Kudüs kırmızı çizgimizdir: Daha ne bekliyoruz?
İsrail'in Kudüs'teki şiddetli saldırılarına ilişkin gazeteciler, yazarlar ve STK temsilcileri Haber7.com'a değerlendirmelerde bulundu.
Haber7- Enes Taha Ersen
- İsrail'in Kadir Gecesi Arefe'sinde başlatıp bugün şiddetlendirdiği Mescid-i Aksa'daki müdahaleleri dünyanın gözünün içine baka baka gerçekleştiriliyor.
- Polis ve askerlerin yüzlerce kişiyi yaraladığı ve ölümlere neden olan müdahalelerde Filistinlilerin tek suçu Aksa'da ibadet etmek.
- Ramazan'ı kutsal mabed sınırlarında ihya etmek isteyen Müslümanlara şiddet uygulayan İsrail güvenlik güçleri ile Filistinliler arasında çatışmalar yaşanırken, bu sabah saatlerinde Kudüs'e baskın gerçekleştiren Fanatik Yahudilerin eylemlerine ilişkin çarpıcı gerçek ortaya çıktı.
- İsrail'in Kudüs'ü işgal etmesinin İbrani takvimine göre yıldönümü olan 10 Mayıs'ı, "Kudüs Günü" adıyla kutlamaya çalışan Yahudiler, Mescid-i Aksa'da ayin provokasyonuna girişti.
Dünya her yıl olduğu gibi bu yıl da İsrail'in ırkçılığına, kana susamışlığna tanıklık etti. Müslümanların en kutsal günlerini kana bulayan İsrail polisleri, Mescid-i Aksa'daki ibadet eden Filistinlilere çok sert müdahalelerde bulundu.
Kadir Gecesi Arefesi'nde başlayan şiddetli çatışmalar, bugün de devam etti. Müslümanların ibadet ettiği Mescid-i Aksa'ya fanatik Yahudiler silahlarla baskın gerçekleştirirken, ayin düzenlemek için Aksa'nın Şam Kapısı'na kadar geldi. O saatte başlayan gerilim, gün ışıyana kadar devam etti. Özellikle sabah saatlerinde şiddetlenen eylemlerde çok sayıda Müslüman yaralandı. Fanatik Yahudilerin İsrail devleti ile el ele gerçekleştirdiği bu provokasyona ilişkin Haber7.com Yazarı Taha Dağlı, Filistin Araştırmacısı Muharrem Güneş, Diriliş Postası Yazarı İsmail Yaşa, Tarihçi Zekeriya Kurşun ve Gazeteci Halis Mutlu önemli açıklamalarda bulundu.
TAHA DAĞLI: TAPINAK DAĞI'NA ÇIKACAĞIZ DEDİLER
Haber7.com yazarı Taha Dağlı, İsraillilerin Kudüs Günü'nü kutlamak için Mescid-i Aksa'ya baskın gerçekleştirdikleri, Tapınak Dağı olarak adlandırdıkları bu yerde ayin düzenlemek için yürüyüş gerçekleştirdiklerini bu durumun da neredeyse bir ay öncesinden belli olduğunu ifade etti:
"Tüm bu olanlar 1 ay öncesinde bilinen bir durumdu. Yahudiler bir aydır bu baskına hazırlanıyorlardı ve bu baskın göz göre göre geldi. Müslümanların gözünün içine baka baka bunun hazırlığını yaptılar. İsrail tarafından bunun zamanlamasının bir amacı var. 10 Mayıs, 67 savaşının Yahudi takvimine göre yıldönümü. Yahudiler bu günü Kudüs Günü olarak kutluyorlar. Kutlamalar kapsamında İsrail Bayrakları ile Mescid-i Aksa'nın Şam Kapısına kadar geliyorlar, oradan da Burak Duvarına kadar yürüyorlar. Bu kez de Mescid-i Aksa'ya, Tapınak Dağı'na çıkacağız dediler. "
