Diğer ülkelerde rektör nasıl seçiliyor
Rektör atamalarında sıralamalar nasıl alt üst oluyor? Yapılan atamalar nasıl kadrolaşmaya yol açıyor? Diğer ülkeler rektörlerini nasıl iş başına getiriyor?
Tuncer Çetinkaya'nın haberi
Üniversiteler 16 yıldır rektör seçiminde krize dönüşen sorunlar yaşıyor. Olağanüstü yetkileri ve trilyonlara ulaşan bütçeleriyle ‘seçilmiş krallık’a dönüşen makamlara geçen dönem haksız yere oturanlar şimdi aynı sistemin ‘mağduru’.
Türkiye, aylardır 21 üniversiteye atanacak rektör adaylarını ve üniversitelerde yapılan seçimleri konuşuyor. Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK), en fazla oyu alan bazı rektör adaylarını Köşk’e gönderdiği listeye koymaması, tartışmaları yeniden alevlendirdi. İşin ilginç tarafı ise daha önce aynı sistemin avantajlarını kullanarak rektör olan kişilerin şimdi ‘mağdur’ rolünü üstlenmesi. YÖK tarafından elenen adaylar şimdi üniversitelerde demokrasinin işletilmesi gerektiğini konuşuyor.
Tartışmalar devam ederken kimse üniversitelere atanacak rektörlerin bilimsel altyapısını, kaç makale yazdığını, ulusal veya uluslararası kaç projeye imza attığını, ne kadar doktora veya yüksek lisans talebesi yetiştirdiğini, yurtiçi ve yurtdışında kaç kongreye katıldığını, ne tür ders notları hazırladığını, buluşunun olup olmadığını, akademik vizyonunu, Türkiye ve üniversitesi için yapacağı yatırımları konuşmuyor. Seçim sistemi üniversitelerde keskin ayrışmalara yol açıyor. Hayatı derslikle ameliyathane arasında geçmiş birinin trilyonluk bütçeleri yönetmeye kalkmasının mahzurları ortadan kaldırılamıyor. Sayıştay denetçileri son 5 yıl içinde 315 usulsüz işlem tesbit etti. Kamu İhale Kurumu, 47 üniversitenin 240 ihalesine müdahale etmek zorunda kaldı. Profesyonel yöneticiliği ve akademi- işletme ayrışmasını konuşması gereken Türkiye, adayların dünya görüşü üzerine üretilen spekülasyonlarla vakit harcıyor.
Aslında rektör atama ve seçiminde Türkiye’nin yaşadığı sorunlar yeni değil. 16 yıldır her rektör atama döneminde bu problemler ortaya çıkıyor. Rektör adaylarının seçimle belirlenmesi, YÖK’ün üniversitede seçilen 6 adaydan 3’ünü eleyerek Cumhurbaşkanlığı makamına sunması, cumhurbaşkanının da 3 kişiden birini rektör olarak ataması kuralı 1992 yılında yapılan kanun değişikliği ile başladı. O tarihe kadar YÖK tarafından belirlenen adaylar, cumhurbaşkanı tarafından atanıyordu. Kanun çıktığında üniversitelerin demokratikleşmesi hedefleniyordu; ancak 1997 yılında başlayan ‘Postmodern darbe-28 Şubat süreci’, üniversitelerde ideolojik söylemlerin zirveye çıktığı d önem olarak tarihe geçti ve kanun farklı amaçlar için kullanılmaya başladı. Üniversitelerde yapılan seçimler anlamını yitirdi, 1 oy alan kişiler rektör yapıldı, üniversitelerdeki akademik kadronun genleriyle oynandı, atanan kişiler oluşturdukları kadro imkânları ile ikinci dönem yeniden rektör seçildi.
Ağustosta görevleri sona erecek 21 üniversitenin rektör adayları belirlenirken; Gazi, Dicle ve Uludağ üniversitelerinde en fazla oyu alan adayların liste dışı bırakılması, geçmiş dönemlerde yaşananları hatırlatıyor.
SEZER VE TEZİÇ DÖNEMİNDE DARBE YAPILDI
Rektör atamalarında üniversitede öğretim üyelerinin yaptığı seçim tek belirleyici unsur değil. Atamaların nasıl yapılacağını düzenleyen 2547 sayılı YÖK Kanunu, süreç içinde YÖK Genel Kurulu’na ve nihayetinde de cumhurbaşkanına takdir yetkisi vermiş. Yıllarca teamül gereği üniversitedeki seçimin galibinin rektör atanması kuralı özellikle eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz ile Erdoğan Teziç dönemlerinde bozulmuş. Bu konuda onlarca örnek bulunuyor. Sadece geçen yıl yapılan atamalara bakıldığında bile ortaya çıkan tablo her şeyi anlatıyor.
Geçen yıl mayıs ayında yeni kurulan 15 üniversiteye atama yapıldı. Bu üniversitelerdeki seçimlerin çoğunu ne YÖK dikkate aldı ne de eski Cumhurbaşkanı Sezer
Örneğin Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan emekli general Veli Küçük’e ‘Emrinize amadeyim’ diyen Osman Metin Öztürk, Giresun Üniversitesi’nde yapılan seçimde 8 oy alarak ikinci olmasına rağmen, YÖK’ün listesinde üçüncü sıraya kondu; ancak Sezer, Öztürk’ü rektör olarak atadı.
