İsrail yönetimi Suriye’de yönetimin değişmesiyle birlikte yeni bir hamle yaptı. PKK/YPG terör örgütüyle ilişkilerini geliştirme kararı aldı. Tel Aviv, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinden, İran sınırına yakın Süleymaniye bölgesine kadar etkinlik alanını genişletmeyi amaçlıyor.
 
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar önce Suriye’nin yeni hükümetinin meşru olmadığını savundu. Ardından sözü terör örgütüyle ilişkilerini geliştirmeye getirdi. Tabi, batılı tarzda konuştu. Kürtlerin büyük bir bölümünün destek vermediği, ABD korumasındaki sözde anti-emperyalist örgütü Kürtlerin tamamının iradesine mâl etti.
 
Saar “"Kürtler Batı yanlısı ve dost bir gruptur ve biz onların yanında durmalıyız” dedi. “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye’de Kürtlerin özerkliğini ortadan kaldırmaya yönelik açık tehditleri var.” ifadelerini kullandı. İsrail’in askeri anlamda olmasa da diplomatik anlamda terör örgütüne destek olacağının altını çizdi.
 
Kandil’den de bu yakınlaşmaya destek veren açıklamalar geldi. Örgütün sözde üst düzey isimlerinden Mustafa Karasu, İsrail ile iş birliği yapma potansiyellerini değerlendirdi. "İsrail gibi bir devletin desteği, mücadelemizi güçlendirir. Bu ilişki, bölgesel dengelerde bizi daha avantajlı bir konuma getirebilir" dedi. 
 
ABD’NİN SÜREGELEN YANILGISI
 
Washington, YPG/PKK'yı DAEŞ’e karşı mücadelede önemli bir müttefik olarak görüyor. Ancak bu ilişki, Türkiye ile ABD arasındaki stratejik iş birliğini zedeliyor. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby’nin geçen ay yaptığı açıklama, bu politikayı net şekilde özetledi aslında.

Kirby, YPG’nin bölgede güvenlik ve istikrar için önemli bir ortak olduğunu savundu. İşbirliklerinin yalnızca DEAŞ tehdidine karşı değil bölgesel denge açısından da hayati önem taşıdığını belirtti. 

ABD’nin bu yaklaşımı, Türkiye’nin güvenlik endişelerini göz ardı eden cinsten. Washington’un YPG/PKK’ya sağladığı silah ve lojistik destek, örgütün bölgede daha da güçlenmesine olanak tanıyor. 
 
Terör örgütü bir yandan Suriye’nin yeni ordusuna katılma, sınır güvenliğini Şam yönetiminin sağlaması,  Ayn El Arab’ı silahsızlaştırma teklifleri yaparken öte yandan Münbiç merkezinde bombalı araçlar patlatmaya devam ediyor. Ancak tabi ki Batı medyasında terör saldırıları, her zamanki gibi ya görülmüyor ya da satır arasında veriliyor.
 
Burada oluşturulmaya çalışılan algı, Türkiye’nin haksız yere Kürtleri katlettiği ve Ankara’nın Kürtlerin tüm tekliflerini reddettiği, PKK/YPG’li teröristlerin de savaşmaktan başka çarelerinin kalmadığı üzerine.

 
TERÖRÜN YENİ ÜSSÜ SİNCAR
 
Suriye’de hareketli günler yaşanırken Irak’ı unutmamak gerek. Her ne kadar başarılı harekatlarla sınırda süpürme operasyonları başarılı olsa da örgüt güneyde alan kazanmaya devam ediyor.
 
Sincar, YPG/PKK’nın ikinci bir Kandil haline getirdiği stratejik bir bölge. Irak hükümeti, bu bölgede kontrolü sağlamakta yetersiz kalıyor. Terör örgütleri, Sincar’ı güvenli bir liman olarak kullanıyor ve buradan Türkiye’ye yönelik tehditlerini artırıyor.
 
Irak hükümeti, Sincar'daki terör unsurlarını temizleme konusunda gerekli adımları atmakta yetersiz kalıyor. Bağdat yönetimi, siyasi irade eksikliği ve bölgedeki iç karışıklıklar nedeniyle Sincar’da kontrolü sağlayamıyor.
 
Türkiye, bu durum karşısında sessiz kalmıyor elbette. Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT bu bölgedeki terör unsurlarını hedef alan operasyonlarını sıklaştırmış durumda. Irak hükümetine bu konuda daha kararlı adımlar atması için baskı da sürüyor.

Bartu Eken / Haber7