İtalyanlar, müsilajın (deniz salyası) Marmara'ya nereden geldiğini açıkladı
İtalyan uzmanlar, müsilajın (deniz salyası) son 200 yılda Adriyatik Denizi'nde sıkça görüldüğünü, zaman içinde de başka denizlere yayılarak büyük tehlikelere neden olduğunu söyleyerek, önemli uyarılarda bulundu.
2009 yılında deniz bilimleri uzmanlarının yayınladığı akademik makalede, son 200 yılda Adriyatik Denizi’nde sıkça görülen müsilajın (deniz salyası) zaman içinde Tiren, Ege ve Marmara denizlerinde de görülmeye başlandığı ifade edildi. Müsilajının deniz yüzeyinin ısınmasıyla ilişkili olduğu ve 1980-2010 yılları arasında müsilaj salgınlarının sayısının katlanarak arttığı, 2 ila 3 aya kadar da yaşam süresi olduğu ortaya çıktı.
MÜSİLAJIN SON 200 YILLIK GEÇMİŞİ İNCELENDİ
Marche Politeknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Robert Danovaro ve Antonio Pusceddu ve Trieste Üniversitesi Yaşam Bilimleri Fakültesi'nden Serena Fonda Umani'nin bir araya gelerek kaleme aldıkları akademik makalede, müsilajın son 200 yılda hangi denizlerde ne sıklıkla görüldüğü, nasıl ve neden ortaya çıktığı incelendi.
30 YILDA MÜSİLAJ SALGINI KATLANARAK ARTTI
İklim değişikliği ve su yüzeyinin ısınmasıyla bağlantılı olduğu belirtilen müsilajın, özel mikrobiyal biyoçeşitlilik içerdiği ve çevreleyen deniz suyunda bulunmayan patojenik türlere ev sahipliği yaptığı ortaya çıktı. Öte yandan, 1980-2010 yılları arasında müsilaj salgınlarının sayısının katlanarak arttığı ve 2 ila 3 aya kadar yaşam süresi olduğu belirtildi.
MÜSİLAJ (DENİZ SALYASI) NASIL OLUŞUYOR?
Makalede uzmanlar müsilajın, deniz yüzeyinin ısınması ve bu kapsamda deniz karının (marine snow) oluşmasıyla ilişkilendiriyor. Okyanus diplerinde oluşan, ölü hayvanların, deniz bitkilerinin kalıntılarını içeren kara benzeyen bir madde olduğu ama içinde kum gibi inorganik maddeleri de barındırdığı belirtilen deniz karı, müsilaja dönüşüyor.
MÜSİLAJ İLK KEZ 1729'DA RAPOR EDİLDİ
Makalede, bu deniz fenomeninin ortaya çıkma sıklığının son 30 yılda arttığına dikkat çekilerek, "Dünya çapında, Akdeniz havzasındaki son derece verimli ve sığ Adriyatik Denizi (ve özellikle kuzey kısmı), büyük müsilajlardan ciddi şekilde etkilenen alandır. Müsilaj ilk kez 1729'da burada rapor edildi ve başlangıçta balık ağlarının tıkanmasına neden olduğu için 'kirli deniz fenomeni' olarak tanımlandı. O zamandan beri müsilaj varlığı farklı zamanlarda rapor edilmişti, ancak son 30 yılda bu fenomenin sıklığı önemli ölçüde artmıştır. Yüzeyde veya su sütununda yüzen müsilajları uzun bir yaşam süresi (2-3 aya kadar) gösterebilir. Deniz dibine yerleştikten sonra ise agregalar tortuları kaplar ve bazı durumlarda kilometreler boyunca uzayarak organizmaların oksijensiz kalmasına neden olabilir. Bunun sonucunda bentik organizmaların (en dipteki) boğulması, turizm ve balıkçılığa ciddi ekonomik zararlar verir" ifadelerine yer verildi.
İLK ADRİYATİK DENİZİ'NDE, SONRA EGE, TİREN VE MARMARA'DA GÖRÜLDÜ
Tarihsel raporların da analiz edildiği makalede, Akdeniz'de son 30 yılda müsilaj sıklığının neredeyse katlanarak arttığını gösteriyor. 1920'den önce müsilaj olayları yalnızca Adriyatik Denizi'nde rapor edilirken, 1980'den sonra Ege ve Tiren Denizlerinden de müsilaj olayları rapor edildi. Son 30 yılda en fazla müsilaj salgınının görüldüğü bölge Adriyatik Denizi oldu ve bunu Tiren Denizi ve Ege Denizi izledi.
MÜSİLAJIN İÇİNDE CİDDİ ORANDA BAKTERİ VE VİRÜS VAR
Makalede son olarak iklim değişikliği ve müsilaj oluşumunda bağlantı olduğu ifade edilerek, müsilajın içinde ciddi oranda bakteri ve virüsün de bulunduğu aktarıldı.
Makalede, "Son 60 yıldaki sıcaklık değişimlerinin analizi, müsilaj oluşumunun iklim değişikliği ile önemli bir ilişki göstermiştir. Öte yandan, deniz müsilaj örnekleri üzerinde yaptığımız mikroskobik analizler, devasa bakteri ve virüs bollukların varlığını ortaya çıkardı. Müsilajdaki bakteri ve virüs bolluklar, çevreleyen deniz suyundan önemli ölçüde daha yüksekti" denildi.
-
vatansever32 3 yıl önce Şikayet EtRabbim herkese diyor ki kendinize gelin. Ne balık bulabilirsiniz, ne hava alabilirsiniz. bu zamanda yapılan en büyük yanlışlar insanların diğer insanlara yaptıkları zulümdür. 3ten al 15ten sat, güçlüyüm güçsüzü elimde oynatırım vs... inşallah hepimiz bu yanlışlarımızdan döneriz.Beğen Toplam 4 beğeni
-
misafirim ben 3 yıl önce Şikayet EtALLAH ın tokadı ALLAH tan korkmaz kuldan utanmazlara hak hukuk yiyenlere özellikle balıkçılara ve turizmcilereBeğen Toplam 1 beğeni
-
Yavuz Can 3 yıl önce Şikayet EtNasıl geldiği tam Belirtilmemiş bence o bölgelerden alınan Balast sularını taşıyan gemiler bizim Boğazlardan geçerken Ege Marmara ve Karadeniz'de eski Balast sularını boşaltıp Yeni su çekiyorlar işte hem bunlar hem de okyanus ta yaşayan diğer zararlı türler ( deniz anası balon balığı Kaplan balığı gibi zehirli türler) ülkemiz sularına girdi Başka ülkelerde Bu Balast sularını boşaltmak yasak milyon dolar cezası var. Bizde kimyasal dökene komik Para cezası var Günaydın Bilim dünyasıBeğen Toplam 36 beğeni
-
Gemici 3 yıl önce Şikayet EtGemilere sintine separatörü yapan bir firmada çalışmış yüzlerce gemiye gitmiştim sintinedeki yağ ayrıştırılır, kalan su filtre edilir ve o şekilde denize bırakılır söylediğiniz gibi bırakmanında büyük cezaları var bu nedenle gemisi baglanan bir çok firma var diye biliyorumBeğen
-
Cengizhan Denizci 3 yıl önce Şikayet EtHerşeyi yanlış yazmışsın arkadaş balans basmanın cezası yok.Fakat sintine vs diğer tank sularını bosaltmanin bizim ülkemizde dahil bütün ülkelerde aynı ceza uygulanır.Buyuk cezası vardır.Belirli mil uzaklıkta basabilir.Bizim ülkemizde özellikle bu konuda tavizsizdir yakaldimi affetmez özellikle yabancı gemiyi yakaladıklarmi hiç affetmez.Gunaydin kardeşBeğen Toplam 5 beğeni
-
Ben 3 yıl önce Şikayet EtDoğa donüşümde yenılınıyorBeğen Toplam 2 beğeni
-
Ben 3 yıl önce Şikayet EtButun olaylarla ust uste doğa kendını yenılıyorBeğen Toplam 1 beğeni