Türkiye ve Irak’ta PKK, Suriye’de PYD
- GİRİŞ27.08.2024 11:01
- GÜNCELLEME30.08.2024 08:55
Dünya güçleri, küresel sistem kurmak için kadim dünyada etnik, dini ve mezhepsel kimlikleri istismar ederek bölgeleri karıştırmaktadır. Filistin, Afganistan, Irak ve Suriye’de iç savaş ortamının uzaması, merkezi otoritenin zayıflamasına ve devlet dışı silahlı aktörlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
İşgaller silahlı direnişi doğurmakta, onula mücadele bahanesiyle savaşlar uzamakta ve bölgede bütün fizik ve sosyal yapılar yıkılmaktadır. Dünya güçleri, sözkonusu yüzeysel ve tepkisel direnişlerle, işgallerini, sonuçları neden göstererek meşrulaştırmaya çalışmaktadır.
Bu bağlamda Suriye’deki uzun süren iç savaş nedeniyle oluşan otorite boşluğundan yararlanan YPG( Halk Koruma Birlikleri) ve IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) gibi silahlı aktörler bölgede kısa bir sürede geniş bir hareket alanı bulmuştur.
Türkiye-Suriye sınırında etkin olan YPG ve IŞİD, Türkiye için tehdit ve güvenlik riski oluşturmaktadır; dolayısıyla dünya güçlerinin maşası bu iki silahlı örgüt Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiştir.
PKK’nın Suriye uzantısı konumunda bulunan PYD (Demokratik Birlik Partisi), Suriye iç savaşında militan, mühimmat, propaganda ve ideolojik olarak her yönden PKK tarafından desteklenmiştir. Ayrıca Esad rejimi ile iyi ilişkiler kuran PYD, Suriye rejim ordusunun Kuzey Suriye’den çekilmesiyle bölgede ortaya çıkan otorite boşluğunu doldurmaya çalışmıştır. Esad rejiminin sağladığı destekle Suriye’nin kuzeyinde idari yapı kurmayı planlamış ve örgütün silahlı kolu olan YPG ile bölgenin en etkili silahlı gücü olmayı hedeflemiştir.
Suriye’nin kuzeyinde geniş bir hareket alanı bulan PKK terör örgütü ve Suriye uzantısı PYD/YPG, Suriye’nin kuzeyinde özerk bir yönetim kurmayı planlamıştır. Bu bölgede oluşabilecek bir Kürt yapılanması Türkiye’nin Güney sınırlarında özellikle de Güneydoğu Anadolu bölgesinde sorunlu ve istikrarsız bir durum oluşturacağından Türkiye için büyük tehdit oluşturmuştur.
Bu bağlamda Türkiye, sınır güvenliğini korumak ve kendisine karşı tehdit oluşturan başta PYD/YPG ve diğer terör örgütlerine karşı 2016 yılında Fırat Kalkanı Harekatı, 2018 yılında ise Zeytin Dalı operasyonunu düzenlemiştir..
TÜRKİYE VE IRAK’TA PKK, SURİYE’DE PYD/YPG
Biliniyor ki PYD, Abdullah Öcalan’ın talimatıyla 17 Ekim 2003 tarihinde PKK 8.Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda kurulmuştur. Türkiye ve Suriye arasında imzalanan 1998 Adana Mutabakatı sonrasında PYD on yıla yakın bir süre Suriye’de ciddi bir varlık gösterememiştir.
Arap Baharı sürecinde 2011’de Suriye’de iç savaşın başlamasıyla beraber ortaya çıkan güç boşluğunu PYD en iyi bir şekilde değerlendirmiş ve Suriye’nin kuzeyinde Rojava (Batı Kürdistan) olarak adlandırılan bölgede kendi yönetim projesini hayata geçirebilmek için faaliyetlerde bulunmuştur.
Kurulduğu ilk günden beri PKK’nın demografik, sosyal ve siyasal olarak kendisine hazırlamış olduğu zeminde hareket etmiştir. PYD, PKK’nın örgüt kadrolarını, militanlarını, ideolojisini ve hedeflerini kullanarak hareket etmiş ve PKK ile yakın ilişkisinden dolayı konumunu güçlendirmek için gerekli olan insan gücünü, eğitim imkânlarını ve silahları kısa sürede elde etmeyi başarmıştır.
Kısaca ABD liderliğindeki dünya güçleri, Afganistan ve Irak işgallerinin ardından Arap Baharı sürecini başlatıp Suriye’de iç savaş çıkarmış ve YPG / PYD tabelalarıyla faaliyette olan PKK’nın önünü açmıştır.
SURİYE’NİN PKK / PYD / YPG’YE DESTEĞİ
PYD’nin mevcut konumunu güçlendiren başka bir gelişme ise örgütün Esad rejimi ile yakınlaşması olmuştur.
Esad, Suriye iç savaşında muhaliflere destek veren Türkiye’ye karşı PKK/PYD kartını öne sürmüş ve PYD’yi bir tampon olarak kullanmayı düşünmüştür.
Esad rejimi, Idlip’in ötesinde, Rusya ve İran’a peşkeş çektiği liman şehirlerinin güvenliğini sağlayan bir Nusayri hanedanlığı kurmaya çalışmaktadır.
Abdullah Öcalan’ın, 2011 yılı nisan ayında Esad’a göndermiş olduğu mektupta Suriye rejimi ile iyi ilişkiler kurmak istediklerini, Suriye’nin kuzeyinde bölgenin kontrolünü kendilerine bırakılması halinde iç savaşta rejim güçlerini destekleyeceğini belirtmiştir.
Buna karşın Esad rejimi, PYD’nin tutuklu üyelerini serbest bırakma kararı almış ve Kuzey Irak’ta bulunan PYD lideri Salih Müslim ile örgütün diğer üyelerinin dönmesine izin vermiştir.
Böylece Esad rejimi PYD’nin Suriye topraklarında siyasi ve askeri faaliyetlerine açıkça destek vermiştir. PYD de Batı Kürdistan’ı yapılandırmaya başlamıştır. Burada Kuzey Irak Kürt Özerk Yönetimi’ne Doğu Kürdistan dediklerini de hatırlatalım.
BATI KÜRDİSTAN YAPILANMASI
Esad rejimi 2012 yaz aylarından itibaren Kürt nüfusun yoğun olduğu Kuzey Suriye’den silahlı güçlerini çekerek bu bölgenin kontrolünü tamamen PYD’ye bırakmıştır.
Esad rejiminin silahlı kuvvetlerinin bölgeden çekilmesiyle beraber PYD’nin silahlı kolu olan YPG bölgedeki en etkili silahlı güç olmuştur. Böylece YPG, Ayn el Arab (Kobani), Amude ve Afrin’i ciddi bir çatışma yaşanmadan ele geçirmiştir.
PYD, 2013’ten itibaren Afrin, Kobani ve Cezire’de özerk bir yönetim kurmayı planlamış ve Suriye’nin kuzeyinde siyasi ve silahlı varlığını kurumsallaştırmayı amaçlamıştır.
Bu bağlamda Afrin, Kobani ve Cezire’de olmak üzere bölgeyi 3 kantona ayıran PYD, 7 Ocak 2014’te Suriye’nin kuzeyinde geçici bir Kürt Özerk Yönetim ilan ederek, kendisinin belirlediği anayasa, yeni yönetim modeli ve seçim yasasını faaliyete geçirmeyi planlamıştır. Örgüt kontrol ettiği bu 3 bölgede oylama yaparak 17 Mart 2016 tarihinde Suriye’nin kuzeyinde federasyon ilan ettiğini duyurmuştur.
İKİNCİ İSRAİL: KÜRDİSTAN
Devlet otoritesinin çöktüğü ya da zayıf kaldığı Orta Doğu ülkelerinde devlet dışı silahlı aktörlerin kontrol ettiği bölgelerde güvenlik ve sosyal hizmetleri sağlama gibi girişimleri olmuştur.
IŞİD’in, Irak ve Suriye’de hızlı bir şekilde yükselmesinin nedeni bir örgüt olarak değil de “de facto” devlet gibi hareket etmesi olmuştur.
PYD’de IŞID gibi Suriye’nin kuzeyinde bir yapılanmaya gitmiş, kontrol ettiği bölgelerde idari yapılanma, polis gücü kurma, mahkemeler düzenleme ve halka sosyal yardımlar gibi hizmetlerde bulunarak bölgede yaşayan insanların sadakatini kazanmaya çalışmıştır.
Böylelikle Türkiye ve Irak’ta faaliyetlerde bulunan PKK terör örgütü, PYD’nin Suriye’de güç kazanmasıyla Abdullah Öcalan liderliğinde Kürdistan devleti kurma idealine bir adım daha yaklaşmıştır.
Aslında gerek kuzey Irak’taki gerekse kuzey Suriye’deki bütün bu PKK terörü, ABD’nin projesi olan ikinci İsrail olarak Kürdistan’ı kurma çalışmasından başka bir şey değildir.
ABD’nin ve maşası PKK’nın bölgedeki faaliyetlerini bilen Irak, bu oyuna karşı Türkiye’yle birlikte hareket etmeye başladı.. Suriye de ABD’nin ve PYD’nin çalışmalarını izliyor ve en ince ayrıntısına kadar biliyor.
Suriye’nin Türkiye’yle birlikte hareket etme noktasına gelebilmesi için önce özeleştiri yapması, sonra da Nusayri Hanedanlığı kurma sevdasından vaz geçmesi gerekiyor.
Yorumlar4