Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı Yunanlılara Mavi Vatan'ı anlattı
Türkiye'nin hak ve menfaatlerine karşı her fırsatta saldırgan tutumunu sürdüren Yunanistan basınına, Mavi Vatan'ın Mimarı Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı konuştu. Yaycı Yunanistan'ın yüksek tirajlı gazetesi Kathemirini'ye Türkiye'nin haklı tezlerini savunan açıklamalar yaptı.
Mavi Vatan kavramını ilk kez Türkiye gündemine yerleştiren Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı; Mavi Vatan'a en çok itiraz eden, saldırganlık sergileyen Yunanistan'a, Türkiye'nin tezlerini anlattı.
Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı Yunanistan’ın yüksek tirajlı gazetelerinden Kathimeniri’ye verdiği röportajda Mavi Vatan'ı anlattı.
YUNAN MUHABİRE CEVAP
Yaycı Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşmanın yasal olduğunu, adaların kıta sahanlığının olmadığını, Türkiye'nin Ege'deki 152 ada ve adacıkla ilgili itirazınları dile getirdi. Bunun yanı sıra adaların silahlandırılması konusunda da Atina'ya tepki gösteren Yaycı, Yunanistan'ın Megali İdea hayalleriyle adaları işgal ederek yayılımcı planlar yaptığını ifade etti.
Yunan muhabir Mavi Vatan tezine dönük vurgular yapan Yaycı ile yaptığı röportajında “İfade ettiği tezler, söyleşi sırasında bizi sert tartışma noktasına getirecek kadar katıydı.” ifadelerine yer verdi.
"KITA SAHANLIĞI VE 152 ADACIK"
Müstafi Tümamiral Yaycı Yunanistan'ın işgalci tavırlarına karşılık Türkiye'nin müzakere ve görüşme masasından ayrılmamasına ilişkin açıklama yaparken, Atina'nın maksimalist bir yaklaşım ile adalar ve kıta sahanlığı konusunda Türkiye'nin haklarını gasbetmeye çalıştığını ifade etti. Yaycı ayrıca Türkiye'nin adaların devrine ilişikin bir talebinin bulunmadığını, hakkı olanı talep ettiğini söyledi.
"Yunanistan'a devredilmemiş 152 ada, adacık ve kayalıktan söz ediyoruz. Biz adaları talep etmiyoruz, sadece bu adalar, adacıklar ve kayalıklar Yunanistan'a devredilmedi, gelin görüşelim diyoruz. hangileri size ait görelim. sadece Yunanistan'ın maksimalist tezlerine son vermesi gerektiğini vurguluyorum.' Yaycı, başka bir meseleyi daha ekleme fırsatı buluyor. 'Bizim için adaların gayrı askerîliği meselesi de var. bunlar bir paket olarak görüşülsün."
SAÇMA SORUYA YAYCI'DAN SERT YANIT
Kathemirini Muhabiri Manolis Kostidis Türkiye'nin Adaları işgal etmek için planlar yaptığını iddia ederek "'Yunanistan, Türkiye'nin adaların karşısında çıkarma gemileri olduğunu söylüyor. Bu adaları ne zaman alalım diye düşünüyor veya plan yapıyor musunuz?" sorusunu yöneltti. Yaycı'dan Yunan muhabire tokat gibi yanıt gecikmedi:
"Size samimiyetle söylüyorum, hayır. Böyle bir şeyi asla düşünmedik. NATO üyesi olduğumuzdan, asla çıkarma yapmadık, bombalamadık da. Ancak 1922'de adalardan geldiniz ve Anadolu'yu almaya çalıştınız. Adaların militarize edilme maksadı nedir? hedefleri saldırgandır. Bir boşluk bulsalar, bunu planlıyorlar. Bu büyük bir tehdit, aynı 1922'de olduğu gibi Megali İdea'ya hazırlık."
KATHEMİRİNİ'DE YAYINLANAN RÖPORTAJ
Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı'nın Kathemirini'ye verdiği röportajın tamamı şu şekilde:
"Emekli Tümamiral Cihat Yaycı ile görüşmemiz ortak tanıdığımız aracılığıyla ayarlandı ve kabulünün ve şahsıma gösterdiği misafirperverliğin kusursuz olduğunu söyleyebilirim. İfade ettiği tezler, söyleşi sırasında bizi sert tartışma noktasına getirecek kadar katıydı. Emekli Tümamiral Türk kıta sahanlığının Ege'nin yarısına kadar yayıldığını düşünüyor, Türk-Libya memorandumunun tamamen yasal olduğunu iddia ediyor, adaların kıta sahanlığı olmadığını ve Türkiye'nin Ege'deki 152! ada ve adacıktaki Yunan egemenliğine haklı olarak itiraz ettiğini savunuyor.
Sayın Yaycı "Türk-Libya memorandumu"nun planlayıcısı ve "Mavi Vatan"a ilham verenlerdendir. Teorisi ile ilgili, bazılarını okuduğum, iki tanesini de bana özel imzalayıp verdiği birçok kitabı var.
