Netanyahu'nun derdi siyasi kariyeri ve Katargate iddiaları!

  • GİRİŞ20.03.2025 08:24
  • GÜNCELLEME21.03.2025 10:00

Netanyahu yönetimi Gazze'de varılan ateşkesi sonlandırdı. Esirlerin serbest bırakılmamasını gerekçe olarak gösterdi. Ancak bu durum sadece bir bahane. Çünkü Netanyahu, tam da yolsuzluk davasında ifade vereceği gün Gazze’ye saldırı emri verdi. Ve bombardımanın başlamasıyla birlikte mahkemeye bir mektup göndererek duruşmaya güvenlik gerekçesiyle katılmama talebinde bulundu.. Mahkeme de kabul etti durumu.. Yargılanmasını ileri bir tarihe ertelemiş oldu böylece.

Dava, Netanyahu için kâbus gibi. “1000”, “2000” ve “4000” dosyalarında rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılanıyor. 2019’dan beri süren yargı süreci, onun siyasi geleceği için büyük bir tehdit. Son ifadesinde kürsüye vurarak hâkimlere bağırarak “Hayatımı cehenneme çevirdiniz!” demişti.. Asıl meselenin ne olduğunu anlayanlar için bu sahne yeterli

Netanyahu, hukuki sorunlarını gölgelemek için yalnızca savaş çıkarmıyor, aynı zamanda güvenlik kurumlarına da müdahale ediyor. İsrail’in iç istihbarat teşkilatı Şin Bet’in başkanı Ronen Bar’ı görevden almak için harekete geçmesi bunun en somut örneği. Şin Bet, Netanyahu’nun en yakın danışmanlarının Katar’la olan ilişkilerini araştırıyordu.

İDDİALAR ÖNEMLİ

Peki neydi bu bağlantılar? Danışmanlardan Jonathan Urich ve Israel Einhorn’un, 2022 FIFA Dünya Kupası öncesinde Katar’ın bölgesel barış yanlısı imajını parlatmak üzere halkla ilişkiler kampanyaları yürütmüştü..Bu proje, Einhorn’un sahibi olduğu “Perception” adlı PR şirketi tarafından hazırlanmış ve Katar’ı olumlu bir ışıkta tanıtmayı hedeflemişti..

Yine Netanyahu’nun eski sözcülerinden Eliezer Feldstein’in Katar hükümeti tarafından finanse edilen bir uluslararası şirket aracılığıyla maaş aldığı ve İsrailli gazetecileri Katar lehine haber yapmaya teşvik ettiği öne sürülmüştü.. İsrail basını, Netanyahu’nun yakın ekibindeki bu danışmanların paravan şirketler aracılığıyla Katar’dan yüklü miktarda ödeme almış olabileceğini belirtti.. Hatta seçim kampanyası sırasında Netanyahu'nun fonlandığına dair iddialar bile gündeme düştü..

Düşman olarak görülen Katar'dan alınan yardımlar kuşkusuz Netanyahu'yu zor duruma düşürecekti.. Başında davalar da varken özellikle.. Muhalefet lideri Yair Lapid de bu konuya vurgu yaptı..Netanyahu'nun Katar fonlarıyla ilgili soruşturma başlayınca harekete geçtiğini belirterek, durumun tesadüf olmadığını ifade etti..

AVRUPA BİRLİĞİ'NE BASKI YAPILMALI

Avrupa Birliği bilindiği üzere, ABD'yle arasının açılmasının ardından soluğu Türkiye'nin yanında aldı. Özellikle savunma sanayi konusunda geniş yatırımlara hazırlanıp ordularını güçlendirirken, Türkiye, Avrupa'nın en gözde ülkelerinden biri haline geldi. Bu durumu siyasi avantaja çevirmek şimdi Ankara'nın elinde.

İsrail'in saldırgan tutumuna karşı yaptırımların uygulanması noktasında yalnız bırakılan Türkiye harekete geçerek, İsrail'in saldırılarını durdurması adına yeni müttefikler elde edebilir.  Trump yönetiminin bu konuda tutumu net bir şekilde İsrail'den yana olmak.. Ancak Avrupa ülkelerinin bir bölümü Netanyahu'nun cezalandırılması gerektiği düşüncesine düşünüldüğü kadar uzak değil.. Vize serbestisi, eşit ticaret anlaşmalarıyla birlikte Brüksel'den talep edilecek bir başka konu da İsrail üzerindeki baskıyı artırmak olabilir..

AB ülkelerinin İsrail’e yaptırım uygulamaya çekingen yaklaşmasının temel nedenlerinden biri, özellikle savunma sanayi ve teknolojik iş birliklerinde Tel Aviv’e bağımlı olmaları. Ancak bu noktada, Avrupa’nın Türkiye’yle savunma alanındaki iş birliklerini artırması, İsrail’e olan askeri bağımlılığını kırma fırsatı sunuyor.

Özellikle Almanya, Polonya ve Fransa gibi ülkeler, Türk SİHA’larının sahada sağladığı etkinliği yakından takip ediyor ve savunma projelerinde İsrail yerine Türkiye ile ortaklık kurmaya daha sıcak bakıyor. Bu eğilim, İsrail’in askeri ihracatını sekteye uğratabilir ve AB’nin Netanyahu yönetimine karşı daha sert adımlar atmasını kolaylaştırabilir.

Türkiye, Avrupa'yla kurduğu yeni dengeleri doğru okuyarak, İsrail'in uluslararası alandaki dokunulmazlık zırhını delmeye yönelik stratejiler geliştirmeli. Çünkü bugüne kadar İsrail'in işlediği savaş suçları, çoğu zaman ABD'nin veto kalkanıyla engellenirken, Avrupa Birliği çoğu zaman sessiz kalarak bu durumu pekiştirdi.

Ancak bugün Avrupa'nın, İsrail'e yönelik tavırları geçmişe oranla daha az katı ve daha fazla sorgulayıcı hale gelmiş durumda. Bu değişim, Türkiye ve İslam dünyası için önemli bir fırsat olabilir.

Yorumlar3

  • HIDIR BUDUR 3 hafta önce Şikayet Et
    KURAN CUMA SURESİ 6/7 ; "--- De ki: “Ey yahudiler! İnsanlar içinde yalnızca kendinizin Allah’ın dostları olduğunu sanıyorsanız ve bu iddianızda samimi iseniz, HAYDİ ÖLÜMÜ ARZU EDİN DE GÖRELİM!”Oysa onlar işledikleri günahlar yüzünden ölümü asla istemezler. Allah ise, o zâlimleri çok iyi bilmektedir. KENDİSİNDEN KAÇIP DURDUĞUNUZ ÖLÜM VAR YA, SONUNDA O, MUTLAKA GELİP SİZİ BULACAKTIR.
    Cevapla
  • Misafir 4 hafta önce Şikayet Et
    Ah adalet nerdesiniz
    Cevapla
  • Vecdi.eken 4 hafta önce Şikayet Et
    Bilgilendirme açısından güzel bir yazı
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat