Avrupa'da koronavirüse önlem almayan ülke ciddi risk altında: Gerçek sanılandan daha kötü
Koronavirüs salgınına karşı önleyici tedbirler almaya yanaşmayan İsveç'te gerçek durumun sanılandan daha kötü olduğu ifade ediliyor. Salgın Kontrol Dairesi'nde çalışan bir doktor yaşadığı bölgede virüsün herkese bulaşabileceğine dikkat çekti.
Salgından en çok etkilenen bölge olan Avrupa kıtasındaki ülkeler Kovid-19'a karşı sert adımlar atıyor.
Birçok ülkede hayat durma noktasında geldi. Kıtanın kuzeyinde bulunan İsveç ise önleyici tedbirler konusunda etkili adımlar atmaya yanaşmıyor.
İsveç'te şimdiye kadar 6 bin 800'den fazla vaka tespit edilirken ölü sayısı da 400'ü aştı. Ülkenin Norrbotten bölgesinde Salgın Kontrol Dairesi'nde doktor olarak görev yapan Anders Nystedt koronavirüse ilişkin tehlikelere karşı uyardı.
Doktor Nystedt salgının Norrbotten'da neredeyse herkesi etkisi altına aldığını düşündüğünü aktardı. Ülkenin resmi televizyonu SVT'ye konuşan doktor hükümetin sürü bağışıklığını yavaşça uyguladığını söyledi.
Anders Nystedt 250 bin kişinin yaşadığını Norrbotten'de şimdiye kadar 5-10 bin arasında insanın enfekte olduğunu söyledi.
Doktor ülkedeki yaşlı nüfusun ciddi derecede hasta olma tehlikesiyle yaşadığını söyledi.
İsveç'in başkenti Stockholm ve diğer büyük kentlerinde hayat normal seyrinde devam ediyor.
Ülke genelinde okullar, restoranlar ve dükkanlar açık. İnsanlar işlerine gitmek için otobüs, tramvay ve metro gibi toplu taşıma araçları kullanıyor. Evden sıkılanlar arkadaşlarıyla kafelerde ya da parklarda buluşarak vakit geçiriyor. Hatta 500 kişiye kadar olan toplantılara bile izin veriliyor.
AVRUPA'DA KARANTİNAYI REDDEDEN TEK ÜLKE: HERKES DEĞİL HASTALAR EVDE KALMALI
İsveç'de Başbakan Stefan Lofven'in corona virüsle mücadelede uyguladığı bu stratejinin mimarı ise, İsveç Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Anders Tegnell. "Diğer ülkelerin yaptığı gibi biz de koronavirüsün geç yayılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunu sağlamanın yolu ise virüsü taşıyan hastaların evlerinde kalmalarını sağlamak" diyen virüs uzmanı Anders Tegnell, sınırların kapatılmasını ya da çocukların okula gönderilmemesini gereksiz önlemler arasında görüyor.
Koronavirüsün her şartta insanlara bulaşma potansiyeli bulunduğunu vurgulayan Tegnell, "Hastalık her tarafı yayıldıktan sonra ha içeride kalmışsın ha dışarıda, bunun önemi yok. Sınırları kapatmanın virüsle savaşta bir değişiklik yapacağını sanmıyorum" dedi.
İsveç Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Anders Tegnell iddialarını şu cümlelerle destekliyor: "Eğer okulları kapatırsanız, bu corona virüsle mücadelede fayda sağlamak yerine birçok problemi beraberinde getirir. İsveç sağlık sisteminde çalışan birçok doktor ve hemşire görevlerini yapmak yerine, evde çocuklarını beslemekle zaman geçirirler."
BAŞBAKAN: HER ŞEYİ YASAKLAMANIN ANLAMI YOK
Alınan önlemlerin yeterli olduğunu savunan İsveç Başbakanı Stefan Lovfen, "Hepimiz, kendi sorumluluğumuzu taşıyabilecek bireyleriz. Yasalar çıkarıp, her şeyi yasaklamanın anlamı yok" dedi. Başbakan Lovfen tüm dünyada olduğu gibi ülkesinin de zor dönemden geçtiğini ise kabul ediyor.
İKİ BİN BİLİM İNSANINDAN HÜKÜMETE AÇIK MEKTUP
İsveç'teki bilim insanlarının büyük bir bölümü, hükümetin aldığı önlemlerin yetersiz olduğunu ve bu stratejinin ülkeyi felakete sürükleyebileceğini belirtiyor.
İsveçli 2 bin bilim insanı hükümete açık bir mektup göndererek, sağlık yetkililerinin tutumunu eleştirdi. Hükümete biran önce müdahalede bulunun çağrısı yapan bilim insanları, "Sürü bağışıklığı stratejisi büyük riskleri içerisinde barındırıyor. Bu anlamsız tutum, binlerce insanın yaşamına mal olabilir" vurgusu yaptı.
İngiltere'de hafta sonu yayımlanan The Observer gazetesine konuşan İsveç Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Anders Tegnell ise mevcut stratejisinin arkasında kalmaya devam ediyor. Tegnell, "İsveç'teki bulaşma oranı bu seviyede kaldığı sürece yeni önlemler almanın, günlük hayatı kısıtlamanın gereği yok" dedi.
HALK SESSİZ KALMAYI TERCİH EDİYOR
Koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede İsveç stratejisinin başarılı olup olmadığını zaman gösterecek. Vaka ve ölüm sayısı stabil seyrettiği için halk bu konuda sessiz kalmayı tercih ediyor.
Hatta özgürlükleri kısıtlanmadığı için bu konuda hükümeti destekleyenlerin oranı da hayli yüksek. Hükümet ise, yasaklara gerek olmadan alınan önlemlere uyulması çağrılarını yapmaya devam ediyor.