Donald Trump, 2024 seçimlerinde tarihi bir geri dönüş yaparak yeniden ABD Başkanı oldu. Üstelik bu kez Senato ve Temsilciler Meclisi’nde de Cumhuriyetçiler üstünlüğü ele geçirmiş durumda. Sonuçlar, Trump’ın politikalarını daha güçlü bir şekilde hayata geçirmesine olanak sağlayacak bir dönem anlamına geliyor.

Yeni dönemin en sıcak başlıklarından biri ise Gazze ve Filistinlilerin geleceği meselesi. Trump’ın bu meseleye yaklaşımı sadece jeopolitik değil. Kökleri çok daha derinlere, ABD’nin dini ve kültürel kimliğine dayanıyor.. Yani evanjelizme...

Trump’ın Gazze ve Filistin politikasını anlamak için, onun en sadık destekçilerinden biri olan Evanjeslitleri analiz etmek gerekiyor. ABD’de milyonlarca kişiyi etkileyen bu inanç, İsrail’i "Tanrı’nın kutsadığı toprak" olarak görüyor. İncil’e göre Yahudilerin bu topraklara sahip olması gerektiğini savunuyor. Trump da, özellikle seçim dönemlerinde bu kitleye hitap eden bir söylem geliştirerek onların desteğini almak için İsrail yanlısı adımlar attı.

Evanjelistlerin İsrail sevgisi yeni değil. 1948’de İsrail’in kurulmasını bir "ilahi kehanet" olarak gören bu kitle, ülkenin genişlemesini Tanrı’nın bir planı olarak yorumluyor. Trump, İsrail’in güvenliği adına Filistinlilerin Gazze’den çıkarılması gerektiğini savunuyor. Ona göre, Filistinlilerin Ürdün ve Mısır’a yerleştirilmesi, bölgede kalıcı bir barışın sağlanmasına yardımcı olabilir. Ancak, bu görüşü destekleyenlerden ziyade karşı çıkanlar var.

Öncelikle topraklarından ayrılmak istemeyen Filistin halkı.. Ardından yönetimdeki Hamas... Türkiye, Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkeleri bu öneriyi kesin bir dille reddediyor. Katar da Trump’ın çözüm önerisini uluslararası hukuka aykırı olarak nitelendiriyor.

TRUMP EVANJELİSTLER İÇİN İLAHİ BİR FİGÜR

Filistinlilerin zorla yerlerinden edilmesi, uluslararası hukuk bağlamında "etnik temizlik" olarak değerlendirilebilir. Ancak Trump için bu politikalar, ülkede önemli bir konuma sahip evanjelistlerin gözünde "ilahi görevini yerine getirme" anlamına geliyor.

Ürdün ve Mısır, Filistinli nüfusu kabul etme konusunda istekli değil. Ürdün Kralı Abdullah, daha önce Filistinlilerin zorla ülkesine yerleştirilmesine karşı olduğunu defalarca dile getirdi. Benzer şekilde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi de, Gazze’den toplu göçün kendi ülkesinin sosyal ve ekonomik dengeleri bozabileceğini söylüyor. Pew Araştırma Merkezi’ne göre, Evanjelist Hristiyanların büyük bir çoğunluğu İsrail’in genişleme politikalarını destekliyor.. ABD’nin İsrail’i her koşulda koruması gerektiğini düşünüyor.

Bu yüzden Trump, gözlerinde "Tanrı’nın planını yerine getiren lider" olarak görülüyor. 2018’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve ABD büyükelçiliğini taşıması, tam da bu kitleyi memnun etmek için atılmış bir adımdı. Bugün de Gazze’de benzer bir strateji izleyerek, destekçilerinin ona olan bağlılığını daha da artırmayı hedefliyor.

Biden yönetimi, Filistin meselesinde nispeten dengeli bir tutum sergileyerek iki devletli çözümü desteklemişti. Trump’ın geri dönüşüyle birlikte Washington, tamamen İsrail yanlısı bir çizgiye kaydı. Bu durum ABD’nin, özellikle Arap dünyasındaki diplomatik kredisini de ciddi şekilde zedeleyebilir. Hele ki Suudi Arabistan'dan istenen 1 trilyon dolarlık yatırım çağrısı da göz önünde bulundurulduğunda...

EVANJELİSTLER NEYİ AMAÇLIYOR?

Evanjelizmin nihai amacı, yalnızca İsrail’in desteklenmesi değil, aynı zamanda İncil’de kehanet edilen "Büyük Armageddon Savaşı"nın gerçekleşmesini hızlandırmak. Evanjelistlerin inancına göre, İsrail’in topraklarını genişletmesi ve Yahudilerin tüm kutsal topraklara sahip olması, Mesih’in yeniden gelişinin ön koşulu. Bu yüzden Gazze meselesi, yalnızca bir siyasi kriz değil; aynı zamanda dini inançlar ve kehanetlerle şekillenen bir ideolojinin de merkezinde yer alıyor. Trump ise bu ideolojik kurgunun en büyük siyasi destekçisi olmaya devam ediyor.