"NETANYAHU'NUN GÖZ YUMDUĞUNU GÖRÜYORUZ"
Özellikle provokasyona devletten hiç bir müdahalenin gelmemesine de dikkat çeken Dağlı, bu noktada Netanyahu'nun kendini ve Başbakanlığı kurtarabilmek adına Fanatik Yahudi'lerin ırkçı eylemlerine ve şiddet olaylarına göz yumduğunu ifade etti:
"Netanyahu'nun da şu an için buna göz yumduğunu, bunun önünü açtığını görüyoruz. Çünkü İsrail'de 4'üncü seçimin ardından koalisyonu yine kuramadı. Koalisyonu kurma görevi rakibi Yair Lapid'e verildi.Lapid şuan için kurdu kuracak görünüyor. Koalisyonu kurarken bir tarafta aşırı sağcılar ve Filistinli Mansur Abbas ortak konumunda bulunuyor. Netanyahu ise bu koalisyonu bozmaya çalışıyor. Bu bağlamda bu baskını engellemeyen Netanyahu, şiddet eylemlerinin de önünü açtı. Netanyahu için bu son şans. Başbakanlık zırhını kaybedip muhtemelen hapse bile girecek."
"MESCİD-İ AKSA'DAN PAY KOPARMA DERDİNDELER"
Eylemlerde fanatik Yahudilerin gece 03:00 sularında Mescid-i Aksa'ya baskın gerçekleştirirken, baskın sırasında yanlarında silahların da bulunduğuna dikkat çekti. Özellikle bu eylemlerde öne çıkan amacın, fanatik yahudilerin Mescid-i Aksa'dan pay koparmaya çalışması olduğunu söyleyen Haber7.com yazarı, Mescid-i Aksa'nın yarısının yıkılarak sinagog yapılması amacına değindi.
"İşin dini boyutundan baktığımızda da azınlık diyemeyeceğimiz, sokakta ciddi etkisi bulunan fanatik yahudiler var. Burada saldırılar gerçekleştiren isimler anti siyonist yapıdan ziyade Filistinlilerden nefret eden, onlara ölüm sloganları atan psikopat yapılı tipler bunlar. Silahlarla gece saat 03:00 gibi Şeyh Cerrah'a geldiler, Şam Kapısına doğru yürüyüş gerçekleştirdiler. Filistinlilerin şu an yapmaya çalıştığı şey, İslamın ilk kıblesini korumaya çalışmak. Ancak bu maalesef zor görünüyor. Yahudiler mevcut koşullarda Mescid-i Aksa'dan pay koparmanın derdinde. Aksa Müslümanlara ait olan bir yerdir, İslam'ın ilk kıblesidir. Yahudilerin yapmaya çalıştığı ise oradan hisse almaya çalışmaktır. Kudüs üç din için de önemli bir yerdir ancak Mescid-i Aksa'nın İslam dışında hiç biriyle ilgisi bulunmamaktadır. Aksa yalnızca Müslümanlar için önemlidir. Hristiyanların da Yahudilerin de burada yeri yoktur. Bu hisse, zaten yıllardan beri işgal edilmesiyle alındı. 67'den bu yana Müslümanlar Aksa'ya bir Yahudi'nin izniyle girebiliyor. Bu yeterince bir zuldür. Ama şuan için gelinen noktada Yahudiler Mescid-i Aksa'nın bir kısmını sinagog olarak kullanmaya devam edecekler. Bu hisse bugün yüzde 1 olarak başlar, yarın öbür gün artar gider, en sonunda bir bakmışsınız; vaat ettikleri yahudi tapınağını inşa etmişler."
