3. İstanbul Edebiyat Festivaline yoğun ilgi
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen Edebiyat Festivali'ne büyük ilgi...
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi tarafından, İBB Kültür Müdürlüğü’nün himayesinde bu yıl üçüncüsü düzenlenmekte olan 3. İstanbul Edebiyat Festivali’nin açılışı Kızlarağası Medresesi’nde gerçekleştirildi.
Saat 11:00’de başlayan açılış programında ilk olarak söz alan TYB İstanbul Şubesi Başkanı A.Ali Ural, İstanbul’un nasıl Anadolu’nun bütün güzelliklerini içinde barındıran bir şehir olduğuna ve bu şehrin harsı kadar harcı da olan İslam Medeniyetine ait edebiyat birikiminin hatırı sayılır bir bölümünün Türkçe ile kaydedilmiş bulunduğuna dikkat çekti. İstanbul’un kıymetine ve Türkçenin birikimine bir arada yoğunlaşan Edebiyat Mevsimi’nin açılışının aşure gününe gelmesinin dikkat çekici bir tevafuk olduğunu belirten Ural, aşurenin birlikte olmayı, bir arada var olmanın mümkünlüğünü gösterdiğini ve günümüzde fazlasıyla ihtiyaç duyulan kardeşliğin bu topraklara ait bir formülü olarak düşünülebileceğini söyledi.
TYB Genel Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz ise Türkiye Yazarlar Birliği’nin tarihçesi hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra, yaptıkları çalışmaları yoğunlaştırarak devam ettirdiklerini kaydetti. Bir hafta sürecek olan etkinliklerin başarılı geçeceğini umduğunu belirten Yavuz, programın organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkür etti.
Yavuz’dan sonra dinleyicilere seslenen TYB Kurucu Başkanı D.Mehmet Doğan, çeşitli müdahalelerle var oluş şartlarından uzaklaştırılan Türkçeye hak ettiği kıymeti teslim etmeye yönelik çalışmaların önemine vurgu yapan bir konuşma gerçekleştirdi. İstanbul’un Anadolu’nun bütün renklerini dolayısıyla edebiyatın bütün renklerini taşıyan bir şehir olduğunu söyleyen Mehmet Doğan, 3. İstanbul Edebiyat Festivali etkinliklerinin bir bakıma Anadolu bir bakıma dünya demek olan İstanbul’a yaraşır bir organizasyon olmasını umduğunu söyledi. Türkçenin başlangıç dönemlerinden günümüze değin geçirdiği serüvene ve konuşulduğu geniş coğrafyaya dikkat çeken Mehmet Doğan, bu dille yazılmış olan eserlerin kütüphaneler dolduracak hacimde olduğunu, ancak bugün bu geçmişe ait metinleri okuyamadığımızı, geçirdiğimiz zorlu yüzyılda Müslümanların sadece bedeniyle oynanmadığını, bedenlere yapılan saldırıdan çok daha şiddetlisinin zihinlere yapıldığını ifade etti. “Bu ülkede yaşanan kültürel kırım hiçbir şeyle kıyaslanamaz. 20.yüzyılda Anadolu’da bizim Latin harflerine, Sovyetler hâkimiyeti altındaki Türklerin bir kısmının Latin, bir kısmınınsa Kiril alfabesine geçilmiştir” diyerek alfabe değişikliğinin yarattığı düşünsel zaafiyetine ve sözlüğümüzü, söz hazinemizi daraltan dil devriminin olumsuz etkilerine işaret etti. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kısa süreli bir dönüşüme rastlanmadığını ifade eden Doğan, “Mehmet Âkif, Necip Fâzıl, Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi isimler bizi bugünlere getirdiler, zihin karışıklığımızı bir nebze olsun azaltmaya çalıştılar” diyerek Türklerin varlıklarını sürdürmelerinin edebiyat sayesinde mümkün olduğunu belirtti.
Bazı yazar ve gazetecilerin tutuklu olmasının arzu edilebilir bir durum olmadığını söyledikten sonra bu ülkenin İttihatçı mantıktan çok çektiğini ve bu durumun bir an evvel geride bırakılması gerektiğini ifade etti. İstanbul 2010 AKB Ajansı’nın desteğiyle gerçekleştirilen 3. İstanbul Edebiyat Festivali’nin, ilk iki senede gösterdiği başarıyı bu sene de tekrarlayacağından emin olduğunu temenni eden Mehmet Doğan geçtiğimiz hafta Kosova’da on dokuzuncusu gerçekleştirilen Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni ile oluşturdukları kökleşmiş gelenek gibi TYB İstanbul Şubesi tarafından gerçekleştirilen Edebiyat Mevsimi etkinliklerinin de Türk edebiyatının geleceği için sağlam bir zemin hazırlayacağına inandıklarını söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürü Hüseyin Öztürk ise belediye olarak gerçekleştirilen kültürel etkinlikleri desteklemeyi önemli bir vazife olarak gördüklerini söyledi. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da çok önemli konuşmacıların yer aldığı etkinlikleri ve ilgi çekici sergileri İstanbullu edebiyatseverlerin ilgisine sunduklarının altını çizdi.
