Katar, Araplara ilişkin önyargıları kırdı
FIFA 2022 Dünya Kupası’nı düzenleyen Katar, kusursuz bir organizasyon gerçekleştirerek ülke tanıtımına büyük katkı sağlarken, Araplara ve Ortadoğu’ya ilişkin önyargıları da yıktı.
2022 FIFA Dünya Kupası’nı düzenleyen Katar, yüzölçümü olarak küçük bir ülke olmasına rağmen, halkla ilişkiler açısından kusursuz bir organizasyon yaptı ve Araplar, Ortadoğu ve Müslümanlara ilişkin birçok önyargıyı kırdı.
Bir ay süren dünya kupası, Arjantin’in üçüncü kez şampiyonu olmasıyla sona erdi. 12 yılda 200 milyar dolar harcanarak gerçekleştirilen kupa ise bugüne kadar yapılmış en pahalı organizasyon olma unvanını ele geçirdi. Ancak Katar, yaptığı masrafın karşılığını halkla ilişkiler ve tanıtım açısından büyük başarılarla aldı.
Şarkıdan, sonsuzluk simgesine
Oldukça profesyonel olarak hazırlanılan kupa için hem yerel hem de evrensel değerleri içeren simgeler seçildi. Katar’ın milli kefiye bağı, sonsuzluk simgesine dönüştürüldü. Modern ve konforlu şehirler yanında Arap kültürünün bir parçası olan develerle ilgili güzellik yarışması düzenlendi, develer üstünde hentbol maçı yapıldı. Kupa için Katar’a gelenlere ülkeyi ve İslam’ı tanıtan kitaplar ücretsiz olarak dağıtıldı.
Nicki Minaj, Maluma gibi dünya starları ile Arap dünyasının starlarından Myriam Fares’e kupa şarkısı hazırlatıldı. Jenerik ve cıngıl müziklerinde yine Arap ezgileri öne çıktı.
Önemli konuklar, tanıtıcı reklamlar
Katar, kupa boyunca tüm dünyadan devlet ve hükümet başkanlarını, iş insanlarını, sanatçıları ve sporcuları ağırladı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, Twitter’ın sahibi Elon Musk’a kadar birçok isim özel olarak davet edildi. Konuklara ülkeyi tanıtan organizasyonlar yapıldı.
Saha içinde maç yayınları esnasında reklam panolarından Katar’ı tanıtan reklamlar veren ülke, dünya televizyonlarına yine tanıtıma ilişkin reklamlar verdi, Türkçenin de aralarında olduğu 8 farklı dilde tanıtım yapan ‘visitqatar’ sitesini yayına soktu. Ülkenin resmi havayolu gibi markaları ön planda tutuldu.
Yapılan en önemli reklamlardan biri de ünlü İtalyan futbolcu ve teknik direktör Andrea Pirlo ile hazırlanan reklamlar oldu. Pirlo’nun oyuncu olarak yer aldığı reklamlarda, çöl kumlarından doğrudan denize açılan güzellikler gösterildi.
Katar ve es Sani trend
Bütün bunların sonucunda Katar’ın adını duymayan kalmazken, Katar Emiri Temim bin Hamad es Sani de en tanınan yüzler arasına girdi. Final maçını dünyada 1,5 milyara yakın kişi canlı izledi. Katar, arama motorlarında 20-26 Kasım tarihlerinde zirve yaptı. Aynı şekilde es Sani de en çok aranan isimler arasında yer aldı.
Halkla ilişkiler anlamında en önemli adım ise finalde atıldı ve es Sani tarafından Lionel Messi’ye Katar’ın milli giysisi bişt giydirilerek Dünya Kupası ile poz vermesi sağlandı.
“Önyargıları kırdılar”
Hacı Bayram Veli Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hakan Dönmez, Katar’ın kusursuz bir organizasyon gerçekleştirdiğini belirterek, şunları anlattı:
“Bunu bir kamu diplomasisi olarak düşünmek gerekir. Dünya kupasını düzenleyen ülkeler iki amaç için talip olur: Ya turizm sayesinde para kazanmak ya da Katar’ın durumunda olduğu gibi, tanıtım yapmak ve önyargıları yıkmak… Başlangıçta statlarda alkol yasağı ile bir yol kazası olmasına rağmen, hemen önlem aldılar ve krizi aştılar. Kusursuz bir organizasyon yaptılar. Özellikle asayiş olayı yaşanmaması, Brezilya’da olduğu gibi toplumsal olaylar meydana gelmemesi, kupanın gölgelenmemesi büyük başarıydı. Burada Türk Polisi’nden de destek alarak, asayişi çok iyi sağladılar. Bundan da daha önemlisi, Batı’da var olan İslamofobiyi, önyargıları yıkmaya yönelik bir çıkar güderek bu işe giriştiler ve başarılı oldular. Yerel kıyafetleri, halkın yücelttiği kişilere entegre ederek, mesela maça gelen seyircilere Arap geleneksel başlıklarını dağıtarak, empati kurmalarını sağladılar. ‘Bunu takınca da bir şey olmuyormuş’ hissini yaşattılar. Amblemlerinde bile bunu kullandılar. İnsanların kafasındaki Arap kıyafeti önyargısını yıktılar. Yöneticileri sempatik, mağrur olmayan, gülümseyen görüntüler verdiler. Bir Arap ülkesi olarak temsil ettikleri kültürden gurur duyduklarını gösterdiler, komplekse girmediler. Aynen bir Japon’un kimonodan vazgeçmeden modernleşmeyi başarması gibi, kendileriyle barışık bir modernlik içinde olduklarını gösterdiler.”
Arap kıyafetli terörist çizmek artık zor
Katar’ın, organizasyonda çok başarılı olduğunu, Arap kültürünü ve Müslümanları tanımayanlardaki önyargıların bir kısmını yıktığını kaydeden Dönmez, “Messi’ye cüppe (bişt) giydirilmesi, bunu yaparken de şeffaf tercih edilerek milli formasının görünür kalması çok önemli bir detaydı. Çok iyi düşünülmüş olduğunu tahmin ediyorum. Tamamen kapatan bir örtü olsa, forma görünmediği için tartışmalar olacaktı. Fakat hem bişt giydirildi hem forma göründü. Bundan sonra artık Batı’da Arap kıyafeti giymiş terörist karikatürü yapmak daha zor olacak…” diye konuştu.
Messi’nin biştli dünya kupası pozunun birçok önyargının sonu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Batı’da bu organizasyonlar yapıldığı zaman para kazanma amacı öne çıkıyor. Sponsorlar kazansın isteniyor. Katar’ın böyle bir derdi yoktu. ‘Önyargı kırma’ hedefi koydukları için, kar etmeyi öncelemediler. Bu sayede stratejik hedefleri hiç bölünmedi. Batılılar gibi modern ama kendi değerlerini koruyan bir toplum imajını oluşturabildiler. Katar, coğrafi olarak uzak bir bölge. Buna rağmen insanlar gelmekten çekinmedi. Kış mevsiminde yaz havasını gösterirken, terden düşüp bayılın futbolcu görüntüsü de olmadı çünkü teknik imkanları da çok iyi kullandılar. Modern stadyumlarla modern şehirlerini aynı görüntü içinde vermeyi başardılar. Birçok önemli ismi bir araya getirip ülkeler arasında adeta ‘arabulucu’ rolü de aldılar ki bu de bir diplomatik başarıdır. Bu organizasyonun, dünyada Araplara bakışı değiştirdiğini düşünüyorum.”