"EL HALİL'DEN DERS ÇIKARILMALI"
İsrail'in uyguladığı bu saldırılara da değinen Dağlı, bu saldırıların daha önce de yapıldığı ve işgal planının sistematik bir parçası olduğunu ifade etti:
"Şu an yaşananlar tarihten alınması gereken bir derstir. 94 yılında El Halil'de düzenlenen saldırıda, camiyi basan bir terörist, 30'dan fazla Filistinliyi şehit etti. Sonradan cami güvenlik gerekçesiyle kapatıldı, 6 ay sonra ibadethane yeniden açıldığında, caminin yarısı sinagog haline getirilmişti. El Halil'de ne yapıldıysa, bugün Aksa'da aynısı yapılmaktadır. İnsanları uyutarak, benimseterek yaptıkları için, kimse anlamıyor. Yarın öbür gün Filistinliler bayram namazını kılar tansiyon düşer, ancak o arada İsrail ehliyetini almış, Yahudilere Mescid-i Aksa'ya giriş ve ibadet etme hakkını vermiş olur. Dostluk kardeşlik diyerek Mescid-i Aksa'nın yarısı sinagog olmuş hale gelir."
"BEN SİZİN HAREMİZİNE GİRDİM MESAJI"
Dağlı'nın konuya ilişkin diğer ifadeleri şu şekilde:
"İslam dünyası kınama dahi yapsa, İsrail bundan korkmaz. İsrail'e anladığı dilden cevap vermek gerekmektedir. İsrail açıkça savaş ilanı yapıyor. Tüm İslam alemine "Ben sizin hareminize girdim" diyor açık açık. Müslümanların şunu açıkça anlaması lazım Kâbe neyse, Mecsid-i Aksa da aynı manadadır. Kâbe bir haremdir, Aksa da aynı statüdedir. Burayı zaten koruyamıyorlarsa eğer, bunu kınamanın falan hiç bir manası yok. Burada İsrail'e yalnızca karşılığı Filistin verebiliyor, onu da ellerindeki taşlarla verebiliyorlar. Durum bakıldığı zaman çok acıklı."
"KEŞKE BAŞIMIZDA BİR ERDOĞAN OLSA"
"İsrail'e anladığı dilden karşılık verilmediği müddetçe, geri adım atmayacaklardır. İsrail'e karşı diplomatik olarak tüm İslam alemi olarak birlik sağlanabilirse, Suudi Arabistan'ı, Ürdün'ü, Mısır'ı ile hep birlikte hareket edilirse İsrail öyle güzel köşeye sıkıştırılır ki, kapalı sınırları ardında bir başına kalır. Bunu sağlamanın pek çok yolu var ancak bunu yapabilecek bir Arap ülkesi yok. Arap ülkeleri hep derler "Keşke başımızda bir Erdoğan olsa" diye. İsrail'i askeri ve siyasi anlamda bir izole edin, görün bakalım nasıl oluyor. Kınamayla, ayıplamayla ABD'nin ikazlarıyla İsrail hiç bir şekilde geri adım atmaz, taviz vermez."
MUHARREM GÜNEŞ: TAPINAK DAĞI BİZİM KONTROLÜMÜZDEDİR MESAJI VERMEYE ÇALIŞTILAR
Filistin araştırmacısı Muharrem Güneş de Haber7.com'a verdiği demeçte, fanatik Yahudilerin bu provokasyon ile "artık tapınak dağı bizim kontrolümüzdedir" mesajı vermeye çalıştığını ifade etti.
"Ramazan'ın öncesinden bu yana, Fanatik ırkçı yahudiler, tapınakçı gruplar 10 Mayıs'a denk gelen bu günü -Ki bu gün 67'de işgalin gününe denk geliyor- Kudüs'ün birleştirilmesi bayramı, yani Kudüs Günü olarak kutlamaya başladılar. Dolayısıyla İbrani takvimine göre bu günün, o günde denk geldiğini ilan ettiler 1 ay önce. Bunun artık altın bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini, "Tapınak Dağı'na çıkmak için önümüzde hiç bir engel yoktur" diye bir takım söylemlerde bulundular. Belki Ramazan'ın ortalarından beri seslendiriyoruz. Takip ettiğimiz kadarıyla bunu ifade ettik Türk kamuoyuna. Böyle büyük bir hazırlık var ve binlerce kişiyle Tapınak Dağı'na çıkıp "artık Tapınak Dağı bizim kontrolümüzdedir" mesajı verme niyetindeydiler."
