Trump başka bir şey daha dedi

  • GİRİŞ21.12.2024 08:52
  • GÜNCELLEME21.12.2024 08:52

Suriye’de 61 yıllık BAAS rejiminin çöküşüyle birlikte 8 Aralık itibarıyla yepyeni bir dönem başladı. 

Yeni Suriye’nin önünde bir çok risk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle ‘teennni’ ile hareket etmeyi gerektiren mayınlı alan var. 

Bu doğru. 

Ancak bu demek değil ki, elde edilen bu zafer ve bu paye, 11 gün içerisinde Halep’ten girip Şam’dan çıkarak Esad rejimini çökerten ve Suriye halkının yüzde 90’dan fazlasının iradesini temsil eden yeni yönetimin ve askeri operasyona doğrudan dahil olmamasına rağmen ortaya çıkan tabloya etkili katkılar sunan Türkiye’ye ait olmasın.

Olup bitenlere “ABD ve İsrail’in oyun planı” gözüyle bakanlara, ya da aslında Esad’ın gidişinden huzursuz oldukları için  öyle sunmaya çalışanları 4 Kasım seçimlerini kazanan ve bir ay sonra Beyaz Saray’da göreve başlayacak olan Donald Trump’ın Suriye açıklamalarını dikkatlice okumaya davet edelim. 

Ne dedi Trump? 

Şöyle şeyler söyledi: 

"Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde olacak. Bunu söyleyen kimseyi duymamışsınızdır ama bu böyle."

-“Türkiye, muhaliflere destek vererek, çok fazla can kaybı olmadan, yönetimle bir müzakere planı olmaksızın kontrolü ele geçirdi.”

-“Erdoğan iyi anlaştığım biri. Büyük bir askeri gücü var. Ve bu gücü savaşlarda yıpranmadı. Çok güçlü ve etkili bir ordu kurdu."

TRUMP ESAD’IN GİDİŞİ İÇİN “BENİM İÇİN SORUN YOK” DEDİ

Trump’ın Suriye konuşmasında en çarpıcı bölüm orası olduğu için, hem Erdoğan’la ilgili ifadeleri, hem de Yeni Suriye’de Türkiye’nin rolüne dair sözleri daha fazla dikkat çekti. 
Ancak, stratejik değeri yüksek bir başka vurgu daha var o konuşmada. 

Kendi tabiriyle Suriye’nin kuzeyinden ülkelerine giriş yapan insanların (Rejmi deviren muhalifleri kast ediyor) Türkiye tarafından kontrol edildiğini söyleyen Trump, bu bağlamda, “Benim için bir sorun yok” ifadesini kullanıyor. 

Sözlerinin bir yerinde de Esad için, “Esad bir kasaptı. Çocuklara neler yaptığı gördük” şeklinde konuşuyor. 

Bu sözler şu bakımdan önemli: 

Trump, bu son gelişmeleri ABD adına mesele etmiyor. 

Etmediği gibi, çocuk kasabı olarak nitelendirdiği ESAD’ın gidişine pozitif baktığını belli ediyor. 

Oysa Biden döneminde ABD yönetiminin Esad’ın gitmesini istemediğini geçen hafta Suudi Arabistan televizyonuna açıklamalar yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan afişe etmişti. 

Trump’ın BAAS rejiminin çöküşüne pozitif anlamlar yükleyerek yaklaşması, en azından mesele etmeyeceğini söylemesi önem taşıyor. 

ASIL SORU ŞU: YPG VARLIĞINA KARŞI TRUMP NASIL BİR TAVIR SERGİLEYECEK?

Burası böyle. 

Ancak burası böyle diye, Yeni Suriye’nin dikensiz gül bahçesi olduğunu düşünmek saflık olur. 

Trump, Türkiye’nin birincil tehdit olarak algıladığı PKK/YPG tehdidi ile alakalı olarak nasıl hareket edeceğine dair henüz net bir şekilde renk vermiş değil. 
20 Ocak sonrası Erdoğan ile Trump arasında gerçekleşecek ilk temas bunun ipuçlarını verebilir. 

Mısır dönüşü uçakta Trump’ın kendisi ve Türkiye ile alakalı sözlerini değerlendiren Erdoğan, kuşkulu değil, umutlu bir dille konuştu. 

Şöyle dedi: 

“Sayın Trump da aslında bir durum tespiti yaparak ülkemizin gücü ve etkinliğinin altını çiziyor. Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde. Aramızda herhangi bir sıkıntı gerçekten yok. Şu an itibariyle kendisi seçildiği andan itibaren görüşmelerimizi yaptık. Sayın Trump pragmatik bir siyasetçi. Kendi ülkesine ve müttefiklerine maliyet üreten politikaları değiştirme vizyonuna sahip. Devir-tesliminden sonra yine herhalde biz de ilk tebriğimizi yapar, gündemimizde bulunan konuları samimiyetle ele almaya başlarız."

Diğer yandan Suriye’deki yeni gerçeklik, PKK/YPG varlığının ‘yarınının’ olmadığına, olmayabileceğine dair yeni bir zemine işaret ediyor. 

Bir defa Şam’ın yeni sahipleri, Suriye devletini inşa edecek ve Suriye devleti adına söz sahibi olacak kimseler olarak görülüyor herkesçe. 

Yeni yönetimin PKK/YPG’ye verdiği mesaj da gayet açık: 

 "İki çözüm var, üçüncüsü yok; ya çekilecekler ya da askeri operasyon yapılacak." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan yine Mısır dönüşü açıklamalarında YPG için “Yarınları olmayacak” derken, Şam’ın bu bakışını da dikkate alarak değerlendirme yapmış olmalı. 

Erdoğan’ın şu sözleri bir temenniden öte durum tespiti olması hasebiyle de önem taşıyor: 

“Terör örgütü için yolun sonu görünüyor. Yıllarca bölgemizdeki halklara kan kusturdular. Başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere, Türklere, Araplara, Ezidilere ve nicelerine hayatı zehrettiler. Bölgenin geleceğinde teröristlere yer yok. Özellikle PKK terör örgütü ve uzantılarının raf ömrü tükenmiştir. Suriye’de sağlanacak güven ortamı, terör örgütlerinin militan teminini de engelleyecektir.” 

Mehmet Acet / Haber7

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat