Türkiye Toprak Haritası! Zonal, Azonal, İntrazonal toprak çeşitleri nerelerde görülür?
Toprak, atmosfer ile taş küreyi (litosfer), tatlı su ile tuzlu su alanlarını (hidrosfer) birbirinden ayıran bir ara katman olup, birçok bitki ve hayvan için yaşam alanı sunan biyosferin (canlı küre) bir parçası, gezegenimizin yaşayan, nefes alan derisidir. Türkiye’de iklim, bitki örtüsü ve kayaçların çeşitliliğine bağlı olarak birçok toprak türü vardır. Peki Türkiye’de bulunan toprak çeşitleri nelerdir?
Bitkilerin yetişmesine uygun ideal (model) bir toprağın %45’i mineral, %25’i hava, %25’i su ve %5’i organik maddeden oluşur. Toprak dünya için en önemli tabakadır. Türkiye’de zonal, azonal ve intrazonal olmak üzere üç çeşit toprak türü vardır. Toprağın katı kısmını oluşturan mineraller ve organik madde birbirinden oldukça farklı iki katı kısmın, toprak ana materyali ile canlı ve canlı artıklarının fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak ayrışmasından meydana gelir.
TÜRKİYE’DE BULUNAN TOPRAK ÇEŞİTLERİ
1-) ZONAL TOPRAKLAR ( YERLİ TOPRAKLAR )
Ülkemizde düz ve hafif eğimli alanlarda iklim şartlarının etkisi altında oluşan fiziksel ve kimyasal özellikleri açısından farklı horizonlar ve katlar gösteren topraklardır.
Kırmızı Renkli Akdeniz Toprakları (Terra-Rossa)
Bu topraklar, Marmara Bölgesi’nin güney kesimi ile Ege Bölümü ile Akdeniz Bölgesi’nin tamamında görülmektedir. Kireçtaşı marn kil ve konglomera ve gnayslar üzerine oluşmuş topraklardır. Toprağın rengi kırmızı acık kırmızı ve sarı renktedir. Toprak iri taneli ve killidir. Toprak kireç taşı üzerinde oluşsa bile kireçli bir yapıda değildir bunun sebebi yeterince yıkanmış olmasıdır. Toros dağlarında 1000 m den yüksek sahalarda toprağın rengi organik madde birikiminden dolayı koyulaşarak kırmızımsı kahve ve kahverengine dönüşmektedir.
Kahverengi Orman Toprakları
Bu topraklar, Karadeniz Bölgesinde, İç Anadolu’da 1200 m’den Yüksek alanlarda Trakya’nın kuzeyinde Yıldız Dağlarında İç Batı Anadolu’da ve Güney Doğu Toroslar’da yaygındır. Orman örtüsünün altında geliştiği için toprak organik madde bakımından zengindir ve koyu renklidir. Yağışın fazla olduğu eğimli alanlarda toprak asitli reaksiyon göstermektedir.
Podsolümsü ve Podzol Topraklar
Yıllık ortalama sıcaklığın 8°C’nin altında ve yıllık yağış miktarının 1000 mm üzerinde olduğu nemli çok nemli – soğuk ortamlarda kayın, sarıçam ve ladin ormanlarının altında gelişme göstermektedir. Bolu Aladağlar’da, Yıldız ve Doğu Karadeniz Dağlarında ve Uludağ’ın yüksek kesimlerinde bu topraklara sıkça rastlanır. Bu topraklar fazla yağıştan dolayı fazlaca yıkanmışlardır. Fazla yıkanmadan dolayı toprak asit reaksiyonludur ve besin maddeleri bakımından oldukça fakirdir.
Sierozemler
Yıllık ortalama yağışın 300 mm’nin altında Konya ovasının doğu kesiminde görülen toprak çeşididir. Toprak organik madde bakımından oldukça fakirdir bu topraklar yıkanmanın azlığından dolayı açık renklidir. Karbonat birikiminden ve yıkanmanın azlığında dolayı toprak alkelen reaksiyon gösterir.
Kahverengi Step Toprakları
Yıllık ortalama yağışın 400 mm altında ve yıllık ortalama sıcaklığın 8 – 12 °C arasında değiştiği İç Anadolu Bölgesi’nde, Doğu Anadolu ovalarında step ve uzun boylu step örtüsü altında gelişme gösteren topraklardır. Yağış azlığından dolayı yıkanma miktarı azdır ve buna bağlı olarak karbonatlar topraktan uzaklaşmamıştır. Bu topraklar alkalen reaksiyon gösteririler. Bu toprakların rengi kahve koyu kahve sarımsı kahve olup üzerinde genel olarak kuru tarım yapılmaktadır.
Kestane ve Kırmızımsı Kestane Renkli Topraklar
Yıllık ortalama yağışın 400 mm üzerinde, yıllık ortalama sıcaklığın 6 – 10 °C arsında bulunduğu İç Anadolu’nun platolarında, İç Batı Anadolu ve Doğu Anadolu’da uzun boylu ot vejetasyonunun altında gelişmişlerdir. Bu topraklar organik madde bakımından oldukça zengindir ve taneli yapıdadır. Üzerlerinde tahıl tarımı yapılmaktadır. Bu topraklar nispeten yıkanmış olduklarından dolayı karbonat bakımından fakir sayılırlar ve hafif asit reaksiyon gösterirler.
