dr. Selman Öğüt, gerçekleştirilen saldırı sonrasında Haber7.com'a değerlendirmelerde bulundu.

GİRİŞ 15.03.2019 14:42 GÜNCELLEME 15.03.2019 14:53
Bu Habere 34 Yorum Yapılmış

Yeni Zelanda’nın ChristChurch ilçesinde Cuma namazı esnasında iki camiye eş zamanlı olarak silahlı saldırı düzenlendi. Korkunç saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 49'a yükseldi. Saldırı anını sosyal medyada canlı olarak paylaşan saldırgan, hazırladığı manifestoda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Türklere yönelik tehditler savurdu.

 

 

Terör uzmanı Abdullah Ağar ve Doç. Dr. Selman Öğüt Yeni Zelanda'da gerçekleştirilen saldırı hakkında Haber7.com'dan Asya Karagül'e değerlendirdi.

ABDULLAH AĞAR

 

 

"BU SALDIRI, HAÇLI ZİHNİYETİNİN GÜNÜMÜZDEKİ UYGULAMALARININ SONUCU"

"Aslında bu olayı, yanlış siyaset ve stratejilerin bir türevi olarak değerlendirmek lazım. Sonuçta Batı dünyasının, başta ABD'nin, Ortadoğu'daki kimyası ve uygulamaları yanlış. Siyaset, stratejiler, işgal, istila, ambargo ve ablukalar ve bununla beraber yaşayan radikalizm, bu radikalizmin yine hedef ve menfaatler doğrultusunda belirli güç odakları tarafından kullanılması, buna karşılık olarak İslamofobinin doğması ve İslamofobi içerisinde şekillenen ve Hristiyanlık dünyasının genlerinde yer alan ruhban karakterin, Haçlı zihniyetinin ve bunun günümüzdeki uygulamaları haline gelmiş olan dini ve etnik radikalizmin doğal bir sonucu ile karşı karşıyayız. "

"BU SALDIRI BİR İBRET VE İSPAT FOTOĞRAFI: ÖNLEM ALINMALI"

"Aslında insanlığa dair belki de en kara günlerden bir tanesi. Çünkü katliamı işlemekle kalmadı, bunu görüntüleyerek sosyal medyada paylaştı. Umarım karar vericiler buradan gerekli dersi çıkarır. Çünkü insanlığın nereye gittiğine dair devasa bir ispat ve ibret var. Eğer global siyasette ve stratejilerde insanlığın lehine yeni düzenlemeler söz konusu olmazsa dinler üzerinden, mezhepler, meşrepler, tarikatlar ve ideolojiler üzerinden insanlığın birbirine karşı eksenleşeceği ve birbirini yok etmeye kalkacağı temel bir ispat fotoğrafı var."

'TANRIYI KIYAMETE ZORLAMAK' KAVRAMININ SONUÇLARI

"Ortadoğu'da DEAŞ üzerinden bir radikalizm olarak görmüştük. Bu sefer İslamofobi üzerinden, İslamofobi'yi kullanan Hristiyanlık veya Yahudi dünyası veya diğer dini alanlarda bu tür fotoğraflarla karşı karşıya kalıyoruz. Hristiyanlık dünyasında yeni şekillenen bir kavram var "Tanrı'yı kıyamete zorlamak" diye. Baktığınız zaman çok masum bir şekilde geldi, Milenyum çağı dendi ama temelinde şu var, "3. bin yılda kıyamet kopacak ve kıyamet kopmadan bir Tanrı'nın bize verdiği toprakları ele geçireceğiz." Bu inanışa sahip olan zihniyetin ortaya koymuş olduğu, müdahaleler ve bundan etkilenen insanlar ve alt güç odakları. Zihni formatlanmış bir birey ile karşı karşıyayız, böyle bir temel denklem var."

BÜTÜN İNSANLIĞI İLGİLENDİRİYOR: ORTAK AKIL ÜRETİLMELİ

Saldırganın manifestosunda Türkiye ve Türkler ile ilgili de cümleler geçiyor. Bu konu ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

"Türkiye, İslam dünyasının mensubu bir ülke. İslamofobinin bir türevi olarak ortaya çıkan bir ırkçılık olarak değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Bu saldırıyı her din içerisinde odaklanmış çeşitli güç ve menfaat yapıları, alt türevler bunu kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmak isteyecekler. Burada insanlık adına bir aklı selime ihtiyaç var. Eğer bu aklı selim bulunamazsa yaşanan bu mücadelelerden, iç savaşlardan, DEAŞ'tan, FETÖ'den, PKK'dan, radikalizmden, İslamofobiden gerekli dersler çıkartılamazsa insanlığın çok büyük bir girdaba sürüklendiğine dair bir tehdit fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Bunu Türkiye tek başına, ABD tek başına, İsrail tek başına çözemez. Bu bütün insanlığı ilgilendiren ve bütün insanlığın ortak bir akıl ve ortak bir etki üretmesi gereken, bugün terör olarak kendisini gösteren ama bir şekilde terörün istismar ettiği alanlardan beslenen dini radikalizmden bahsediyoruz. Eğer biz bugün bu radikalizmin üremesine sebebiyet veren şartları, koşulları, cehaleti, gelir dağılımından alınmayan payları ortadan kaldıramazsak terör dini radikalizm, etnik radikalizm, mezhebi radikalizm olarak kendini gösterir. Böyle bir temel denklem var."