Kafkas Üniversitesi’nde 20 oyla dördüncü seçilen Abamüslüm Güven’i YÖK Cumhurbaşkanı’na gönderdiği listede ikinci sıraya koydu, Sezer, Güven’i rektör yaptı. Bozok Üniversitesi’ndeki seçimde birinci gelen Prof. Dr. Mustafa İlbaş, YÖK tarafından listeye alınmadı. Yerine 1 oy alan (sadece kendisine oy veren) Mustafa Alçı, Cumhurbaşkanı Sezer’e gönderilen listede birinci sıraya kondu. Ancak Sezer üniversitedeki seçimde üçüncü, YÖK’ün sıralamasında ikinci olan Prof. Dr. İnci Varinli’yi rektör yaptı. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde 119 oyla birinci seçilen Metin Gürkanlar, YÖK’ün listesinde yer alamazken; Sezer, ikinci sıradaki Şerafettin Canda’yı rektör yapmıştı. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde 212 oyla birinci seçilen Halim Sözbilir, YÖK tarafından üçüncü sıraya konmuş, yerine dördüncü sıradaki Ömer Faruk Emrullahoğlu eklenmiş ancak Sezer ikinci sıradaki Ali Altuntaş’ı rektör atamıştı.
Üniversitedeki seçimde birinci gelmesine rağmen YÖK’ün listesinde alt sıralara düşen adaylar da olmuş; ancak Sezer bazı durumlarda bu adayları tekrar rektör yapmıştı. Adnan Menderes Üniversitesi’nde 184 oyla birinci olan Şükrü Boylu, YÖK’ün listesinde ikinci sıraya konmuş, Sezer yine de bu adayı rektör yapmıştı.
Rektör atamalarında sıralamanın dikkate alınmadığı, YÖK’ün müdahale ettiği tablo bu şekilde devam edip gidiyor. Üniversite Öğretim Üyeleri Dayanışma Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şefik Dursun, özellikle 28 Şubat sürecinde üniversitelere darbe yapıldığı görüşünde. Bu şekildeki atamalarla üniversitelerdeki akademik yapının değiştirildiğini savunan Dursun, şöyle konuşuyor: “28 Şubat sürecinden sonra ‘üniversitenin yapısı nasıl değiştirilir’ düşüncesiyle yöneticiler atanmaya başladı. Demokratik seçimlere müdahaleler yapıldı. Daha sonra gelen insanlar kadrolaştı. Şimdi rektörlük seçimini ve cumhurbaşkanının atama sürecini manipüle etmek için gürültü çıkaran kişiler, hâkimiyetlerini kaybetmek istemeyen çevrelerdir.”
REKTÖR OLMAK KRALLIĞA EŞDEĞER
Rektörlük neden önemli? Trilyonlarca liralık bütçesiyle dev şirketleri geride bırakan üniversiteler gelişmiş ülkelerde işletme mantığıyla profesyoneller tarafından yönetilirken, neden Türkiye’de amatörler tarafından yönetiliyor? Yurtdışında işin ağırlığı sebebiyle bu tür makamlara insanlar çekinerek gelirken, niçin Türkiye’de rektörlük makamı bir mevzi kapma yarışına dönüşüyor?
Demokratik Üniversite Platformu Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, rektörlüğün Türkiye’de bu kadar ilgi görmesini, sahip olduğu olağanüstü yetkilere bağlıyor. Rektörlüğü krallıkla eş değer gören Tahir Hatipoğlu, “Trilyonlarca lira genel bütçesinin dışında bir o kadar da kontrol dışı paraya hükmediyorlar. Dernekler, vakıflar, kooperatifler aracılığı ile kantinlerden, sosyal tesislerden, oto parklardan vs. elde edilen gelirler kontrol edilemiyor. Kısaca üniversiteler para basıyor. Para demek, güç demektir. Herkes bu güce sahip olmak istiyor.” diye konuşuyor.
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise mevcut sistemi ‘teokratik’, ‘padişahlık’ sistemi olarak değerlendiriyor. Gelişmiş ülkelerde rektörlüğün angarya olarak görüldüğünü ve akademisyenler tarafından tercih edilmediğini hatırlatan Tahsin Yeşildere, “Avrupa’da bilim adamı bilimle meşgul olmak ister ve rektörlüğe uzak durur. Ancak bizde aşırı ben merkezli yapının rektörlere verdiği olağanüstü yetkileri kullanmak için herkes talip oluyor. Üniversitelerde kurullar işletilsin, rektörün yetkileri daraltılsın, mali ve idari anlamda düzenlemeler yapılsın, kimse rektörlüğe talip olmaz.” diyor. Bugünkü sistem içinde kaosların sürekli yaşandığını vurgulayan Yeşildere, “Sistem antidemokratik ve baskıcı. Bu sistem içinde rektör seçimleri demokratik olamaz. Daha önce ikinci, üçüncü sıralardan rektör atananlar aynı sistemin kurbanı olunca feryat ediyor.” diyerek demokrasiye inanmış, sadece kendini düşünmeyen bilim insanlarının bir araya gelip Türkiye’ye yakışan yeni modeller üzerinde çalışması gerektiğini söylüyor.