"İKİNCİ BİR FIRSAT ELE GEÇİRMİŞ KANAATİNDELER"
Güneş, Geçmişte de bu tip projeler ile İsrail'in Mescid-i Aksa'yı yıkmak için girişimlerde bulunduğuna dikkat çekerken, özellikle pandemi, çevre devletler ile normalleşme anlaşmaları ve ABD'nin, onay veren tutumu nedeniyle bu noktaya gelindiğine değindi.
"Tapınak Dağı dediğimiz yer tam da Mescid-i Aksa'nın kalbi, Kubbe-tüs Sahra'nın bulunduğu yer. Yıllardan beri burayı yıkmak için bir mücadele veriyorlardı. 67'deki işgalde, askerler paraşütleri ile indiği zaman, bunların başında Solomon Gorin isimli bir haham asker vardı. O ilk olarak dönemin Genelkurmay Başkanı Moşe Dayan'a Mescid-i Aksa'nın yıkılması noktasında talepte bulundu. O gün dünyanın tepkisini çekmemek için bu yapılmadı. Dolayısıyla şimdi ikinci bir fırsat ele geçirmiş kanaatindeler. Bu fırsatı son yıllarda yaşanan gelişmeler. Gerek Trump'ın Kudüs'ü başkent ilan ederek ABD Büyükelçiliğini oraya taşıması, gerek bölge Arap ülkeleriyle normalleşme olarak addedilen İbrahim Anlaşmaları'nın imzalanması gerek de Korona'nın aynı şekilde Müslümanları tepkisellik anlamında esir alması bu fırsatı oluşturdu."
NETANYAHU'NUN BAŞBAKANLIK SİYASETİ
"Bu baskında cüreti seçim zaferinden alıyor fanatik gruplar. Yapılan seçimde güç elde etti fanatik gruplar. Mecliste 6 kişilik bir grup elde ettiler. Bu 6 kişinin liderliğinde baskınlar gerçekleştiriliyor. Bu olayı destekleyen diğer fanatik grupları da eklediğimizde 1948 yılından bu yana büyük bir güç elde etmiş oldu fanatik oluşumlar. ABD başta olmak üzere pek çok devlet ve hatta İsrail'in de 80'li yıllardan itibaren terör örgütü olarak tescil ettiği kişilerden oluşuyor bu gruplar. İsim vermek gerekirse de Meir Kahane'nin talebeleridir bunlar. Şu anda parlamentodalar. Şu an bu oluşum Netanyahu'dan bakanlık istiyor. 2019'dan bu yana 4'üncü seçim yapıldı İsrail'de, ancak hala hükümet kurulamadı. Sağ ve sol olarak ülkede bölünme söz konusu. Bu da Netanyahu'nun geleceğini tehdit ediyor. Hakkında hapse girmesine sebep olabilecek bir takım iddialar var. Sağ gruplar da Netanyahu'ya şantaj olarak kullanıyorlar, bize bakanlık verirsen Başbakanlığını sağlarız diyorlar. O da tüm tepkilere, endişelere aldırış etmeden, kendi çıkarları için buna göz yumuyor. Tarih boyunca bu gruplar aşırıcı taleplerde bulunmuşlar. Bu taleplerin başında da Mescid-i Aksa'nın komple Yahudilere tahsis edilmesi ve dolayısıyla çevresinin de boşaltılması geliyor."
Geçen yıl İsrail Parlamentosunun aldığı bir karar ile İsrail'in komple Yahudi ulus devleti olduğu onaylanmıştı. Bu da Yahudi olmayanların Kudüs'te yaşayamayacağı anlamına adım adım gelmektedir, pratiğe dökülmesi demektir.