Geçen Mayıs ayında Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevinden istifa etti. bugün özel Bahcesehir Üniversitesi Denizcilik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin başkanıdır.
Türk donanmasının tam olarak ne zaman güçlü hissettiğini veya ne değişti de 'Mavi Vatan'dan bahsetmeye başladığını veya Türk-Libya memorandumunu öğrenmeye çalıştım.Yaycı başta artık asker-akademisyen! olduğunu vurguladı. 'Türk donanması şimdi güçlü hissetti de bu teorileri çıkardı şeklinde söylenenler gerçeği yansıtmıyor. Çünkü bu Libya ile anlaşma konusu Güney Kıbrıs idaresi (Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kast ediyor) Mısır ile anlaşması gibidir, dolayısıyla Libya ile anlaşmanın da kendi mantığı vardır. yasaldır. Çünkü Türkiye ile Libya, biri Asya (Anadolu) diğeri Afrika'dadır ve iki kıta ülkesinden söz ediyoruz. Bu anlaşmaya, Türkiye maksimalistlikler eklemedi ve Rodos, Kaşot, Karpat ve Girit'e dokunmayan bir hat çekti' dedi.
İtiraz etmeye başlıyor, Türkiye'nin tezlerinin maksimalist olduğunu ve adaların kıta sahanlığına kendi etkileri olduğunu vurguluyorum.
Birlikte kalkıyor ve 'Mavi Vatan' haritasına gidiyoruz. Bana Meis'i gösteriyor ve 'burası benim kıta sahanlığımdır deme, çizgi çekme ve Libya ile anlaşma yapamazsınız deme hakkınız yok. bir ada başka bir kıta ülkesi ile teması engelleyemez. Yunanistan Girit, Kaşot, Karpat, Rodos ve Meis kıta sahanlıklarını bir kıta bölgesi gibi hesapladığını söylüyor. bu olamaz' diyerek ısrar ediyor.
Tartışma daha da şiddetleniyor ve 'Yunanistan ve Mısır deniz bölgeleri konusunda aralarında anlaştı ve Türkiye ile Libya arasındaki anlaşmayı etkisiz hale getirdiklerine inanıyor. Bu anlaşma Girit'in kıta sahanlığını ve adaların kıta sahanlığı olduğunu tanıyor' diyorum.
'Samos'un kıta sahanlığı var ama Türkiye'nin yok diyemezsiniz. Bu adalar Türkiye'nin kıta sahanlığı üzerinde bulunuyor. Rodos nerede bulunuyor? Yunan kıta sahanlığında mı?' diyor, kendisine 'Rodos'un da kendi kıta sahanlığı var' cevabını veriyorum.
Harita üzerindeki tartışmamızda 'Doğu Akdeniz'de Yunanistan ile görüşecek bir şeyimiz yok. Türkiye Akdeniz'de 2.280 kilometre kıyı şeridine sahiptir' vurgusunu yapıyor.
Bize çay ve tatlı ikram ettiklerinde 'Mavi Vatan' yoktu. Ne oldu da ortaya çıktı? Hedef ne?" diyerek ısrar ediyorum. Sayın Yaycı, gururlu bir şekilde, 2017-2018'de planladığını savunuyor. 'Bu adalar (doğudaki)Türk kıta sahanlığında bulunuyor. bu, bu adaların Türkiye'ye ait olduğu anlamına gelmiyor. Yunanistan'a devredilirken (gri bölgeler hariç) isimlendirilen adaların egemenlik haklarında hiçbir kuşku yok. Mesele, kara suları dışındaki deniz yetki bölgeleri.'
Yaycı'ya 'Onlarca istikşafi temas oldu ve belki tekrar olur. Türkiye böyle bir haritaya sahipken konuşmaya devam edebilir mi? Yunanistan'ın müzakerelere devam etmesini nasıl beklersiniz?' diyorum, o ise bana akademik bir çalışma olduğu cevabını veriyor.
Kendisine şimdi artık 'resmî harita' olduğunu hatırlatıyorum: 'artık akademik çalışma değil. Türkiye Cumhurbaşkanı donanma komutanlığını ziyaret ettiğinde gördük.' Yaycı, memnuniyetle gülümseyerek 'Evet şimdi resmî. Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı gibi Savunma Bakanı da 462.000 kilometrekare Mavi Vatan'dan söz ediyor. Keza, yasaldır. Türkiye'nin deniz yetki bölgelerinin bilinmesi için oluşturduk şunlar ilan edilenler, şunlar edilmeyen ancak edilmesi öngörülenler. Bu harita ile Türk halkı denizlerinin değerini anladı' diyor.
Kitaplarından da tezlerini ve Türkiye'nin görüşlerini bildiğim için kendisine, Türkiye adaların egemenlik haklarına itiraz meselesini gündeme getirdiğinden, 1996 İmia'dan sonra olanları sormak istedim.
