Ortadoğu'da yeni fay hattı: İsrail'in gözü neden Ceramana'da?
- GİRİŞ09.03.2025 09:12
- GÜNCELLEME10.03.2025 08:59
Ortadoğu’da sınırlar kadar aidiyetler de kırılgan… Hele ki söz konusu Dürzîler gibi kadim, fakat azınlık bir topluluk olduğunda, büyük güçlerin çıkar hesapları devreye girmekte gecikmiyor. Şimdi bu hesapların merkezinde Suriye'nin kozmopolit kenti Ceramana var.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ülkesinin giderek yalnızlaştığı bir dönemde Dürzi kimliği üzerinden yeni bir bölgesel denklem kurmaya çalışıyor.
Ancak bu plan, Tel Aviv’in düşündüğünden çok daha karmaşık bir satranç hamlesine dönüşebilir. Çünkü ne Dürzîler kimliklerinin bir müdahale aracı haline getirilmesine izin veriyor ne de Ankara, Suriye’de yeni bir bölünme senaryosuna göz yummaya niyetli.
Ceramana üzerindeki bilek güreşi, sadece İsrail ve Suriye’nin değil, bölgedeki tüm güç dengelerinin geleceğini etkileyebilecek bir krize dönüşebilir.
Evet Ceramana …
Zengin Dürzi mirasıyla bilinen bu Suriye kenti son günlerde İsrail’in hedef tahtasına oturmuş bir vaziyette…
Fakat Netanyahu'nun Suriyeli Dürzilere yönelik ayrıştırıcı yaklaşımı bu kozmopolit şehirde kesin bir dille reddediliyor
Geçtiğimiz üç ay boyunca İsrailli yetkililer Suriye'deki yönetim değişikliğini tehditler, hava saldırıları ve kara harekâtıyla karşılamışlardı.
Ve geçtiğimiz hafta sonu Binyamin Netanyahu gözünü pek çok kişiyi şaşırtan bir yere dikti: Ceramana…
Netanyahu ve Savunma Bakanı Israel Katz, Şam'ın 3 km güneydoğusundaki bir Dürzi kenti olan Ceramana'nın tehdit altında olduğunu iddia ederek birliklerine Ceramana'yı “savunmaya hazırlanmaları” talimatını verdi.
Katz, daha da ileriye giderek mevcut yönetimi hedef aldı ve cumartesi günü yaptığı açıklamasında “Suriye'deki aşırı İslamcı rejimin Dürzilere zarar vermesine izin vermeyeceğiz. Eğer rejim Dürzilere zarar verirse, biz de onu vururuz” ifadelerine yer verdi.
KONTOLLÜ TANSİYON!
Esasen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Lübnan'daki Dürzi lider Velid Canbolat'ı Suriye devriminin hemen akabinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etmesi basında detaylandırılmasa da bu çerçevede önemli bir mesajdı…
Nitekim 61 yıllık eli kanlı Baas rejiminin yıkılması Esad karşısında muhalif pozisyonunu daima koruyan Velid Canbolat için de heyecanlandıran bir gelişmeydi.
Her ne kadar İsrailli Dürziler devletlerine sadakatleri ve ordularına yüksek oranda katılımları ile bilinse de, onların Lübnan ve Suriye'deki kolları tarih boyunca çoğunlukla Arap milliyetçiliğini ve sol siyaseti benimsemiş, bazen de İsrail'e karşı doğrudan mücadeleye girişmişlerdir.
Buna rağmen Katz Suriye'deki Dürzileri Türkiye’ye karşı stratejik bir müttefik olarak görmeye devam ediyor.
Öte yandan Dürzi kimliği üzerinden ayrıştırıcı politikalar takip ederek Suriye’nin birliği ve bütünlüğünü doğrudan tehdit eden Tel Aviv’in izlediği stratejiye Ankara’dan yanıt gecikmedi.
TEL AVİV- ANKARA KİLİDİNİN ANAHTARI ONLARDA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pazartesi günü yaptığı açıklamada İsrail'i anmadan Suriye'ye müdahale edilmemesi konusunda uyarıda bulundu ve Ankara'nın ülkenin bölünmesine izin vermeyeceğini söyledi.
Ankara, Suriye'deki mezhepsel gerilimleri körükleyerek yeni Suriye hükümetini zayıflatıp müdahale için bahane oluşturabilecek bölünmeler yaratmaya çalışan Tel Aviv yönetimine açık bir mesaj verdi.
Suriye konusunda karşılıklı restleşme durumu Türkiye ve İsrail'i gelecekteki gerilimler için bir çarpışma rotasına sokabilir.
Ancak herhangi bir dış müdahaleyi şiddetle reddeden ve İsrail'in işgalci bir güç olduğunu savunan Dürzî liderler ve yerel halk emperyalist güçlerini Dürzi kimliği üzerinden meşru bir zemine oturtma gayreti içerisinde olan Tel Aviv’in sinsi planının farkında.
Şimdi gözler, hem bölgedeki Dürzî toplumunun hem de küresel aktörlerin bu krize nasıl tepki vereceğinde. Nitekim Dürziler üzerinden kurgulanan jeopolitik hamleler, sadece İsrail-Suriye hattında değil, Türkiye-İsrail ilişkilerinde de yeni bir gerilim sayfası açabilir.
Fatih Yoncalık / Haber7
Yorumlar7