SELMAN ÖĞÜT

"SALDIRININ HAFTALARDIR BEKLENDİĞİ SÖYLENTİSİ VAR"

Yeni Zelanda'da cuma namazı esnasında iki camiye eş zamanlı olarak silahlı saldırı düzenlendi. Konu hakkında görüşleriniz nelerdir?

Öncelikle Yeni Zelanda'nın Birleşik Krallık ve Anglosakson hakimiyeti altında bir ülke olduğunun unutulmaması lazım. Suriye'de devam eden bir mücadele var ve Türkiye orada birilerinin istemediğini yapıyor. Dikkat ederseniz, İngiltere'nin Savunma Bakanı Tobias Ellwood, Trump'ın "DEAŞ bitti, çekiliyoruz" açıklamasından sonra "DEAŞ bitmedi. Bitse de farklı şekillerde ortaya çıkar" demişti. Türkiye'nin buradaki istikrarlı, kararlı ve başarılı terörden temizleme politikası birilerinin canını çok sıktı. İstihbaratın burada, ister istemez İngiliz istihbaratı ile iç içe olduğunu biliyoruz. Kimseyi doğrudan hedef gösterme niyetimiz yok ama terör uzmanlarının değerlendirmelerine baktığımız zaman, istihbaratın zayıflığından kaynaklı olduğuna dikkat çekiyorlar. Uzmanların dikkat çektiği bir diğer nokta ise, böyle bir saldırının olacağı noktasında birkaç haftadır söylentiler ve belirtilerin var olduğu. Bu durum bir istihbarat zaafiyeti ve kasıt olarak değerlendirilebilir."

TEK BAŞINA YAPILMIŞ, SALDIRI DESTEKSİZ DEĞİL

"Dikkat ederseniz, Fransa'da Charlie Hebdo saldırısı olduğu zaman orada da saatlerce polisin gitmemesi, teröristlerin istedikleri gibi elini kolunu sallayarak girip çıkması oldukça eleştirilmişti. Almanya'da yine Türklere yönelik yapılan ev kundaklama ve yakma olaylarının neler olduğunu, dava süreçlerinin nerelere geldiğini biliyoruz. Doğru düzgün soruşturma yapılmadı, davalar düşürüldü, tanıklar yok edildi. Bunun arkasından da ne çıktığını görmeye çalışacağız. Ama bu kadar geniş çaplı bir katliam, şuanda 40'tan fazla şehidimiz var, bu birilerinin haberi olmadan yapılacak bir şey değil. Tekrar söylüyorum, burada sorgulanması gereken en önemli şey, istihbarat ne yapıyor? Bunları takip ediyor muydu? Söylenene göre ediyordu. Eğer takip halindeyse niye engelleyemedi? Dünyanın hiçbir yerinde bu tür olaylar siyasi bir arka planı olmadan tezahür etmez. Anladığım kadarıyla camilerden biri Türklerin yoğun olarak kullandığı bir cami. Bunların hiçbirinin mevcut siyasi konjonktür ile bağlantısız olduğunu kimse söyleyemez. Polonya'da Erasmus öğrencisine yönelik bir PKK'lı tarafından gerçekleştirilen o katliamda da bir şehidimiz var. PKK'nın da köşeye çok sıkışmasıyla beraber farklı bir paradigmaya geçeceğini düşünüyorum. Çünkü hem içeride hem dışarıda PKK'ya kan kusturan bir Mehmetçik var. Bu sebeple bundan sonrası için dışarıda daha fazla bu tip terörist eylemler ile karşılaşmamız muhtemel. Her şeyden önce vefat edenlere rahmet diliyoruz. Eğer tatmin edici açıklamalar gelmezse, olayın salt dış ilişkiler bağlamında değerlendirilmesi ihtimali daha da artacak." 

BU TÜR SALDIRILARIN SEMBOLLERİ OLUR

Saldırganın internet üzerinde yayınladığı 70 sayfalık manifestoda Türkler ve Türkiye ile ilgili bazı cümleler yer alıyor. Bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?