İSMAİL YAŞA: İSRAİL'İ ANCA DİRENİŞ, İNTİFADA DURDURABİLİR
"İsrail bu noktaya bir günde gelmedi. Mescid-i Aksa önce Arap ülkelerinin davalarına dönüştürüldü sloganlarla. Daha sonra Arap ülkeleri İsrail'e yenilince onlar da vazgeçti. Toplantılarda rutin olarak dile getirilen bir konu haline getirildi. Son gelinen noktadaysa şu an Filistin davasını bir yük olarak görmeye başladı Arap dünyası, normalleşme sevdasıyla. Çok büyük olaylar oluyor bölgede ancak Filistin'in de kendi içinde gelinen noktada farklı görüşler var. Mahmud Abbas'a bağlı güvenlik güçleri, El Halil'de destek gösterileri yapılmasına izin vermedi. Burada Filistinlileri Filistinliler bastırdı. Bir avuç Filistin davası direnişçisinin davası haline dönüştürüldü bu konu. Dolayısıyla bu, İsrail'in elini rahatlattı. Batı'dan zaten destek var, kınamalarla geçiştiriyorlar. İsrail'i anca direniş, intifada durdurabilir. Şu an uluslararası toplumdan veya İslam ülkelerinden herhangi bir baskı yok. Bu durum da İsrail'i daha önce cesaret edemediği adımları atmasına olanak tanıyor. Bugün ciddi bir şekilde tepki konulmazsa, işgali hep bir adım ileri götürmeye devam edecek."
"İSRAİL'İ SAVUNUYOR, FİLİSTİN'İ SUÇLUYORLAR"
"Bugün gelinen noktaya baktığımızda BAE, Suudi Arabistan İsraillileri dahi şaşırtan bir tavır sergilemektedir. Arap gözlemciler bu duruma şaşırıyor. İsrail ile çıkarlar gereği diplomatik ilişkiler kurulabilir, fakat bugün gelinen nokta normalleşmenin de ötesinde bir durum. İsrail'i İsrail'den çok savunma, Filistinlileri şeytanlaştırma uyguluyorlar. İsrail'in gerginliğe neden olduğunu söylerken, Filistinlilerin de provokasyonlar neden olduklarını söylüyorlar. "
"MESCİD-İ AKSA UYANDIRMAYACAKSA BAŞKA NE UYANDIRACAK"
"Müslümanların sadece kendileri bir şeyler yapabilir Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmak için. İslam dünyası bugün birlik olsa, İslam İş birliği Teşkilatı bildiri yayınlamak dışında ortak bir görüş ortaya koyamayacaksa ne manası var ? Mısır, Ürdün, BAE, bütün İsrail'de elçiliği bulunan ülkeler elçilerini geri çağırırsa, İsrail üzerinde etkisi olacak ülkeler devreye girerse ortaya bir tepki çıkabilir. Birlik olunca bu yapılabilir ancak bunları beklemek şu an çok zor durumda. Onların hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı var. Mescid-i Aksa İslam ülkelerini uyandırmayacaksa başka ne uyandıracak?"
