Yunanistan'ın haritası, AB imzalı diplomatik işgal girişimidir
- GİRİŞ20.04.2025 09:07
- GÜNCELLEME21.04.2025 09:23
Yunanistan füze atmadı, savaş ilan etmedi. Ama harita çizdi. Ve o harita, sahada kurşun atmadan masa başında sınırları değiştirme girişimidir. Modern savaşlar artık böyle başlıyor. Kalemle…
Yunanistan 16 Nisan’da Avrupa Birliği’ne “Deniz Mekansal Planlaması” adı altında bir belge sundu. AB normlarına uygunmuş gibi gösterilen bu plan, Türkiye’yi Ege’de ve Doğu Akdeniz’de nefessiz bırakmayı hedefliyor.
Amaç; Türkiye’yi kıyılarına hapsetmek, karasularını dantel gibi kuşatmak, Meis gibi burnumuzun dibindeki adalar üzerinden yüz binlerce kilometrekarelik yetki alanı üretmek..
Yunanistan askeri olarak Türkiye’ye kafa tutamaz. Bunu Atina da biliyor, Brüksel de.
Ama Yunanistan, Ankara’ya karşı bir “hukuk savaşı” yürütüyor.
Yarın Türkiye bir sismik araştırma başlatsa, bu belgeye dayananlar “uluslararası planı ihlal etti” diyecek. Mesele zaten çatışma çıkarmak değil. Türkiye’yi meşruiyetin dışına itmek.
YUNANİSTAN BU PLANDA YALNIZ DEĞİL
Yunanistan bu özgüveni nereden buluyor? Arkasındaki bloktan: İsrail ile ortak enerji planları yapıyor, Katar’la askeri anlaşmalar imzalıyor, ABD ve Fransa’yla tatbikatlara katılıyor, Mısır’la deniz yetki anlaşması imzalıyor, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle Doğu Akdeniz’i parselliyor. Ve bu bloğun amacı net: Türkiye’nin denizde nefesini kesmek.
Doğu Akdeniz sadece gaz meselesi değil. Bu bir egemenlik mücadelesi. Ve Yunanistan, “harita çizdim, oldu” diyerek bu mücadeleyi masada bitirmek istiyor.
Türkiye bu haritanın “yok hükmünde” olduğunu ilan etti. Çünkü uluslararası hukukta bir ülke, ihtilaflı deniz alanlarını tek başına planlayamaz.
Avrupa Birliği'nin onayı, uluslararası deniz hukuku karşısında bir anlam ifade etmez. Çünkü kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırları, ancak anlaşmayla ya da uluslararası mahkemeyle belirlenir.
TÜRKİYE’NİN KENDİ PLANINI HAZIRLAMASI ÖNEMLİ
Türkiye bu oyunu çok önceden gördü Ve bu kez sadece “reddediyoruz” demedi. Alternatif haritasını hazırlayıp UNESCO ve BM’ye gönderdi.
Kıta sahanlığı, ortay hat prensibi, hakkaniyet ilkesi... Yani Türkiye’nin hukuki zemini, sadece söylemle değil, kurumsal veriyle güçlendirildi.
Yani artık masada iki harita var: Biri Brüksel’in korumasında Yunanistan’ın maksimalist rüyası, Diğeri Ankara’nın sahadaki fiili varlığına, hukuki argümanına ve tarihsel meşruiyetine dayanan planı.Türkiye artık haklılığını belgelendirerek anlatıyor.
En önemlisi bu… Çünkü nice savaş cephede kazanılıp masada kaydedildi. Ve dersler iyi alınmış gözüküyor.
Bartu Eken / Haber7
Yorumlar30