Fransa askeri varlığıyla Afrika'da nüfuzunu korumaya çalışıyor
Afrika'da sömürgeci geçmişiyle bilinen Fransa, kıtadaki nüfuzunu yitirmemek için belli ülkelerde askeri varlığını devam ettirirken, bölgedeki birçok askeri operasyonda da başı çekiyor.
Birleşmiş Milletler'in (BM) "ulusların kendi kaderini belirleme" kararına rağmen, bazı ülkeler, bağımsızlık ilanlarını hiçe saydıkları eski sömürgelerinde güvenlik, terör ve istikrarsızlığı bahane ederek askeri varlığını devam ettiriyor.
Sömürgecilik geçmişiyle bilinen Fransa, Afrika başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini ise gizlemiyor.
Bu kapsamda, BM veya Avrupa Birliği'nin (AB) müdahil olduğu çok taraflı anlaşmaların yanı sıra çift taraflı savunma anlaşmaları çerçevesinde Hint Okyanusu'ndan Atlantik'e kadar Afrika'da birçok Fransız askeri birliği bulunuyor.
Bu sayede Cibuti, Çad, Mali ve Gabon'dan Senegal'e uzanan Sahel kuşağından Afrika Boynuzu'nu kapsayan bölge, Fransa gözetimi altında bulunuyor.
Fransa Milli Savunma Bakanlığının internet sitesinde yer alan bilgilere göre, Fransa'nın Afrika'da 4 kalıcı askeri üssü var. Ancak 2014'ten beri Sahel bölgesinde terör ve organize suçlara karşı yürütülen Barkhane Operasyonu'nda olduğu gibi bölgede kurulan kimi geçici üsler, zamanla kalıcı hale gelebiliyor.
FRANSA'NIN AFRİKADA KALICI ÜSLERİ
Fransa'nın Afrika'daki kalıcı üslerinin, Afrika Boynuzu ve kıtanın Atlantik'e açılan batı bölümünde yer alması dikkati çekiyor. Afrika'da Fransa'nın konuşlandırdığı 4 kalıcı üssünde 3 bin Fransız askeri bulunuyor.
Cibuti'de yer alan üssü, Fransa'nın Afrika'daki en önemli üslerinden biri olarak öne çıkıyor. Hava desteği askeri birliği bulunan ve lojistik açıdan zengin olan bu üs, 2010'da açıldı ve iki ülke arasında 2011'de imzalanan anlaşma ile resmi statüye sahip olmuştu.
Başkent Cibuti'de Fransız askeri limanında kurulan üste, bin 450 asker bulunuyor ve bölgedeki askeri gemilere destek sağlıyor. Stratejik bir konumda yer alan üs, Hint Okyanusu'na ulaşımı garantiliyor.
Fransız ordusunun Afrika'daki ikinci önemli askeri üssü Fildişi Sahili'nde yer alıyor.
Fransa'nın Abidjan Büyükelçiliğinin internet sitesinde, 900 askerin bulunduğu üssün "operasyon ve lojistik için hayati önem taşıdığı"na vurgu yapılması dikkati çekerken, "Buradaki askerler, kısa sürede bütün Afrika'ya müdahale edebilecek kapasitede." ifadesine yer veriliyor.
Gabon'un başkenti Librevil'de yer alan ve 250 askerin faaliyette olduğu üs ise Fransa'nın kıtadaki önemli bir diğer üssü. Gabon'daki bu üs, Afrika genelindeki askerlere destek birliği işlevi görüyor.
Fransa'nın bir diğer önemli üssü ise Senegal'in başkenti Dakar'daki askeri limanın Oukam bölgesinde bulunuyor. Dakar-Senghor askeri havalimanı sayesinde hava birliği desteği sağlanan üsle ilgili Fransa Milli Savunma Bakanlığının internet sitesinde üssün "sürekli alarm durumunda batı ve orta Afrika'daki operasyonlara destek verdiği" bilgisi yer alıyor.
DIŞ OPERASYONLAR (OPEX)
Afrika'nın kıyı bölgelerinde varlığını bariz şekilde hissettiren Fransa'nın Sahel Bölgesini Barkhane Operasyonu ile denetim altına aldığı biliniyor.