Rektörlerin bilerek veya bilmeyerek mali konularda yaptığı hatalar, üniversitelerin en önemli sorunu hâline geliyor. Rektörlerin üniversitelerde akademik başkanlık yapmak yerine büyük şirketlerdeki CEO gibi çalışmaya başladığını vurgulayan Tahir Hatipoğlu, bu konuda tecrübesiz oldukları için de çok hata yaptıklarına dikkat çekiyor. Hatipoğlu, “Yıllarca tıp fakültesinde doktorluk yapan biri, bir anda trilyonlarca liraya hükmeden konumuna geliyor. Koç, Sabancı gibi büyük şirketler 1 katrilyon lira bütçesi olan bir şirketini hiçbir ekonomi bilgisi olmayan birine yönettirir mi?” diye soruyor.
Devlet üniversitelerinin geçen yıl devlet bütçesinden aldığı pay 7 milyar 290 milyon YTL’ydi. Bazı üniversitelerin dernek, vakıf, kooperatif gibi kuruluşları vasıtasıyla elde ettiği gelirler hariç bütçeleri şöyle: “İstanbul Üniversitesi 450 milyon YTL, Hacettepe Üniversitesi 320 milyon YTL, Ankara Üniversitesi 305 milyon YTL, Ege Üniversitesi 264 milyon YTL, Dokuz Eylül Üniversitesi 208 milyon YTL, Gazi Üniversitesi 297 milyon YTL, Marmara Üniversitesi 206 milyon YTL, ODTÜ 202 milyon YTL, Selçuk Üniversitesi 215 milyon YTL.”
Bazı üniversiteler devletin ayırdığı bütçe dışında elde ettiği yıllık 1 milyar YTL’ye yakın gelirle Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında yer alan ilk 100 şirket ile yarışıyor. Üniversitelerin bütçeleri İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı “Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu” arasında yer alan Vestel, Grundig, Coca Cola İçecek, Bor Çelik, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, BMC, Fırat Plastik, Borusan, Tekel, Kardemir Karabük Demir Çelik, Brisa, Honda, Prelli, Aselsan, Goldaş, Man, Sanko gibi şirketlerin cirolarıyla yarışıyor.
Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, bu kadar büyük bütçeli üniversitelerde paranın eğitim öğretim ve araştırmanın önüne geçtiğini söylüyor. Hatipoğlu, “Rektörler, dekanlar akademik işlerle ilgilenmeli. Hükûmet veya Maliye Bakanlığı, üniversitelerdeki mali ve idari yapıyı yönetmesi için bir genel müdür tayin etmeli.” diyor.
KADROLAŞMA REKTÖRÜN GÜCÜNÜ ARTIRIYOR
Üniversitelerde rektörlerin mali konularda başarısız olduğunu Sayıştay Başkanlığı yaptığı denetimlerle ortaya koyuyor. Son 5 yıl içinde Sayıştay denetçileri, hazırladıkları raporlarla üniversitelerde 315 usulsüz ödeme veya uygulamanın yapıldığını tespit etti. Sayıştay, bu usulsüzlüklerin düzeltilmesi için rektörlere veya yetkili kişilere sorgu açtı. Ayrıca Kamu İhale Kurumu’nun 2003-2007 yılları arasındaki işlemleriyle ilgili bir başka araştırmada ise 47 üniversitenin 240 ayrı ihalesi için ihalede tadilat, ihalenin yenilenmesi ya da adli makamların harekete geçmesi gibi yaptırımlar istendi. Üniversitelerdeki bu yanlışlıkların yönetim anlayışındaki eksikliklerden kaynaklandığı ifade ediliyor.
Üniversitelerdeki rektörlüğü tartışılır kılan etkenlerden biri de kadrolaşma olarak dikkat çekiyor. Üniversitelerde yapılan seçimde birinci çıkan rektör adaylarının genelde kadrolaştığı ortaya çıkıyor. YÖK’ün yaptığı bir çalışmayla 21 üniversitede rektörlerin 4 yıl boyunca yardımcı doçent, doçent ve profesör kadrolarına kaç kişi aldığı belirlendi. Üniversitelerde özellikle yeni oy kullanacak yardımcı doçent kadrolarına 2007 yılı içinde yüksek miktarlarda atama yapıldığı dikkat çekiyor.
Son 4 yıl içinde en fazla kadronun verildiği üniversiteler Gazi, Ege ve Atatürk üniversiteleri oldu. Gazi’ye 772, Atatürk’e 615 ve Ege’ye ise 597 öğretim üyesi alınmış. Gazi Üniversitesi’nde mevcut rektör Prof. Dr. Kadri Yamaç seçimde 732 oy alarak birinci olurken; Ege Üniversitesi’nde aday olamayan rektörün desteklediği Prof. Dr. Candeğer Yılmaz 505 oyla ilk sırayı elde etmişti.
Dicle ve Uludağ üniversitelerinde kendileri yasal olarak aday olamayınca yerlerine üniversitede öğretim üyesi olan eşlerini rektör adayı yaparak birinci çıkartan rektörlerin de önemli kadrolar aldıkları belirlendi. Uludağ’da mevcut rektör Mustafa Yurtkuran’ın eşi Merih Yurtkuran 254 oyla birinci olmuştu. Rektör Yurtkuran, 4 yıl boyunca 62’si yardımcı doçent olmak üzere toplam 261 öğretim üyesi almış. Dicle Üniversitesi’nde de Rektör Fikri Canoruç’un eşi Naime Canoruç 148 oyla birinci olmuştu. Fikri Canoruç’un görevde kaldığı son 4 yıl içinde kadroya 302 öğretim üyesi aldığı belirlendi. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ve hükûmet aleyhine yaptığı konuşmalarla gündeme gelen Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın ise 302 kişiyi kadroya almış. Akaydın, üniversitedeki seçimde 293 oy almıştı. Ulusalcı söylemleri ile dikkat çeken ve Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı emekli general Şener Eruygur’un yönetim listesinde görev alan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay da kadrolaşan rektörler arasında. 8 yıldır görevde olan Bernay, son 4 yıl içinde 309 kişiyi kadroya getirmiş. Bu üniversitede Bernay’ın desteklediği başhekim yardımcısı Prof. Dr. Murat Aydın 262 oy alarak birinci olmuştu.
Demokratik Üniversite Platformu Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, bugün tartışması yapılan üniversitelerdeki rektörlük seçimlerinin demokratik olmadığını ifade ediyor. Özellikle işsiz doktoralı kişilerin yardımcı doçent yapıldığına değinen Hatipoğlu, “Rektör olan kişi yardımcı doçentleri işe alıyor ve oylarını topluyor. Hatta işe alırken pazarlık yapıyor. Dolayısıyla rakiplerine fark atıyor. Kısacası rektör, öğretim üyelerini, öğretim üyeleri de rektörü seçiyor. Yani kendin pişir kendin ye mantığı. Bu sistemin değişmesi gerekiyor. Bu yüzden seçimde sadece doçent ve profesörler oy kullanmalı. Böylece istismarlar önlenir.” şeklinde konuşuyor.
DOĞRAMACI: DİPLOMAT VEYA VALİ REKTÖR OLABİLMELİ
12 Eylül askerî müdahalesi sonrasında üniversiteleri şekillendiren YÖK’ün ilk başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı, rektörlerin seçimle belirlenmesine karşı çıkmış ve bu yüzden istifa etmişti. Doğramacı’nın 15 yılı aşkın süredir krize ve sıkıntılara sebep olan rektör ataması için önerisi, üniversitelerin daha önce ODTÜ’de olduğu gibi mütevelli heyeti tarafından idare edilmesi ve üniversiteye dışarıdan da rektör atanabilmesine imkân tanınması şeklinde. “Türkiye’de ve Dünyada Yüksek Öğretim” başlıklı kitabında rektör atama süreçlerini detaylı şekilde anlatan Doğramacı, düşüncesini şöyle açıklıyor: “Arayış içinde bulunduğumuz şu günlerde önerimiz, 2547 Sayılı Kanun’un ilk çıktığı günkü haline dönüştürülmesidir. Kanımca, her üniversitede bir mütevelli heyet oluşturulması yararlı olacaktır. Son 20 yılda mütevelli heyetlerce yönetilen vakıf üniversitelerinin başarıları ortadadır. ODTÜ de kuruluş yıllarında mütevelli heyet tarafından yönetilmiştir. İleride her üniversitede bir mütevelli heyet oluşturulması gerçekleşinceye kadar ABD’nin New York ve California eyaletlerinde olduğu gibi ‘ülke çapında bir mütevelli heyet’ düzeyinde bir ‘Yüksek Öğretim Kurulu’nun oluşturulması uygun olacaktır. Kurula üniversitelerin ve hükümetin yanı sıra sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de katılımının sağlanması, kurulu daha çağdaş bir duruma getirebilir. Örneğin, Yüksek Öğretim Kurulu üyelerinin dörtte birinin Üniversitelerarası Kurul’ca, dörtte birinin Bakanlar Kurulu’nca, dörtte birinin de sivil toplum örgütlerince önerilerek cumhurbaşkanı tarafından atanması; geri kalan dörtte birinin ise cumhurbaşkanınca doğrudan atanması düşünülebilir. Yüksek Öğretim Kurulu’nun üniversiteler arasında yalnız eş güdümü sağlaması ve millî düzeyde bir plan hazırlaması yeterli değildir. Kurulun aynı zamanda etkili bir denetim görevi de üstlenmesi gerekir. Böylece, üniversitelerin en azından kurul aracılığıyla devlete hesap verme sorumluluğunda olduğunun hatırlanması sağlanabilir. Devlet üniversiteleri büyük ölçüde devlet tarafından finanse edildiğine göre, üniversitelerin de devletin gözetim ve denetimine tabi olduğuna kuşku yoktur. Bu açıdan Yüksek Öğretim Kurulu başkanının üçlü kararname ile atanması uygundur. Buna seçenek olarak, Millî Eğitim Bakanı’nın kendisinin veya seçeceği bir yardımcısının toplantılara başkanlık etmesi düşünülebilir. Rektörün, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından kurulacak komisyonlar aracılığıyla ilgili üniversite ziyaret edilerek öğretim üyelerinin gayri resmî görüşleri alındıktan sonra, tercihen üniversite dışından atanması ve adayda akademik kariyer koşulu aranmaması uygun olacaktır. Buna örnek olarak yurt dışında Columbia Üniversitesi’nde Dwight Eisenhower’ın, yurt içinde ise ODTÜ’de bir maliye uzmanı olan Kemal Kurdaş’ın rektörlük yapmaları gösterilebilir. Dolayısıyla, söz gelimi, deneyimli bir diplomatın veya valinin rektör olmaması için hiçbir neden yoktur. Bu suretle, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından belirlenen adaylardan birinin cumhurbaşkanınca atanması önerilir.”
SEZER VE TEZİÇ DÖNEMİNDE REKTÖR SIRALAMALARI ALTÜST EDİLDİ
Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve YÖK eski Başkanı Erdoğan Teziç dönemi üniversitelerde seçimin hiçe sayıldığı dönemler oldu. İşte bazı örnekler:
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Mesut Parlak 743 oy
2. Faruk Erzengin 377 oy
3. Nur Serter 334 oy
Yüksek Öğretim Kurulu
Sıralama:
1. Mesut Parlak
2. Faruk Erzengin
3. H. Yavuz Alangoya 4. sıra 263 oy
Üniversite seçiminden 3. sırada gelen Nur Serter'in yerine 4. sıradaki H. Yavuz Alangoya Cumhurbaşkanlığına bildirildi. Sezer Mesut Parlak'ı rektör atadı. (18.01.2005)
İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ Ü.
Üniversite Sıralama:
1. B. Zafer İlken 60 oy
2. Cemal Arkon 32 oy
3. Ferit Acar Savacı 18 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Cemal Arkon
2. B. Zafer İlken
3. Ferit Acar Savacı
Üniversite seçiminden 1. sırada gelen B.Zafer İlken YÖK tarafından 2. sırada Cumhurbaşkanlığına bildirildi. Sezer B. Zafer İlken'i atadı. (28.11.2006)
KAFKAS ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Cevdet Bozkuş 51 oy
2. Arif Baysal 31 oy
3. Haydar Yüksek 28 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Cevdet Bozkuş
2. Abamüslüm Güven 4. sıra 20 oy
3. Arif Baysal
Üniversite seçiminden 4. sırada gelen Abamüslüm Güven Yükseköğretim Kurulu tarafından 2. sırada Cumhurbaskanına bildirildi ve rektör olarak atandı.
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Mustafa Safran 15 oy
2. Yılmaz Şendurur 15 oy
3. Şerif Akman 8 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Mustafa Safran
2. Bahri Gökçebay 5. sıra 2 oy
3. Yılmaz Şendurur
Üniversite seçiminden 5.sırada gelen Bahri Gökcebay Yükseköğretim Kurulu tarafından 2. sırada Cumhurbaşkanlığına bildirildi ve rektör olarak atandı.
M.S. GÜZEL SANATLAR
Üniversite Sıralama:
1. Yalçın Karayağız 103 oy
2. Onur Altan 94 oy
3. Rahmi Aksungur 86 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Rahmi Aksungur
2. Onur Altan
3. Yalçın Karayağız
Üniversite seçiminden 3. sırada gelen Rahmi Aksungur rektör olarak atandı.(28.11.2006)
PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama;
1. Hüseyin Bağcı 156 oy
2. Fazıl Necdet Ardıç 114 oy
3. Süleyman Ender Düzcan 96 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Hüseyin Bağcı
2. Fazıl Necdet Ardıç
3. Bülent Topuz, 5. sıra
33 oy
Üniversite seçiminde 5. sırada gelen Bülent Topuz, Yükseköğretim Kurulu tarafından 3. sıradaki Süleyman Ender Düzcan'ın verine Cumhurbaşkanlığına bildirildi. Rektörlüğe Fazıl Necdet Ardıç atandı. (24.02.2007)
YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Muammer Karaayvaz 138 oy
2. Hasan Ceylan 94 oy
3. Hayrettin Okut 71 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Hasan Ceylan
2. Ali Fırat Doğru 5. sıra
44 oy
3. Muammer Karaayvaz
Üniversite seçiminden 1. sırada gelen Muammer Karaavvaz Yükseköğretim Kurulu tarafından 3. sırada Cumhurbaşkanlığına bildirildi. 3. sıradaki Hayrettin Okut liste dışı bırakılarak 5. sırada gelen Ali Fırat Doğru 2. sıraya yerleştirildi. Rektörlüğe Hasan Ceylan atandı. (23.03.2007)
BOZOK ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Mustafa llbaş 20 oy
2. Yunus Akçamur 12 oy
3. İnci Varinli 4 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Mustafa Alçı 4. sıra 1 oy
2. İnci Varinli
3. Mustafa Kemal Apala 6. sıra 1 oy
Üniversite seçiminden 1. sırada gelen Mustafa İlbaş YÖK tarafından listeye konmadı. Yerine 4. sıradaki Mustafa Alçı Cumhurbaskanlığına bildirildi. Rektörlüğe seçimden 3. sırada çıkan ve 2. sırada Cumhurbaşkanlığına bildirilen İnci Varinli atandı. ( 18.05.2007)
MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Metin Gürkanlar 119 oy
2. M. Şerefettin Canda 48 oy
3. Ömer Camcı 40 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. M. Şerefettin Canda
2. Ömer Camcı
3. Hayrettin Ocakverdi 4. sıra 24 oy
Üniversite seçiminden 1. sırada gelen Metin Gürkanlar Yükseköğretim Kurulu tarafından listeye konmadı, 2. sıradaki M. Şerefettin Canda rektör olarak atandı. (28.11.2006)
ADNAN MENDERES Ü.
