"En tatlı acı" için mesai başladı
CİHAN DEMİRCİ - Edirne'nin ünlü lezzeti tava ciğerin vazgeçilmez garnitürü olan ve "en tatlı acı" olarak anılan Karaağaç biberi için hasat ve kurutma mesaisi başladı.
Adını yetiştiği bölgeden alan ve üreticilerin organik yetiştirdiği biberler, imece usulü tarladan toplandıktan sonra kadınlar tarafından kuruması için iğneyle ipe diziliyor.
Kadınların şarkı ve türkü eşliğinde neşeyle ipe dizdiği biberler, 1,5 ay boyunca gölgede kurutulduktan sonra tava ciğerin yanında damaklara sunuluyor.
Edirne'yi Tanıtma ve Tava Ciğer Kalite Koruma Derneği Başkanı Bahri Dinar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "dünyanın en tatlı acısı"nın Karaağaç biberi olduğunu savundu.
Üreticinin bu yılki ilk hasadını gerçekleştirdiğini anlatan Dinar, "Dizicilerimize biberleri dizdirdik, iğne ve iplikten geçtiler, şimdi de gölgeye getirdik. Yaklaşık 1,5 ay boyunca kurumaya bırakacağız biberlerimizi. Tüm ciğerciler biberlere çocuğu gibi bakacak çünkü onlar bizim için çok önemli. Biberlerimiz bu süre zarfında kuruduktan sonra ciğerin can yoldaşı olarak servis etmeye başlayacağız." diye konuştu.
- "Biber ve tava ciğer birbirine aşıktır"
Şairin, "Tavası var ciğeri var, yanında da biberi var, abe güzel Edirnem sende daha neleri var." dediğini anımsatan Dinar, şunları kaydetti:
"Tava ciğerin biberden başka bir damak tadı yok. Tava ciğer dünyanın en tatlı acısıyla beraber yol arkadaşı olmuştur. Biber ve tava ciğer birbirine aşıktır. Müşterilerimiz tava ciğerin yanında servis ettiğimiz biberlere 'Biberler acı mı, yakar mı, yanar mıyız?' diye sormuyor. Artık bunun ünü Türkiye'yi aştı bütün dünyaya yayıldı. Artık tava ciğer gibi Karaağaç biberini de dünya tanıyor. Artık manavlarda, marketlerde paketlenmiş olarak satılıyor. Aşırı bir talep var. Edirne'den Tunca, Meriç ve Arda nehirlerinin suyu geçiyor. Nehirlerin geçtiği kısımda Karaağaç mahallemiz konuşlanmış. Oradaki vatandaşlarımız yetiştiriyor bu biberi, orada ekiliyor, orada toplanıyor ve orada hasadı yapılıyor. Başka da dünyanın hiçbir tarafında bu biber yok."
- Hasadı da ipe dizimi de el birliğiyle
Tarlalardan imece usulü toplanan biberler, yine aynı şekilde ev hanımları tarafından kurutulması için ipe diziliyor.
Biber dizen ev hanımlarından 57 yaşındaki Nebahat Başkan, neşe içerisinde biber dizerek akranlarıyla eğlenceli biçimde bütçesine katkı sağlıyor.
Oğluna düğün yapacağını, bu nedenle çalıştığını anlatan Başkan, "Bu da bizim ekmek paramız. Sıcağın altında toplanıyor bu biberler sonra biz bunları iğne ve iplikle diziyoruz. Burada çalışarak ev ekonomimize katkıda bulunuyoruz. Yaşımız emekliliğe yakın ev hanımıyız ama ne varsa çalışmakta var." diye konuştu.
Ev hanımı 59 yaşındaki Hediye Yaşar, Karaağaç biberinin çokça tüketildiğini belirterek, "Bu işi severek yapıyoruz. Toplayıcılar buraya kamyonetle çuvallarla biber getiriyor, biz de biberleri severek ipe diziyoruz. Sabırlı ve özenli bir iş." dedi.
64 yaşındaki Cemile Uçar da her yıl bu dönemde Karaağaç'ta biber hareketliliği yaşandığını belirterek, "Önce gelen çuvallardan küçükleri ve kırıkları kenara ayırıyoruz. Ciğeri hak eden büyük biberleri ipe diziyoruz. Burada günümüz hem çalışarak hem de muhabbet ederek güzelce geçiyor." ifadelerini kullandı.
- "Mola verdirten tat"
Ciğerci de mola veren Mehmet Dumrul da Fransa'dan yıllık iznini kullanmak ve tatil yapmak için Türkiye'ye geldiğini söyledi.
Kapıkule Sınır Kapısı'ndan giriş yaptıktan sonra Konya'ya gitmeden Edirne denilince akla gelen tava ciğer ve biberi yemek için mola verdiklerini anlatan Dumrul, biber ve ciğerin tadını çok beğendiklerini anlattı.
Yurt dışından gelen Muhsin Işık ise Edirne'de tava ciğer ve biber için mola verdiğini anlattı. Bu iki yiyeceğin tadının damaklarda kaldığını ve çok lezzetli olduğunu ifade eden Işık, "Her gelişimizde Edirne'de durur tava ciğer ve biber yeriz. Biberi tatlı acı, yedikçe yedirtiyor insana, çok güzel." dedi.
Bursa'dan gelen Selahattin Erol da biberi çok beğendiklerini, Bursa'ya dönerken Karaağaç biberi alacaklarını kaydetti.
YORUMLAR