"Avrupa'nın Afrika, Afrika'nın da Orta Doğu ile karşılaştığı yer" olarak tanımlanan bu bölge, binlerce Afrikalının Avrupa'ya ulaşmak için güzergah olarak kullandığı bölge olarak öne çıkıyor.
Öte yandan, El-Kaide, DEAŞ ve Boko Haram gibi terör örgütleri de Sahel Bölgesinde, idari ve güvenlik boşluktan yararlanıyor.
Fransa, 4 bin 500 askerin bulunduğu Barkhane Operasyonu ile Burkina Faso, Mali, Nijer, Moritanya ve Çad'a 2014'ten beri askeri destek sağlıyor.
Bu 5 ülkenin oluşturduğu G5 Sahel Güçlerini tamamlamak için Barkhane Operasyonu'nun gerçekleştirildiği resmi açıklamalarda yer alırken, her ülkedeki askeri birliğin misyonu ve büyüklüğü farklılık arz ediyor.
Örneğin; Mali'deki Fransız güçleri 2014'ten bugüne bölgedeki terör ve silahlı gruplarla mücadele içinde olduğunu öne sürüyor.
Fransa yetkilileri son olarak Mali'de 10 Temmuz 2019'da Bamako-Gao eksenindeki Gossi bölgesinde geçici askeri üs açtığını duyurarak, söz konusu üssün hedefinin "terör gruplarının Mali ve Burkina Faso arasındaki ikmal imkanlarını kesmek" olduğunu açıkladı.
Bu bölge, Orta Mali'de önemli bir ekonomik kavşak olarak öne çıkarken, terör gruplarının ikmal merkezi olarak da biliniyor.
Bunların aynı sıra Çad'ın başkenti Encemine'deki Barkhane güçleri de Şubat başında ülkenin kuzeyinde, Çad Cumhurbaşkanı İdris Deby Itno'yu devirmeye kalkışan isyancılara karşı operasyon gerçekleştirdi.
Haziran'da ise Fransız askerlerinin Mali'nin Menaka şehrinde gerçekleştirdiği operasyonlarda birçok mühimmat ele geçirildi.
Orta Afrika ve Sahra Bölgesinde bu tip operasyonlara katılan Fransa ayrıca kıtadaki önemli operasyonlarda da yer aldı. Örneğin; Fransa, AB'nin başlattığı "Artemis" operasyonu ile 1998-2003 arasında 2. Kongo savaşında yer aldı ve 60 bin kişinin hayatını kaybettiği Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin Ituri eyaletindeki etnik çatışmaları durdurmak için müdahale etti.
Bunların yanı sıra Fransa, 2013'te başlattığı Sangaris Harekatı ile de Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki etnik çatışmalara son vermeyi hedeflediğini duyurmuştu. Ancak söz konusu harekat ancak 2016'da son bulmuş ve sonuçları itibariyle de tartışmalara yol açmıştı.
"ASKER SAYISINI AZALTARAK VARLIĞIMIZI YÜKSELTECEĞİZ"
Kinshasa Üniversitesi Öğretim Üyesi Thierry Mwepu, bütün bunlara bakıldığında, Fransa'nın Afrika'daki en büyük yatırımlarının Sahel bölgesinde olduğuna işaret ederek, Fransa'nın kıtadaki varlığının asıl nedeninin ekonomik olduğuna dikkati çekti.
Mwepu, öte yandan, Fransa'nın Afrika'daki varlığının geçmişten gelen sömürgeci anlayışının bir mirası olduğunu belirterek, yalnızca geçmişte sömürülen ülkelerde Fransa'nın askeri varlığını yasal kıldığını ifade etti.
Fransa, Afrika'daki askeri varlığının azaldığını iddia etse de Mwepu, artık daha güçlü araçlarla daha az askere ihtiyaç duyulduğuna işaret ederek, Fransa'nın özellikle doğrudan müdahalelerinin daha kolaylaştığı değerlendirmesinde bulundu.
Fransa'nın Eski Cumhurbaşkanı François Hollande döneminde Savunma Bakanı olan Jean-Yves le Drian ise bu stratejiyi, "asker sayısını azaltarak varlığımızı yükselteceğiz." şeklinde açıklamıştı.