Üniversite Sıralama:
1. Şükrü Boylu 184 oy
2. Okay Başak 139 oy
3. Ufuk Katkıcı 57
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Okay Başak
2. Şükrü Boylu
3. Ufuk Katkıcı
Üniversite seçimlerinden 1. gelen Şükrü Bovlu 2. olarak Yükseköğretim Kurulu'nun listesinde yer aldı, ancak Cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atandı. (28.11.2006)
AFYON KOCATEPE Ü.
Üniversite Sıralama:
1. Halim Sözbilir 212 oy
2. Ali Altuntaş 79 oy
3. Nevres Hürriyet Aydoğan 56 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Ömer Faruk Emrullahoğlu 4. sıra 17 oy
2. Ali Altuntaş
3. Halim Sözbilir
Üniversite seçiminden 1. olarak gelen Halim Sözbilir YÖK tarafından 3. sıradan listeye kondu. 1. sıraya 4. olan 17 oyu bulunan Ömer Faruk Emrullah yerleştirildi. Rektör olarak 2. sıradaki Ali Altuntaş atandı.
AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Mehmet Günay 20 oy
2. Ali Kalaycıoğlu 18 oy
3. Selahattin Salman 11 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Ali Kalaycıoğlu
2. Selahattin Salman
3. Mehmet Günay
Üniversite seçiminden 1. sırada gelen Mehmet Günay YÖK tarafından 3. sıradan, 2. sırada yer alan Ali Kalaycıoğlu 1. sıradan bildirildi. YÖK listesinde 2. sırada yer alan Selahattin Salman rektör olarak atandı.
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Bedriye Tunçsiper 78 oy
2. Şerif Saylan 69 oy
3. Mahir Alkan 33 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Bedriye Tunçsiper
2. Şerif Saylan
3. Ali Duymaz 5. sıra 31 oy
Üniversite seçiminden 3. sırada gelen Mahir Alkan'ın yerine YÖK tarafından 5. sırada yer alan Ali Duymaz yerleştirildi. 2. sırada yer alan Şerif Saylan rektör atandı. (28.11.2006)
CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Cemil Özcan 270 oy
2. Semra Öncü 57 oy
3. Erol Mir 53 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Cemil Özcan
2. Semra Öncü
3. Erol Mir
Rektörlüğe 2. sıradan bildirilen Semra Öncü atandı. (28.11.2006)
CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Faruk Kocacık 163 oy
2. Mehmet Bakır 115 oy
3. Emin Yener Gültekin 68 oy
Yükseköğretim Kurulu Sıralama:
1. Faruk Kocacık
2. Mehmet Bakır
3. Emin Yener Gültekin
Rektörlüğe 2. sıradaki Mehmet Bakır atandı. (06.07.2004)
DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ
Üniversite sıralama:
1. Güner Önce 141 oy
2. İ. Göktay Ediz 49 oy
3. M. Tevfik Bayer 48 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. İ. Göktay Ediz
2. Güner Önce
3. M. Tevfik Bayer
Üniversitede 1. sırada gelip YÖK tarafından 2. sırada Cumhurbaşkanlığına bildirilen Güner Önce rektör atandı.
FIRAT ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Ahmet Feyzi Bingöl 245 oy
2. Mehmet Hamdi Muz 159 oy
3. S. Sırrı Kılıç 112 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Ahmet Feyzi Bingöl
2. Mehmet Hamdı Muz
3. S. Sırrı Kılıç
Üniversite seçiminden 2.olan Mehmet Hamdi Muz rektör olarak atandı. (06.07.2004)
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Rıza Ayhan 1064 oy
2. Kadri Yamaç 366 oy
3. Refik Turan 53 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Rıza Ayhan
2. Kadri Yamaç
3. Refik Turan
Üniversite seçiminden 2. sırada gelen Kadri Yamaç rektör olarak atandı. (06.07.2004)
GİRESUN ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Mehmet Tüfekçi 25 oy
2. Osman Metin Öztürk 8 oy
3. Metin Berber 4 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Mehmet Tüfekçi
2. Metin Berber
3. Osman Metin Öztürk
Üniversite seçiminden 2. olarak gelen ve Cumhurbaşkanlığına 3. sıradan bildirilen Osman Metin Öztürk rektör atandı.