'Yunanistan'a devredilmemiş 152 ada, adacık ve kayalıktan söz ediyoruz. Biz adaları talep etmiyoruz, sadece bu adalar, adacıklar ve kayalıklar Yunanistan'a devredilmedi, gelin görüşelim diyoruz. hangileri size ait görelim. sadece Yunanistan'ın maksimalist tezlerine son vermesi gerektiğini vurguluyorum.' Yaycı, başka bir meseleyi daha ekleme fırsatı buluyor. 'Bizim için adaların gayrı askerîliği meselesi de var. bunlar bir paket olarak görüşülsün.'
Görüşlerinin beni çok da tatmin etmediğini anlayıp sizi temin ederim, Türkiye'nin Yunanistan'a karşı herhangi bir düşmanlığı yok. Size samimiyetle söylüyorum. 40 yıl Deniz Kuvvetleri'nde görev yaptım, 13 yaşımda beri askerim. Bizi askerî okullarda eğitirken Yunanistan'ı asla düşman görmedik. Ancak Yunanistan'da Türkiye'nin istila edeceği, adaları alacağı şeklinde yanlış bir izlenim var' diyerek bir dostluk mesajı ortaya koymaya başlıyor.
Uzun görüşmemizi tamamlamadan önce Sayın Yaycı'ya 'sizden, Dedeağaç'tan Kıbrıs'a kadar adil ve uluslararası hukuka uygun bir çizgi çekmenizi istesem nereye çekerdiniz?' diye sordum. Mavi Vatan haritasını göstererek bana 'haritada gördüğünüz gibi! cevabını verdi ve 'bu adildir. bu harita, mavi noktalar adaları talep ediyoruz demek değildir. sadece kara suları var ve Yunanistan'a aitler. mavi, kıta sahanlığımızı gösteriyor' dedi.
HEDEFİNİZ SALDIRGAN
Görüşmemize kısa bir ara verdikten sonra ve ofisinden İstanbul B0ğazı'ndan geçen gemilere bakarken kendisine soruyorum: 'Yunanistan, Türkiye'nin adaların karşısında çıkarma gemileri olduğunu söylüyor. Bu adaları ne zaman alalım diye düşünüyor veya plan yapıyor musunuz? Şaşkınlıkla, Yaycı'nın, Yunanistan'ın adalardan Anadolu'ya! çıkarma planı olduğunu savunmaya başladığını saptadım. 'Size samimiyetle söylüyorum, hayır. Böyle bir şeyi asla düşünmedik. NATO üyesi olduğumuzdan, asla çıkarma yapmadık, bombalamadık da. Ancak 1922'de adalardan geldiniz ve Anadolu'yu almaya çalıştınız. Adaların militarize edilme maksadı nedir? hedefleri saldırgandır. Bir boşluk bulsalar, bunu planlıyorlar. Bu büyük bir tehdit, aynı 1922'de olduğu gibi Megali İdea'ya hazırlık."
-
vatandaş 4 yıl önce Şikayet EtBu kaz kafalılık inatçılık hep kendini haklı görme kültürü bunların genlerine yerleşmiş. 300 Yüz 500 yılda bir dersini alır paşa paşa hadlerini bilir giderler. Yanlız şu an onlar içinde çok tehlikeli bir durum söz konusu biz onları bir defa ham yaparsak bu sefer dünyanın geldiği bu kültürel erozyonlardan ötürü bunlar komple bir yokoluş yaşayabilirler bence bizimle iyi geçinsinler ellerindeki bir avuç topraktanda olmasınlar kültürlerindende.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Ahmet 4 yıl önce Şikayet EtYunanistan öncelikle adalarımızı bize vermelidir.Beğen Toplam 5 beğeni
-
Gerçekler 4 yıl önce Şikayet EtYunanistan zamanında Türkiye'ye karşı kurulmuş uydurmasyon kukla bir devletçik, aynı Bulgaristan ve Ermenistan gibi. Bunlar savaşmadan emperyalistlerin desteğiyle Osmanlı topraklarını gasp etmiş işgalcilerdir. Gasp ettikleri topraklarda Osmanlı'dan gelen hak ile Türkiye'nin kan hakkı vardır. İlk fırsatta bu işgalci üç uyduruk devletçik haritadan silinmelidir. Ayırca bu üç eşkıya topluluk 1821 yılından itibaren Müslümanlara karşı vahşi soykırımlar yapmışlardır. Medyamız her gün yukarıda bahsettiğim konuları görsel ve yazılı basında anlatmalı ki halkımız bilinçlensin, düşmanlarımızı ve haklarımızı tanıyalım. Ver kurtul mantığı ile Anadolu'ya sıkıştık çünkü.Haklarımızı arayalım.Beğen Toplam 4 beğeni
-
Mesut Altın 4 yıl önce Şikayet EtYunanistanı üstümüze salan İsaril ve batı Avrupa ülkeleridir...Çünkü geçmişte de olduğu gibi zalim ve sömürgecidirler...O yüzden Türkler bunlara hadlerini bildirecek diye sürekli temkinli harekett etmektedirler...Yani maşa kullanmaktadırlar.Beğen Toplam 8 beğeni
-
As. 4 yıl önce Şikayet EtBarış için ellerini uzatana bizler yüreğimizi açarız yeter'ki samimi olsunlar.Beğen Toplam 4 beğeni