Kireçsiz Kahverengi Topraklar
Bu topraklar, ana materyalin granit, silisli şist, andezit gibi silisli olan ve İç Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile İç Batı Anadolu’da 1000 m’nin üzerinde step ormanı veya kuru ormanlar altında gelişme göstermiştir. Besin maddeleri bakımından fakir olan bu topraklar yıkanmanın fazlalığından dolayı hafif asitli reaksiyon gösterirler.
Kırmızımsı Kahverengi Topraklar
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin tipik toprakları olan kırmızımsı kahverengi topraklar yarı kurak karasal iklim şartlarının etkili olduğu step vejetasyonu altında oluşmuşlardır. Sıcaklığın fazla olması ve demirin iyi oksitlenmesini sağaldığı için toprak kırmızı renk almıştır. Bu toprak üzerinde genellikle tahıl tarımı yapılmaktadır.
Çernezyomlar
Yıllık ortalama sıcaklığın 3 – 6 °C, yıllık ortalama yağışın 500 – 700 mm arasında değiştiği Erzurum – Kars dolaylarında 1600 – 2000 m yükseklikteki plato alanlarında bazalt ve neojen karasal depoları üzerinde gelişmiştir. Bu topraklar üzerinde 1 m yi bulan çayır örtüsünden oluşan organik madde sıcaklığın azlığından dolayı yeterince ayrışamamaktadır. Topragın üst kısmı organik madde bakımından zengin alt kısmı ise (1 m altı) kireç bakımından zengindir. Bu topraklar dünyanın en verimli toprakları olarak kabul edilir ama sıcaklığın yetersiz oluşundan dolayı üzerinde sadece sıcaklığın yererli olduğu alanlarda tahıl tarımı yapılır.
2-) AZONAL TOPRAKLAR
Ülkemizde azonal toprakların başlıcaları alüvyal, kolüvyal, litosol ve regasollerdir.
Türkiye’de alüvyal topraklara daha çok ovalar, vadi tabanları ve deltalarda rastlanır. Bu tür topraklarda horizonlar gelişmez. Çukurova, Göksu, Menemen, Çarşamba ve Bafra deltaları ile Küçük Menderes, Büyük Menderes, Gediz, Bakırçay, Bursa, Adapazarı, Düzce, Erbaa, Niksar, Erzincan, Erzurum, Iğdır, Elazığ, Malatya ve Muş ovaları alüvyal toprakların yaygın olduğu alanlardır. Bu topraklar mineral bakımından zengin olduğundan verimlidir.
Kolüvyal Topraklar
Dağların eteklerinde, yamaçlardan taşınan materyallerin üzerinde oluşan kolüvyal topraklar, ince ve iri unsurların bir arada görüldüğü topraklardır. Kolüvyal topraklar tarıma elverişli değildir.
Litosol
Ülkemizde litosollere erozyona açık yamaçlarda rastlanır. Bitki örtüsünden yoksun olan bu yamaçlarda ince materyaller taşındığından geriye iri materyaller kalmaktadır. Bu nedenle litosoller, taşlı topraklar olarak da adlandırılır.
Regasol
Regasoller, kum boyutundaki volkanik malzeme ve akarsuların oluşturduğu kumlu depolar üzerinde oluşan topraklardır.
3-) İNTRAZONAL TOPRAKLAR
Bu topraklar, ülkemizde aşınmanın devamlı olduğu dağlık alanlarda ve birikmenin hüküm sürdüğü alüvyal ovalarımızda ve dağların eteklerinde yaygın olarak bulunmaktadır. Bu topraklar ana kayanın etkisi altındaki topraklardır. Şöyle ki ana kaya kumlu ise toprak kumlu ana kaya tuzlu ise toprakta tuzludur.
Ülkemizde görülen intrazonal topraklardan biri kalsimorfik topraklardır. Fazla miktarda kireç içeren bu topraklar, rendzinalar ve vertisoller olmak üzere ikiye ayrılır.
Rendzinalar
yumuşak kireç taşları üzerinde oluşan topraklardır. Türkiye’de daha çok Akdeniz’in batısı, Trakya, Ege ve Güney Marmara’da görülen bu topraklar, tahıl üretimi için elverişlidir.
Vertisoller
killi, kireçli, marnlı depolara bağlı olarak meydana gelmektedir. Ergene Havzası, Bursa ile Karacabey arası, Muş Ovası ve Konya Havzası’nın bazı kesimleri bu toprakların görüldüğü başlıca alanlardır. Yaz kuraklığı döneminde bu topraklarda 5 10 cm genişliğinde, 100 cm’yi bulan derinlikte çatlaklar oluşur. Bu çatlaklara dolan topraklar, yağışlı dönemde bünyesine fazla miktarda su alarak şişer ve yüzeye doğru yükselir. Dönen topraklar da denen vertisollere Trakya’da “kara kepir” denir.
Halomorfik Topraklar
Ülkemizde halomorfik topraklara Konya Havzası’nda, Erzurum Ovası’nın bazı kesimlerinde, Küçük Menderes ve Büyük Menderes deltalarının denize yakın olan kesimlerinde rastlanır. Bu alanlarda yazın buharlaşmaya bağlı olarak suda çözünmüş hâldeki tuzlar, yüzeyde birikir. Bu tür topraklar tarıma elverişli değildir.
Hidromorfik Topraklar
Hidromorfik topraklara taban suyu seviyesinin yüzeye yakın olduğu alanlarında rastlanır. Göl kenarları, bu tür toprakların görüldüğü başlıca alanlardır. Toprak sürekli su altında olduğundan oksijen oranı düşüktür. Bu tür topraklar tarıma elverişli değildir.