HİTİT ÜNİVERSİTESİ
Üniversite Sıralama:
1. Serdar Kılıçkaplan 22 oy
2. Satılmış Basan 10 oy
3. Suat Kıyak 7 oy
Yükseköğretim Kurulu
Sıralama:
1. Nadim Macit 4. sıra 7 oy
2. Serdar Kılıçkaplan
3. Satılmış Basan
Üniversite seçiminden 4. sırada gelen Nadim Macit YÖK tarafından 1. sırada Cumhurbaşkanlığına bildirildi. Serdar Kılıçkaplan rektör olarak atandı.
SON 4 YIL İÇİNDE ÜNİVERSİTELERDE KADROLAŞAN REKTÖRLER SEÇİMİN GALİBİ OLDU. İŞTE ATAMA LİSTESİ:
YILLAR 2004 2005 2006 2007
Üniversite Prof. Doçent Yrd.Doç. Toplam Prof. Doçent Yrd.Doç. Toplam Prof. Doçent Yrd.Doç. Toplam Prof. Doçent Yrd.Doç. Toplam Gen. Top.
Akdeniz 12 13 4 29 15 47 28 90 30 11 54 95 5 41 52 98 312
Ankara 84 44 20 148 41 29 36 106 71 40 29 140 1 1 3 5 399
Atatürk 30 40 117 187 16 57 89 162 33 64 47 144 17 43 62 122 615
Boğaziçi 0 0 0 3 6 9 22 37 14 10 21 45 9 11 21 41 123
Cumhuriyet 11 25 26 62 9 14 21 44 10 24 41 75 12 12 37 61 242
Çukurova 21 10 0 31 35 77 33 145 26 38 33 97 17 22 20 59 332
Dicle 27 17 18 62 2 15 22 39 18 24 75 117 6 29 49 84 302
Dokuz Eylül 13 2 22 37 11 31 31 73 49 42 35 126 23 35 47 105 341
Ege 40 52 47 139 45 15 36 96 65 106 51 222 55 40 45 140 597
Erciyes 9 17 14 40 18 29 37 84 21 42 46 109 14 22 88 124 357
Fırat 14 32 31 77 20 24 47 91 28 43 43 114 22 34 43 99 381
Gazi 62 57 0 119 49 31 114 194 60 56 64 180 56 80 143 279 772
Gaziantep 2 9 11 22 10 5 22 37 21 4 31 56 17 33 54 104 219
İnönü 6 3 15 24 7 28 26 61 17 21 18 56 9 21 23 53 194
İstanbul Teknik 20 26 25 71 27 29 35 91 30 25 32 87 24 33 38 95 344
Karadeniz Teknik 1 3 0 4 18 21 54 93 31 35 75 141 14 29 61 104 342
Ondokuz Mayıs 9 12 7 28 15 18 32 65 28 39 40 107 16 35 58 109 309
Ortadoğu Teknik 0 1 6 7 15 20 46 81 15 19 25 59 13 17 33 63 210
Süleyman Demirel 6 25 19 50 19 26 49 94 30 47 32 109 18 31 79 128 381
Trakya 1 1 2 4 12 18 46 76 18 33 38 89 9 18 52 79 248
Uludağ 13 11 16 40 32 18 11 61 2 16 1 19 42 65 34 141 261
Yıldız Teknik 11 9 22 42 14 6 29 49 20 13 90 123 14 7 19 40 254
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE REKTÖRLER NASIL BELİRLENİYOR?
ABD: Rektör, Aday Tespit Komitesinin belirlediği kişiler arasından Mütevelli Heyeti tarafından genellikle süresiz olarak atanır.
Avustralya: Aday tespit komitesinin belirlediği kişiler arasından Council’ce 5-7 yıl süreyle atanır.
Avusturya: Rektör, Üniversite Meclisince ilgili üniversitenin profesörleri arasından 2 yıllık süreyle seçilir ve federal bilim ve araştırma bakanınca atanır.
Belçika: Akademik Konseyin ilgili üniversitenin profesörleri arasından önereceği 3 rektör adayından biri, eğitim bakanı tarafından seçilir ve kral tarafından 4 yıl süreyle atanır. Üniversitede idari işleri ayrı biri yürütür ve eğitim bakanı tarafından atanır. Mali işleri yürütecek kişi de maliye bakanınca atanır.
İngiltere: Oxford ve Cambridge dışında diğer üniversitelerde farklı atama var. Bağlı kolejlerin müdürleri arasından, en kıdemli öğretim üyelerinden oluşan Regent House tarafından Oxford’da 4, Cambridge’te 2 yıl süreyle seçilir. Diğerlerinde Aday Tespit Komitesinin belirlediği kişiler arasından Council’ce süresiz olarak atanır.
İskoçya: Üniversitede yetkili yönetici Aday Tespit Komitesinin belirlediği kişiler arasından Court’ça süresiz olarak atanır. Rektörü ise öğrenciler 3 yıllığına seçer.
Galler: Üniversiteyi oluşturan 5 fakültenin dekanları rotasyonla bu görevi yapar.
Danimarka: Rektör, Konsistorium tarafından ilgili üniversitenin profesörü ve doçentleri arasından 2 yıl süreyle atanır. Administrationchef, eğitim bakanı tarafından atanır.
