Putin'e zafer hediye eden Trump'ın işte gerçek hedefi! Düşman başka yönde

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Fox News'de, ikinci dönemindeki hamleleri ile küresel olarak büyük etkiler uyandıran Trump'ın izlediği stratejiye dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.

Trump'ın başta Rusya-Ukrayna savaşına dair yaklaşımı olmak üzere seleflerinin hepsinden tamamen farklı bir “oyun” ortaya koymaya çalıştığı belirtilen analizde, ABD'yi Irak, Afganistan, Libya ve Suriye gibi sonu gelmez savaşlara sürüklemeden yani diğer bir ifade ile “savaşmadan kazanmak” stratejisi ile yönetmeye çalıştığı tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; ABD'nin küresel çatışmalarda harcadığı rakamlara ve diğer ülkelerdeki çatışmalarının sonuçlarına dair verilere yer verildi.

İşte Fox News'de yayınlanan analiz:

ABD ve Rusya, Trump Ekibinin Ukrayna için bir barış anlaşmasıyla sonuçlanmasını beklediği müzakere sürecini resmen başlattı.

Trump'ın; Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Özel Temsilci Steve Witkoff'dan oluşan ekini, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından seçilen karşı ekiple bir araya geldi.

Rusya'nın ekibinde de Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Putin'in dış politika danışmanı Yuriy Ushakov ve Rus Varlık Fonu'nun başında bulunan Kirill Dmitriyev gibi ağır toplar bulunuyordu.

Putin'le “son derece verimli” olarak nitelendirdiği bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Trump, Ukrayna'daki savaşı bir an önce sona erdirmek istiyor ve görünen o ki, Putin'e dolaylı da olsa cömert bir ilk teklifte bulundu ve Putin'e, uzun süredir kırmızı çizgisi olan Ukrayna'nın NATO üyeliğinin olmayacağını belirtti.

TRUMP NEDEN EGEMEN BİR ÜLKEYİ İŞGAL EDEN RUS LİDERE ZAFER HEDİYE EDİYOR?

Trump için her şey göründüğü gibi değil. Alışılagelmişin dışında düşünen Trump, seleflerinin hepsinden tamamen farklı bir oyun oynuyor.

Trump'ın Rusya-Ukrayna sorununu çözme yaklaşımı, askeri strateji, zafer tanımı ve nihai oyun hakkındaki düşüncelerini ortaya koyuyor.

Trump Amerika'yı, kendisi ve ekibinin Çin olduğuna inandığı gerçek tehditten korumak istiyor.

Trump, NATO müttefiklerini, ABD'nin silah cephaneliğini ve nakit parasını tüketen Rusya sorununda sorumluluk almaya zorluyor.

Trump;

“Ukrayna'ya nakit ve silah olarak 200 milyar dolar sağladık ve kendi silah cephaneliğimizi önemli silah sistemleri ve mühimmatta tehlikeli seviyelere kadar tükettik, yatırımımızın karşılığını alamadık.”

değerlendirmesinde bulunuyor.

Trump hem Ukraynalıların hem de ABD'nin askeri donanım ve nakit akışını durdurmak istiyor.

Böylece Washington'un Çin'in Tayvan'ı ele geçirme planlarına ve eylemlerine müdahale etmesi halinde kinetik olarak da dahil olmak üzere ABD'yi yenmek için saldırgan bir askeri doktrine sahip olan Çin'e odaklanabileceğini düşünüyor.

Özetle Trump, ABD'yi seleflerinin savaştığı türden bir başka sonu gelmez ve kazanılamaz savaşa sürüklemeden Çin'e karşı zafer kazanmak istiyor.

Washington son çeyrek yüzyılda Irak, Afganistan, Libya ve Suriye'de hevesle çatışmalara girerken, trilyonlarca dolar ve binlerce asker kaybetmesine rağmen hiçbir zafer elde edemedi.

Amerika Birleşik Devletleri bu noktalarda sadece son dönemde 6.2 trilyon dolar harcadı ve en az altı bin Amerikan hayatını feda etti.

Diğer yandan bu ülkelerin hiçbiri Trump'ın seleflerinin umduğu gibi “demokrasiye” dönüşmedi. Hatta şu anda ABD müdahalesi öncesinden daha kötü durumdalar.

SONUÇ

Trump, Xi Jinping'in Çin'in uzun vadeli hedeflerine ulaşmak için savaşmaya hazırlandığı bir sonraki savaşı kazanmak istiyor. Ancak Trump bunu Washington yöntemiyle değil kendi yöntemiyle yapmak istiyor.

Eski Çinli askeri stratejist Sun Tzu'nun “Savaş Sanatı” adlı eserinde özetlediği gibi;

“Yüz savaşta yüz zafer kazanmak mükemmellik değildir. Mükemmellik, düşmanı bastırmak, savaşmadan direncini kırmaktır.”

Yani Trump'ın zafer tanımı aslında Rusya ve Putin ile ilgili değil. Zira Trump için savaşmadan kazanmak asıl zafer olarak görülüyor.