KKTC Başbakanı Tatar'dan Kapalı Maraş açıklaması

Rum yönetiminin müdahil olmaya çalıştığı fakat başlı başına Türk toprağı olan Kapalı Maraş, açılmak üzere gün sayıyor. Seçim politikası haline de gelen bu konuya ilişkin Başbakan Ersin Tatar açıklamalarda bulundu.

Tatar TRT Haber'in canlı yayınına konuk olurken, 46 yıl sonra ilk kez bir Başbakan burada televizyon yayınına katılmış oldu. Maraş'ın konumu, gelinen nokta ve mevcut pozisyona ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kapalı Maraş'ta gerçekleştirilen canlı yayında, bölgenin yeniden açılması için çalışmaların ciddi bir biçimde sürdürüldüğünü ifade etti.

BÖLGEDEKİ YAŞANANLAR VE TARİHİ SÜREÇ

46 yıl sonra ilk kez burada bir Başbakanın katılım sağladığı programda Tatar, Maraş üzerinde yürütülen çalışmaları ve çalışmalarda gelinen son noktayı anlattı.

"Maraş mutlaka açılacaktır. benim hükümetim döneminde biz konuyu Bakanlar Kurulu olarak değerlendirdik ve bu açıklamayı yaptık. Ezber bozduk ve Kapalı Maraş açılacaktır. Proaktif siyasetin gereği bu şekilde bir açılıma gerek vardı. 46 yıldır yaşanan süreç ve 83'te KKTC'nin ilanı ile günümüze kadar yaşanan Doğu Akdeniz'deki gelişmeler, Türkiyemizin adımları, kararları gibi çok önemli gelişmelerle birlikte Kıbrıs konusu bağlamında bir görüşme sürecinin gündemde olmadığı, bir devrin kapandığı gibi görüşler ortaya atıldı. Fakat günün sonunda biz de bir anlaşma istiyor, kapımızı açık tutuyoruz. Barış demiyorum. Merhum Ecevit'in açıklaması "Biz adaya barış için gidiyoruz, soydaşlarımızı korumak için gidiyoruz. Ama barışı hem Türklere hem de Rumlara götürüyoruz." 1974 tarihinden bu yana buralarda barış vardır. Kimsenin burnu kanamamıştır. Dolayısıyla bir huzur içerisinde yaşıyoruz. Burada yalnız eksik olan şey bir anlaşmadır. O anlaşma için de doğru zemin ve şartlarda, Türk tarafı olarak kırmızı çizgileirmizin korunmasıyla bir anlaşmaya ulaşabiliriz. Aksi taktirde biz ödün ve taviz vermeyiz."

ANLAŞMA ŞARTLARI VE KIRMIZI ÇİZGİLER

Crans Montana'da bundan 2 buçuk yıl önce Annan Plnanı'ndan sonra bir takım değerlendirmeler yapıldı. Burada hiç gereği olmayan tavizler verilmeye çalışıldı. Vermiş değildir, çalışılmıştır. Çünkü rafa kalktı bu anlaşma. Ne harita, ne sıfır asker, sıfır garanti. Biz KKTC'de etkin Türkiye Cumhuriyeti garantörlüğünün devam etmesini istiyoruz. Bu bir haktır. Bu hakkı kaybetmek istemiyoruz çünkü güvenliğimizi Türkiye Cumhuriyeti sağlıyor, Türk Silahlı kuvvetleri bizi koruyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin etkin ve fiili garantörlüğü muhakkak ve şarttır. Asla biz taviz vermeyiz.

TÜRKİYE'NİN GARANTÖRLÜĞÜ

Akıncı bu konuda farklı düşünebilir. İlk seçildiğinde 5 yıl kadar önce. Sonrasında bir baktık ki farklı konuşmaya başladı. Bir ortamda sözcüsü "Garantiler tabu değildir" diyerek bir kapı açtı. Bu kapı Crans Montana'daki 5'li toplantıya kadar devam etti. Burada ilk kez yıllardan sonra Türkiye'nin buradaki garantörlüğü tartışmaya açıldı. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Türkiye de bunu bizzat en üst makamlardan reddetti, "Tarihsel hak ve sorumluluklarımızdan taviz vermeyiz" diyerek garantörlükten geri adım atmayacaklarını duyurmuşlardır. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'de yaşananlar ve önümüzdeki süreçte meydana gelen olaylar, pandemi nedeniyle ortaya çıkan gelişmelere bakıldığında artık pek de bir anlaşma zemininin kalmadığı görülüyor. Yeniden bu zemin oluştuğunda biz gider, kendi şartlarımızla görüşürüz. Ama şuan bir müzakere süreci görülmemektedir. 