ZEKERİYA KURŞUN: ULUSLARARASI KURULUŞLAR BASKIYI DURDURMALI
"Gelinen durumda Filistin meselesinde yeni bir safhaya girilmiş. Kısmi olarak varolan bu çatışma, daha yüksek bir doza taşınmak isteniyor. Burada asıl mesele uzun zamandır sürdürülen ırkçı yapıya bölgenin hemen her noktasını, Netanyahu'nun da çokça arzu ettiği Yahudi devletine dönüştürmek için mülkiyet meselesini kendi lehlerine çevirmek. Burada asıl görünen şey bu. Tabi bunun zamanlaması çok manidar. Ramazan ayında Müslümanların büyük ölçüde en hassas dönemlerinde böyle bir girişim ve böyle bir baskıyı başlatmış olması, dünya barışını da tehdit eden bir girişim olarak görülüyor. Bu açıdan uluslararası bütün kuruluşların, bu ırkçı baskıyı durdurması gerekiyor. "
KAVGANIN SEMBOLİK OLARAK BAŞLATILMASI
"Bunun da ötesinde asıl mesele, bugün yaşanan olayları durdurmak değil, bölgedeki ve dışarı çıkmak zorunda kalan 8 milyon mülteci adına mülkiyet hukukunun yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Bugün yaşanan Şeyh Cerah mahallesine baktığınızda, burada yaşayanlar ile tamamı Müslümanların yaşadığı bir mahalle iken, 1905'ten itibaren bölgeye gelen yeni yahudiler ile sınırlı bir göç almıştı. 1948'den sonraysa buradan çıkarılan Müslüman ailelerin yerine Yahudiler yerleştirilmeye başlandı. Başka yerlerde mülksüzleştirilen bazı Filistinliler o bölgeye gelip yerleşti. Bugün ikinci nesil Filistinliler buradan ayrılmak istemiyor. Dolayısıyla burada yalnızca bir günlük bir problem yok, 1948'den bu yana devam eden kavganın sembolik bir şekilde başlatılmasıdır bu."
HALİS MUTLU: İSLAM DÜNYASI KINAMADAN ÖTEYE GİDEMEDİ
"Bugün sabah namazından beri yaşanan olaylar, günler öncesinden geliyorum denen olaylardı. Ama ne yazık ki şunu ifade etmemiz gerekiyor: Müslümanlar bomba patladığı zaman ah vah ediyorlar. Bombanın yolda gelirken durdurulması noktasında bir irade ortaya koymuyorlar. Günler hatta haftalar öncesinde pek çok uyarı yapıldı. Kadir Gecesi'nin arefesinde Aksa'nın basılması bunun işareti, 10 Mayıs'ta yaşanacak olayların fitilinin ateşlenmesiydi. 10 Mayıs'a dikkat edilmesi yönünde çokça uyardık. Kudüs Günü çerçevesinde, Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Tapınak Tepesi dedikleri yerde büyük bir ayin yapmak üzere hazırlık yaptılar. İslam dünyası, liderler bu noktada kınamadan öteye bir yere gidemediler."
"KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR MADEM, DAHA NE DURUYORUZ"
"Adam Filistinlilerin üzerine aracını sürüp onları öldürmeye çalışıyor, kurşun yağdırıyor. Filistinliler ise yalnızca taşlarla karşılık verebiliyor. Müslümanlar adına acı, ancakKudüslüler adına gurur verici bir manzaraya tanıklık ediyoruz. Öleceklerini, şehit düşeceklerini bile bile Yahudilere karşı taşlarla direnen 350 bin Müslüman, ümmetin onurunu yere düşürmemek için mücadele ediyor. Ben buradan sizler aracılığıyla Müslüman liderlere sesleniyorum: Kudüs kırmızı çizgimizdir madem, daha ne duruyoruz?"
-
Yıldırım 3 yıl önce Şikayet EtÖnce kendileri birlik olsunlarBeğen
-
Ordulu 3 yıl önce Şikayet EtOsmanlıyı istemiyenler şimdi bin pişman. Ancak iş işten geçti. Bu ümmeti kim toparlayacak ?Beğen Toplam 9 beğeni
-
dostt birr 3 yıl önce Şikayet EtKudüs ve kabe evet kırmız çizgimiz. .sivil toplum kuruluşları harekete geçsin .ama devlet dikkatli olsun derim. israil biliyorsunuz arap israil savaşında abd ve NATO ile araçları devre dışı bıraktı. yani israil kiligiyla abd araçları yendi. .Türkiye oyunu görsün.Beğen Toplam 3 beğeni
-
Byd 3 yıl önce Şikayet Etİran sana ne oldu da susıyorsun, siyonistler konuşma mı dedi, keza s. Arabistan daki hain yönetimBeğen Toplam 7 beğeni
-
Neco 3 yıl önce Şikayet EtIsreal terrorıstBeğen Toplam 6 beğeni