İsrail'in Gazze'deki katliamları arttıkça, uluslararası vicdanda kıpırdanmalar yaşanıyor. Ülkelerinde sokakları dolduran, protestolar yapan, İsrail'i ve Netanyahu'yu savaş suçlusu ilan eden halklar, İsrail ve İsrail'e destek veren markaları da boykot ediyor.

Boykot edilen firmalar, hem maddi hem de itibar açısından ciddi zararlara uğruyor. Buna, son günlerde yayımlanan rakamlar üzerinden sadece bir örnek verecek olursak, dünyaca ünlü kahve markası Starbucks, Amerika'da bile eksiye düştü. Boykot çağrıları sebebiyle zor günler geçiren şirketin 2024'ün başında dünya çapındaki satışları yıllık olarak yüzde 1,8 düşüş yaşarken, firmanın en büyük ve en önemli pazarı olan ABD'de satışlar yüzde 3 azaldı; bu Starbucks için 2008'deki mali krizden bu yana yaşanan en büyük zarar olarak kayıtlara geçti.

Ünlü markalara uygulanan halk boykotu, Halkla İlişkiler şirketi Edelman'ın son araştırmasına da yansıdı. Edelman'ın 13-24 Nisan tarihleri arasında 15 ülkede 15 binden fazla katılımcıyla yaptığı Güven Barometresi, tüketicilerin satın alma kararlarını verirken siyaseti, toplumsal olayları giderek daha fazla dikkate almaya başladığını ortaya koydu.

Araştırmaya göre tüketicilerin yüzde 75'i, markaların politik veya politik amaçlı olduğu belirtilen eylemler yaptığını düşünüyor. Yine bu tüketicilerin yarısından fazlası, bir markanın toplumsal meseleleri ele alış biçimine de çok önem veriyor. Bu sebeplerden dolayı ürünleri; markaların politikalarına göre satın aldıklarını, seçtiklerini veya uzak durduklarını söyleyen katılımcıların sayısı geçen yıla göre 2 puan artarak yüzde 60'a yükselmiş araştırmada.

Dünya genelinde yapılan araştırmaya katılan her üç kişiden biri de Gazze'deki savaşta bir tarafı desteklediğini düşündüğü markaları boykot ettiğini söyledi. Bu, İsrail gibi dünyanın her yerinde etkili olan, siyaset üreten; düşünce kuruluşlarıyla, medyayla halkları yönlendirme kapasitesine sahip bir ülkeye karşı önemli bir zafer kanımca.

Boykot, zaman zaman bizlere anlamsız ya da etkisizmiş gibi gelebilir. "Ben tek başıma ne kadar etkili olabilirim?" diye kendimize sorabiliriz. O zaman bu istatistiği aklınıza getirmenizde fayda var.

Tüketim alışkanlığını, vicdan temeli üzerine bilinçle dizayn eden üçte birlik kısım içinde olduğunuzu unutmayın.

Sağlıcakla kalın.