Konuşmasına ebedi bir başkent olan İstanbul’daki eğitim faaliyetlerini yönetmenin zor bir iş olduğundan bahsederek başlayan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız kitabın, okumanın dolayısıyla düşünmenin önemini öğrencilere gösterebilmeye çalıştıklarını belirtti. Üniversitelerde bu sene okutulmaya başlanan İstanbul dersinden söz eden Yıldız, bu ders sayesinde şehrin ve şehrin kültürünün daha iyi anlaşılmasını sağlamayı ve okuma kültürünü arttırmayı amaçladıklarını belirtti.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili ise düşünmeyi ve düşünmenin etkili bir biçimi olan edebiyatı toplumun ilgisine açan faaliyetlerin ve bu gibi faaliyetlerin devamlılığının önemini hatırlattı. Üçüncüsü gerçekleştirilen Edebiyat Mevsimi etkinliklerinde TYB’nin iradesinin ve İBB’nin desteğinin takdire şayan olduğunu belirten Bilgili, Türkiye’de ve İstanbul’da birbiri ardına gerçekleşen güzel etkinliklerin bir parçası olan bu çalışmanın hedeflerine ulaşmasını umduğunu söyledi. Bilgili’nin konuşmasının ardından programın sunuculuğunu yapan Mehmet Şahin günün programını kısaca özetledi ve altı gün devam edecek Edebiyat Mevsimi etkinlikleri süresince ziyaret edilebilecek olan Oğuz Atay ve Mehmet Âkif Ersoy sergilerinin açılışı yapıldı. Hüseyin Emiroğlu tarafından katılımcılara tanıtılan Oğuz Atay Sergisi’nde, yazarın kızı Özge’ye kendi el yazısıyla yazdığı bir mektup ve kartpostalın yanı sıra kendisine ait çeşitli belgeler ziyarete açıldı. Sergide Atay’ın daktilosu, şahsi kütüphanesinden bir demet kitap, İletişim Yayınları’nca yayımlanmakta olan kitaplarının birer nüshası ve evinde kullandığı koltuklar ile sehpa bulunmakta. Böylece TYB İstanbul Şubesi’nin Şeyh Galip salonundaki Edebiyat Mevsimi sergilerinde ilk yıl Cemil Meriç’le başlayan, ikinci yıl Attila İlhan’la devam eden koltuk geleneği üçüncü yılda da sürmüş oldu. İrfan Çalışan’ın rehberliğinde açılışı gerçekleştirilen Mehmet Akif Ersoy sergisinde ise Âkif’in sürgün yıllarında çocuklarına yazdığı el yazısı mektupların orijinallerini yer aldı. Şairin gençlik yıllarından hastalanarak vefat ettiği döneme kadar çekilmiş fotoğraflarının ve aile fertlerine ait fotoğrafların nüshaları da Fuzuli salonundaki sergide bulunuyor.
3. İstanbul Edebiyat Festivali, 5 Aralık’ta Roman Atölyesi, Mürekkebi Kurumadan ve Ertuğrul Erkişi konseri ile devam ediyor. 6 Aralık Salı günü ise saat 13.30’dan itibaren başlayacak ve 20.00’ye kadar sürecek etkinliklerde etkinlikler sırasıyla şöyle: Hikaye Atölyesi, Edebiyat Sosyolojisi Paneli ve “Cyrano de Bergerac” filmi gösterimi…
3. İstanbul Edebiyat Festivali 2. Gün Etkinlikleri
6 Aralık 2011 Salı
Saat 13.30-15.30
HİKÂYE ATÖLYESİ
“ÜÇ MEDENİYET HAVZASI: DESTAN, KISSA, HİKÂYE”
Oturum Yön.: Kamil Yeşil
“Türk Hikâyesinde Kıssa Geleneği ve Evreleri”
Güray Süngü
“Kıssadan Postmodern Öyküye, Öyküden Hisse Çıkarmak”
Yıldız Ramazanoğlu
“Destandan Hikâyeye Kurgu, Ermişlik ve Düşsellik”
Saat 16.00-17.30
EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ PANELİ
“EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ BAĞLAMINDA EDEBİYATTA YENİLMİŞLİK DUYGUSU”
Oturum Yön.: Hayrettin Orhanoğlu
“Türk Şiirinde Yenilmişlik, Çaresizlik Duygusu”
Ertuğrul Aydın
“Türk Romanında Yenilmişlik Duygusu”
Köksal Alver
“Edebiyat Sosyolojisine Genel Bir Bakış”
Saat 18.00-20.00
SİNEMA GÖSTERİMİ
“CYRANO DE BERGERAC” FİLMİ GÖSTERİMİ
Sunum ve Söyleşi: Gökhan Yorgancıgil