İsrail’in gözü Suriye’de: Büyük plan küçük piyonlar
- GİRİŞ15.12.2024 08:25
- GÜNCELLEME17.12.2024 08:33
Ortadoğu, tarihin hiçbir döneminde durulmadı. Ancak bugünlerde Suriye sahasında olanlar, yalnızca bölgeyi değil, uluslararası dengeleri de temelden sarsacak potansiyele sahip.
İsrail, tarih boyunca uyguladığı ilhak politikalarını bir kez daha sahneye koymuş durumda. Golan Tepeleri yetmedi, şimdi gözü Hermon Dağı ve Suriye’nin güneyindeki Dürzi köylerinde. Ama asıl mesele, bu hamlelerin ardındaki büyük planda yatıyor.
Suriye’nin güneyindeki altı Dürzi köyü, İsrail’e katılma çağrısı yaptı. Bunun tesadüf olmadığını söylemek için kâhin olmaya gerek yok.
İsrail, yıllardır Dürzilerle geliştirdiği ilişkiyi şimdi siyasi bir hamleye dönüştürüyor. 2011 yılında başlayan İç Savaş’ın ardından ortaya konulan haritalarda, Sünni Devleti, Şii Devleti, Kürt Devleti ve Dürzi Devleti projeleri mevcuttu.
Bu durum, Tel Aviv’in bölgedeki etnik ve mezhepsel fay hatlarını derinleştirme stratejisinin bir parçası. Amaç sadece toprak kazanımı değil; aynı zamanda Suriye’nin güneyini istikrarsızlaştırmak ve İsrail’in hakimiyet alanını genişletmek.
Bombardımanlarla Gelen İşgal Altyapısı
İsrail, geçtiğimiz hafta içinde Suriye’de 500’den fazla noktayı bombaladı. Mezze Askerî Havaalanı, Kasiyun Dağı ve Wadi Hanna gibi kritik hedefler vuruldu. Sonuç mu? Suriye’nin hava savunma kapasitesi büyük oranda sıfırlandı.
Uçaksavar füze sistemlerinin yüzde 90’ı, hava savunma sistemlerinin yüzde 85’i yok edildi. Ayrıca hava ve deniz kuvvetleri de alınarak yeni yönetimin Tel Aviv’e tehdit oluşturmasının önüne geçildi.
Zira yönetimin el değiştirmeden önce İsrail’le gizli bir işbirliğinde olduğunda dair belgeler ortaya çıkmıştı. Ancak kurtuluş hükümetinin böyle bir yol izleyip izlemeyeceği yönünde ciddi şüpheler var. Esasında söz konusu bombardımanların ardında yatan asıl motivasyon, işgal altyapısını oluşturmak.
PKK ve Nusayrilerle Stratejik Yakınlaşma
İsrail’in Suriye planları sadece Dürzilerle sınırlı değil. Tel Aviv, Fırat’ın doğusunda PKK’yı, batıda ise Lazkiye’deki Nusayrileri doğal müttefik olarak görüyorlar. PKK’nın ABD’nin desteğiyle Fırat’ın doğusunda kalıcı olma çabası ve Nusayrilerin Lazkiye’de ayrılıkçı planlar yapması, İsrail’in bölgeyi parçalama ve komşularının güçlenmemesine yönelik stratejisine hizmet ediyor.
Hizbullah’ın komuta kademesinin yok edilmesi, Litani Nehri çevresinde kontrolün sağlanarak İsrail’e yönelik roket saldırılarının engellenmesi, Esed rejiminin devrilmesiyle Suriye’de İran’ın etkisi kırılması Netanyahu yönetimi için önemli kazanımlar sağladı.
Özellikle Lazkiye’de, “Nusayri Devleti” fikri üzerinden oynanan oyunlar dikkat çekici. Bölgede halkın ayaklandırılmaya çalışıldığı, uluslararası müdahale için zemin hazırlanmaya başladığı söylentileri günden güne yayılıyor.
Zira Lazkiye’de herhangi bir çatışma yaşanmazken muhalif kılığına giren bazı DEAŞ görünümlü kişilerin kente girişte örgüt marşları çaldığını sosyal medyada görmüştük.
Güney Kıbrıs’a 3 Bin Nusayri Milis Gönderildi
Esed rejimi Suriye’de kaybetti. Ancak işkenceleriyle ünlü istihbarat servisi El Muhaberat savaştan vazgeçmiş değil. Yeni iktidarın af ilanına rağmen içlerinde büyük bir hırs var. Bu noktada neler yapılabileceğini değerlendirmek için İsrail’le temasa geçtiler. Halep’in düşmesinin hemen ardından rejimin devrilebileceğini muhalifler bile düşünmüyordu kuşkusuz. Ancak İsrail belki de ABD’nin yardımıyla bu durumu öngördü.
Henüz Humus düşmeden, Şam’a girilmeden Lazkiye’deki rejime bağlı güçlere silah yardımı yapıldı ve bu kişiler yolu bilinmeyen bir şekilde Güney Kıbrıs’a taşındı. Bugün orada eğitim almadıklarına dair bir bilgi yok. Yakın zamanda bu kişilerin aynı şekilde Suriye’ye taşınmasının tespitinin engellenmesi için de yok edilmiş olabilir Suriye donanması..
Nitekim saldırılar başlamadan önce Rus donanması 8-10 km açığa ilerleyerek kendilerine zarar gelmesini engellemişti. İsrail’in bu konuyla ilgili Moskova’ya bilgi vermemiş olması düşünülemez. Lazkiye’deki grupların taşınmasında da Rus donanmasının gözetiminin bulunmadığını düşünmek hayalperestlik olacaktır.
Nitekim Rusya rejimin devrilmesiyle birlikte bölgesel çıkarları açısından ciddi bir darbe aldı. Muhaliflerle anlaşarak üslerinin bölgede kalacağı ön görülse bile…
Dolayısıyla Bu grupların tekrar Suriye’ye dönmemesi için Şam yönetiminin dikkatli olması gerekiyor. Aksi halde Suriye kuzeybatısında yeni bir gerilla savaşı başlayabilir ve Türkiye sınırlarını da tehdit eden Nusayri Devleti arayışı gündeme gelebilir.
Bartu Eken / Haber7
Yorumlar14