KAPALI MARAŞ'IN SON DURUMU

Maraş dediğimiz yerin büyük bir bölümü açıktır. Açık Maraş var, bir de kapalı Maraş var. Kapalı Maraş dünyanın en güzel sahil şeridine sahiptir. Gazi Mağusa'nın bir mahallesidir burası. Gazi Mağusa'nın çok içinde bir yerdir bura. Çocuklar top oynadığında top buraya düştüğünde gelip kendileri alıp, yeniden geri döner. O kadar yakındır. Mutlaka Maraş'ın açılması gündemimizde olacaktır. Zaten buraya bakıldığında Osmanlı'da vakıf malıydılar. İngiliz döneminde bu mallar vakıf ruhuna aykırı bir şekilde dağıtılmış. Büyük zenginler buralarda yer almış. ingiliz Kraliçesi'nin burada malı var. Uluslararası sermayedarların yerleri var. Dolayısıyla buranın artık açılması lazım. Bizim öngörümüz Taşınmaz Mal Komisyonu'nun oturup görüşmeler gerçekleştirmesidir. Zaten aldığımız bilgiye göre 300'e yakın başvuru var buraya, 191 tanesi iade için. Dolayısıyla insan hakları bakımından da 46 yıl sonra artık bu insanların, vakfların buradaki toprağına halel gelmeksizin üzerindeki binaların haklarının iade edilmesi ve ona göre bir takım adil düzenlemelerle haklarına kavuşmalarını, veya mallarını satabilmeleri hakkına kavuşmaları gerekmektedir. 

"BURASI KKTC TOPRAĞIDIR"

Esas olan burası KKTC toprağıdır. KKTC'ye bağlı güvenlik kuvvetleri tarafından korunmaktadır. Dolayısıyla bizim düşüncemiz budur, halkımız da bizi desteklemektedir. Baktığımızda halkımızın "geç bile kaldık" diyor. Buranın açılması insan hakları bakımından Rum da olsa, İngiliz, Amerikalı da olsa kendi mallarına kavuşmaları, gelişmekte olan KKTC'nin Gazi Mağusa şehrinin buraya yayılmasıyla bir liman şehri olan bu yerin bir ekonomik ve turistik anlamda daha güçlenmesi anlamına gelmektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak KKTC'nin daha da güçlenmesi fevkaladedir.

RUM YÖNETİMİNİN TAVRI

Taşınmaz Mal Komisyonu'na Rumlardan da başvurular oluyor. Dolayısıyla Rum tarafı bizi daha fazla tehdit edemez. Çünkü onların politikası halkına "Gidip başvurmayınız. Haklarınızı takasa, iadeye ya da tazminata sokarsanız buradaki haklarımızı kaybederiz." noktasındalar. KKTC'deki gibi bir takım siyaset oyunları oynuyorlar. Rum İdaresi de bu oyunun içinde, EOKA'cılar da içinde. Madem ki İnsan haklarından bahsediyorlar, buyrunuz insanlarınız mallarını geri alsın. Ama burası KKTC sınırları içerisindedir. Bunu kabul etmek zorundalar. Şuan yapılan bu canlı yayın Kapalı Maraş'ta gerçekleştiriliyor. Burası KKTC'nin sınırları içerisindedir. 

ENVANTER ÇALIŞMALARI VE MARAŞ'TA SON DURUM

Envanter çalışmaları başlatıldı. Burada mal mülk zaten her şey biliniyordu. Bir kez daha bunlar teyit edildi bu çalışmayla. Artık bu saatten sonra açılma sürecine girme noktasına geldik. Bunun alt yapısı da yapıldı. Hukuki zemin de hazır. Belki seçim nedeniyle biraz ertelenme olabilir ancak günün sonunda her şey hazırdır.

