İsrail Suriye'yi bölerek yeni bir hedefin peşinde
- GİRİŞ09.03.2025 09:14
- GÜNCELLEME09.03.2025 09:15
İsrail, Suriye’de Dürziler ve terör örgütü PKK’nın Suriye kolu SDG’yle ittifak kurarak yeni bir güç alanı oluşturmak istiyor. Yetmiyor, Lazkiye-Tartus hattında bir Alevi federasyonu senaryosu masaya sürülüyor. Hava saldırıları, kara harekâtları ve bölgeyi baştan şekillendirme girişimleri çatışmaların devam edeceğinin bir işareti.
DÜRZİLER İSYANA HAZIR
Öncelikle İsrail’in neden Dürzilerle ilgilendiğini anlamak lazım. Tarih boyunca hayatta kalma mücadelesi veren Dürzi toplumu, tarafsız kalmaya çalışarak sürekli denge politikası izledi. Ancak coğrafya kaderdir ve Suriye’deki Dürziler bu kaderin tam ortasında duruyor.
İsrail’in, Suriye’deki Dürzileri bir kart olarak kullanma planı yeni değil ama şu an hızlanmış gibi görünüyor. İsrail’in amacı ne? Basit: Suriye’nin güneyinde, kendi kontrolünde bir tampon bölge oluşturmak.
SDG’YLE HARİTAYI BİRLEŞTİRİP IRAK SINIRINA KADAR KONTROL
İsrail’in Davud Koridoru projesi, Dürzilerle SDG’nin işgal bölgelerini bir araya getirerek Golan Tepeleri’nden Irak sınırına kadar geniş bir alanda güvenli alan oluşturmayı hedefliyor. Bu fırsat, İsrail’in tarihi boyunca yakalayamadığı bir gerçeklik içeriyor.
Trump yönetiminin ani karar değişikliklerinden endişelenen SDG elebaşı Mazlum Abdi İsrail’le iyi ilişkiler geliştirmeye sıcak bakıyor. ABD’nin örgüte verdiği desteği kesme ihtimali düşük olsa da, her zaman daha fazla güvenlik garantisi, onlar için önemli.
SAHİL HATTINDA ALEVİ FEDERASYONU PROJESİ
İsrail’in Suriye’de bir Alevi federasyonu kurma isteği de mevcut. Esad rejimi, Lazkiye ve Tartus bölgelerinde güçlü bir Alevi nüfusa dayanıyordu. Bölge rejimin kalesiydi. İsrail’in buradaki niyeti, Suriye’nin geri kalanından farklı bir yönetim modelini teşvik ederek çatışmaları körüklemek ve merkezi yönetimi zayıf tutmak.
Böyle bir Alevi federasyonu senaryosu, Esad rejiminin varlığını sürdürebileceği bir tampon bölge yaratırken, İsrail’in kuzey sınırında daha yönetilebilir bir aktör bulundurmasını sağlayacak. Ancak burada önemli bir gerçek var: İran’ın Suriye üzerindeki etkisi eskisi kadar güçlü değil. Eskiden olduğu gibi milisleri doğrudan sahada yönlendiremiyor. Hatta Hizbullah'a olan silah akışları bile kesilmiş durumda. Yani İsrail’in bu hamlesi, İran’a büyük bir darbe vuracak bir projeden çok, Suriye’nin parçalanmasını derinleştiren bir girişim. Çünkü Tahran çoktan mağlup edildi.
TÜRKİYE DENGELERİ KORUMAK İSTİYOR
Türkiye için bu gelişmeler doğrudan ulusal güvenlik meselesi. Ankara PKK’nın Suriye’de kök salmasını önlemek için sahada aktif bir pozisyon aldı ve bu mücadele devam ediyor. İsrail’in SDG ile olası iş birliği, Türkiye açısından kabul edilemez bir senaryo.
Öte yandan, Ankara’nın Suriye ile ilişkileri Şam yönetimi üzerinden ilerliyor. Türkiye için, bölgedeki en önemli tehdit PKK/PYD’nin devletleşme çabası ve bu noktada Suriye’nin toprak bütünlüğünü desteklemek, Ankara’nın çıkarlarıyla örtüşüyor.
İsrail, Suriye’de istediği parçalanmayı yaratabilecek mi? Yoksa Türkiye ve diğer bölgesel aktörler, bu planları bozabilecek mi? İran’ın etkisinin azalmış olması, İsrail’in rahat hareket etmesini sağlayabilir ama Türkiye’nin SDG ve PKK’ya karşı net duruşu, İsrail’in oyununu bozabilecek en büyük etken olabilir.
Bartu Eken / Haber7
Yorumlar11