Almanya: Rektör, üniversitelerin profesörleri arasından Seçici Komisyon tarafından önerilir ve eyalet eğitim bakanınca 2 yıl süreyle atanır. President ise profesör, öğrenci ve idari personel temsilcilerinden oluşan küçük bir heyet tarafından seçilir ve eyalet eğitim bakanınca en az 4 yıl süreyle atanır.
Fransa: Rektör millî eğitim bakanınca atanır. President ise öğretim üyeleri, öğrenci ve idari personel temsilcilerinin oluşturduğu konseyde önerilir ve millî eğitim bakanı tarafından atanır. Üniversitenin idari işlerini yürüten genel sekreter ve mali işlerini yürüten sayman, millî eğitim ve maliye bakanlarının ortak kararıyla atanır.
Hollanda: Rektör, Bakanlar Kurulunun belirlediği adaylar arasından kraliçe adına eğitim, kültür ve bilim bakanınca 2 yıl süreyle atanır. Ayrıca mali ve idari işlerden sorumlu Secretaris, College van Bestuur tarafından atanır.
İsveç: Seçici Kurulun seçtiği aday, Senatonun önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca 6 yıllık süreyle atanır. Ayrıca mali ve idari işlerden sorumlu üniversite direktörü Bakanlar Kurulunca atanır.
İsviçre: Kanton üniversitelerinde rektör, üniversitenin profesörleri arasından 1 ile 4 yıl arasında değişen süreyle seçilir ve kantonun eğitim bakanınca atanır. Federal teknik üniversitelerde rektör, Federal hükûmetçe 5 yıl süreyle atanır.
İtalya: Rektör, üniversitenin profesörlerince kendi aralarında 3 yıllık bir süreyle seçilir ve cumhurbaşkanınca atanır. Üniversite direktörü eğitim bakanı tarafından atanır.
Japonya: Üniversite Konseyince ilgili üniversitenin profesörleri arasından seçilir ve yerine göre vali, belediye başkanı veya eğitim, kültür ve bilim bakanı tarafından atanır. Bu kişilerin seçilen adayı reddetme hakkı vardır.
Kanada: Aday tespit komitesinin belirlediği kişiler arasından Board of Governors tarafından 5 veya 6 yıl süreyle atanır.
Norveç: Rektör, Üniversite Senatosunca ilgili üniversitenin profesörleri arasından 2 veya 4 yıllık bir süreyle seçilir ve kral tarafından atanır. Üniversite direktörü Bakanlar Kurulunca atanır.
Portekiz: Temsilciler Kurulunca ilgili üniversitenin profesörleri arasından 3 yıl süreyle seçilir ve eğitim bakanı tarafından atanır. Administrator, eğitim ve kültür bakanı tarafından atanır.
Yeni Zelenda: Aday Tespit Komitesinin belirlediği kişiler arasından, Council tarafından süresiz olarak atanır.
Yunanistan: Seçiciler Kurulunca ilgili üniversitelerin profesör ve doçentleri arasından 3 yıl süreyle seçilen rektör ve rektör yardımcıları eğitim bakanı tarafından atanır.
(Aksiyon)
-
harun ünal 16 yıl önce Şikayet Etgüzel bir makale.... evet çok doğru bir makale teziç ve sezer mahvetti kadroları şimdi sıra gül ve özcan da değilmi sayın yazar...onlarda mahvetsin...zaten mahvedilmeye alışkın bir milletiz...Niye kimse çıkıpta bugüne kadar gelen çarpıklığı düzeltmeye çalışmıyorda yok efendim şu buraya kadrolaştı bu buraya kadrolaştı demek ki işinize öyle geliyor...Siz kadrolaşınca birşey olmuyor onlar yapınca ya adamlar mahvetti ülkeyi hep kadrolaştılar...Biz bu mantıkla bir adım gelişemeyiz ve sürekli geri gitmeye mahkum oluruz...Beğen Toplam 1 beğeni
-
saffet 16 yıl önce Şikayet Et.... biz laik bağımsız Türkiye Cumhuriyetiyiz ama bu ülkeyi halkından çok REKTÖRLER,ERGENOKONLAR,AB,ABD,İSRAİL gibi birbiriyle sıkı dost olmuş gurplar yönetiyor.(ÖRNEĞİN:Rektör Yücel Aşkını suçu olduğu halde cezasını veremedik.kimse bu ülkede adalet,laiklik ve demokrasi var demesin.Beğen
-
engin temiz 16 yıl önce Şikayet Etçok faydalı bir makale.tşkler. çok güzel bir araştırma ve faydalı bir makale olmuş.hazırlayanlara teşekkürler... dünyada neler olup bitiyor görmek gerek.Demekki neymiş: ATATÜRKÇÜYÜZ,ÇAĞDAŞIZ,LAİKİZ diyenlerin bu konuda da ATATÜRKü kullandıkları ve ATATÜRKün hedeflerini zerre kadar gercekleştiremedikleri görülmüştür.Bakın ihsan doğramacı vaktiyle ne kadar dogru şeyler savunmuş,işte gerçek ATATÜRKÇÜ o insandır,çağdaştır. ATATÜRKÇÜLÜK SADECE PROBLEM ÜRETMEK OLMAMALI! Üniversitelerimizi bitirdiler mahvettiler maalesef!Beğen