HUKUKA AYKIRILIK SÖYLEMLERİ

Burası KKTC'nin bir bölgesidir. Ben de KKTC'nin Başbakanıyım. Hamdolsun Türkiye ile en üst düzeyde ilişkilerimiz var. KKTC burayı tanıyor. O bakımdan onların dediği KKTC'nin tümümün uluslararası pozisyona ters düşen bir tarafı var. Rumların iddia ettiği 60 anlaşmalarına dayanarak "Burası Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir parçasıdır." diyorlar. Yok böyle bir şey. Burasını yöneten KKTC'dir. Bizleri seçen Türk halkıdır. Kıbrıs Türk halkı da Kıbrıs'ın iki eşit halkından biridir. Kıbrıs halkı kendi iradesiyle, kendi seçimleriyle oluşturulan hükümet neticesinde yönetilen bir bölgede yaşıyoruz. Bunun adı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. Burada bir halk vardır. Bu halk böyle bir irade koymuştur. 60 anlaşmalarından sonra, 63'te bu bölgede nelerin yaşandığını tüm dünya bilmektedir. Silah zoruyla bizleri devletin dışına atmışlar. 103 köyümüzü talan etmiş, bir takım insanlarımızı vurmuş, öldürmüş, gömmüşler. Geçitkale olaylarında da aynısı oldu. Erenköy hadiseleri de meydana geldi. Orada da aynı şeyler yaşandı. Kıbrıs Barış Harekatı'na kadar şanlı bir direnişimiz olmuştur. Şanlı direniş sayesinde 1974 yılında uluslararası hukuka bağlı Türkiye Cumhuriyeti müdahalesini yapmıştır. Nüfus mübadelesi gerçekleştirilmiştir. Bu mübadeleyle bütün Türkler anlaşmalarla yer değiştirmiştir. 1974'den bu yana 46 yıldır bu devam ediyor. En büyük insan hakları eylemlerinden biridir bu. yaşam hakkı. Mülkiyet hakkı anlaşmalarla da olabilir. Bizler pek çok mal mülk bıraktır Güney tarafında. Bu bir şekilde takas, tazminat haklarıyla anlaşmayla çözülecektir. Ancak burada esas olan yaşam hakkıdır. Kıbrıs Türk halkı da kuzeye yerleşmiş, kökleşmiştir. Burada düzenlemelerle 46 yıl sonra bir devlet çıkmıştır Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte. Bu coğrafyada başımız dik ve olumlu bir şekilde hayatımızı devam ettirmekteyiz. Dolayısıyla işin ruhuna ve özüne baktığınızda mülkiyet ve diğer meseleler ikinci hatta üçüncü plandadır. Esas olan insanların yaşam hakkıdır. Biz de bir halkız, dünyanın tanıdığı. Annan PLanı ve sonrasına baktığımızda durum göstermektedir ki halk kendi egemenlik hakkını ortaya koyabilmektedir. Dünyanın da tanıdığı bir halk olarak KKTC böyle bir süreçte hakkını aramaya devam eder. Bize bu süreçte düşen görev KKTCyi dünyaya anlatıp tanıtmak. Çünkü Kıbrıs'ın realitesine göre iki halk yer alıyor. Kuzey ve Güney halkları. Bu bir ulusal kazanımdır. Bu karışık coğrafyada böyle bir devlet kurmak, yapıyı sürdürebilmek kolay değildir. Türk ulusu bunu başarmıştır. 

BAŞBAKAN TATAR'IN AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE

Kapalı Maraş mutlaka açılacak. Ezber bozulmuştur, yeni sayfa açılmıştır.

 

1974'ten beri burada barış vardır. Doğru zemin ve şartlarda bir anlaşmaya ulaşabiliriz.

Bizim güvenliğimizi TSK ve Türkiye Cumhuriyeti koruyor. Cumhurbaşkanı Akıncı farklı konuşabilir.

Doğu Akdeniz'de yaşananlar ve önümüzdeki süreçte bir müzakere görülmemektedir.

Maraş'ın büyük bir bölümü açıktır. Kapalı Maraş'ta dünyanın en güzel sahil şeridir vardır. Maraş'ın açılması artık gündemdedir. Bizim öngörümüz taşınmaz mal konusunu görüşmemiz lazımdır.

Burası KKTC tarafından korunmaktadır ve toprağıdır. Maraş'ın da turizme açılmasıyla KKTC daha da güçlenecektir. Envanter çalışması hemen hemen bitti açılma sürecine girdik. Artık Maraş'ın açılma noktasına girme sürecindeyiz.

Maraş, KKTC toprakları içerisindedir. Kimse elimizden alamaz. Başarılı bir şekilde yolumuza devam etmekteyiz.