"Yeni Zelanda dediğimizde aklımıza Çanakkale geliyor, Anzaklar geliyor. Bu tür saldırıların hiçbiri sembolik değerler atfedilmeden yapılmaz. Belirli sembolleri olur. Bu manifesto gösteriyor ki, Türkiye'nin dış politikadaki her daim artan, teröre yardım edenlerin canını sıkan ve terörle mücadele edenleri mutlu eden bu etkisi hakikaten bazıları için çok büyük problem. Gönül ister ki, herkes terör ile mücadele etsin. Fakat Türkiye kadar canı gönülden, samimi ve etkili terör ile mücadele eden ülkelerin sayısı oldukça az. Daha çok terörü destekleyerek, terörlü mücadele yapıyorlar. Almanya'da da olduğu gibi, kundaklanan o kadar evin arkasından bir şeyin çıkmaması gibi, burada da aynı durum ile karşılaşırsak o zaman diyeceğiz ki, bunun arkasında Anglosakson-Siyonist aklı var diyeceğiz. Bu Anglosakson-Siyonist aklı yeri geliyor İngiltere yeri geliyor Amerika üzerinden terör örgütlerini destekliyor. Türkiye'nin hedefte olduğu oldukça açık. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız konu ile ilgili kınama mesajını da yayınladı."

BİZ MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Manifestoda bir bölümde Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında da "Kadim düşmanımız olan Türklerin lideri, öldürülmesi gerekir" gibi cümleler geçiyor...

"Ne kadar zavallıca bir açıklama. Kaldı ki I.Dünya Savaşı'ndan sonra, Çanakkale Muharebesi'nde verilen mücadelenin ne kadar kutlu ve büyük bir mücadele olduğunu oradan gelen insanlar da teyit etmişti. Burada hedefte olan salt Erdoğan, salt Türkiye değil, koskoca insanlık onuru, şerefi ve haysiyeti hedefte. Birileri terörle beslenerek dış politikalarını belirliyor. Bizim gibi ülkeler ise, terörün karşısında durarak bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yapmaya başladık ki böyle sağdan soldan, yeri geliyor Polonya'dan yeri geliyor Yeni Zelanda'dan böyle haberler geliyor. Ama bunlar hiçbir şekilde bizim devletimizin de milletimizin de mücadele azmini azaltacak değil. Biz yine terörle mücadele edeceğiz, doğru bildiğimizi yapacağız. Haktan, hakkaniyetten, hukuktan yana olacağız. Netanyahu'nun söylediği ile bu adamın söylediği arasında ne fark var? Çıkıyor Erdoğan diktatördür diyor. Bebek katili bir adam diktatör diyorsa, o adamın iyi biri olduğu çok açık bir şekilde ortadadır. Onun öngördüğü, uyguladığı politikaların da doğru olduğu ortadadır. Bu figürleri ben birbirinden çok ayırmıyorum açıkçası. Allah yardımcımız olsun, büyük başın derdi büyük olur. İnşallah bundan sonrası için böyle elim vak'alar yaşanmaz. Lakin, Türk dış politikasının hedefte olduğu ve terörlü mücadele yaparak terörü destekleyenlerin canını çok sıktığı da ortada."

KAYNAK: HABER7 / DIŞ HABERLER SERVİSİ
YORUMLAR 34
  • Dikkat 5 yıl önce Şikayet Et
    Ülkesini tehlikelerden korumaya çalışan dikdatör oluyorsa olsun. Ben bundan gurur duyarım.
    Cevapla
  • Dikkat 5 yıl önce Şikayet Et
    Birgün önce Netenyahu ve oğlu açıklama yaparken birgün sonra katliaöm haberini duyduk . Bu tesadüf olamaz.Yalnız bunlar sesli ama İngiltere sessiz.
    Cevapla
  • birisi 5 yıl önce Şikayet Et
    anlamadığım şey ; Bir kişi iki ayrı camiye EŞ Zamanlı saldırı nasıl yapıyor? bu adam aynı anda iki yerde nasıl oluyor..??? eğer aralarında bir süre mevcut ise ki 10 dakikadan az olamaz, bu süre boyunca polisler ne iş yapıyordu..???
    Cevapla
  • Urfalı 5 yıl önce Şikayet Et
    Elini kolunu sallayarak camiye giriyor,güvenlik sifir, yazıklar olsun, İyiki varsın cehennem,iyiki.Yasasin dinsizler,zalimler için ebedi cehennem hayatı.
    Cevapla
  • keke 5 yıl önce Şikayet Et
    haçlı teröristleri tarih sizi af etmeyecek
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Komşudan tansiyonu yükseltecek hamle: Askeri yapılanma kararı!
Rusya'nın Büyükelçisi Gatilov'dan ateşkes için İstanbul vurgusu