Türkiye'nin 6 minareli camileri
19.02.2010
04:37
1
/ 3
Aslıhan Köşkekoğlu'nun haberiAltı minareli cami denince akla sadece Sultanahmet gelir, soranlara o söylenir. Yolunuz düşer mi bilmeyiz ama Mersin ve Adana'da iki camiden de altı minare birden yükseliyor semaya. Mersin'deki Hz. Mikdat Camii ve Adana'daki Sabancı Merkez Camii, hem altı minareli olmaları hem de mimari özellikleriyle görülmeye değer.
Rivayet o ki; Sultanahmet Camii'nin mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa, dönemin padişahı I. Ahmet'in 'altın' minareli cami isteğini 'altı' minareli anlamış, camiye altı minareyi birden konduruvermiş. Minarelerin dördünde üç, ikisinde iki olmak üzere toplam 16 şerefenin bulunması da I. Ahmed'in 16. padişah olduğunu gösterirmiş. Ancak Osmanlı tarihine göre Sultan I. Ahmed 14. padişah. Bu farklılık da Yıldırım Beyazıt'ın iki oğlu Emir Süleyman ve Musa Çelebi'nin Fetret Devri'nde tahta geçmedikleri halde padişah sayılmasındanmış.
Sultanahmet Camii-İstanbul
Sultanahmet'in 6 minaresinin üzerinde dolanan hikâyeler bunlar. Ancak doğruluğu kesin olan bilgiler var ki, Türkiye'nin 6 minareli ilk ve tek selatin (Osmanlı sultanları ve ailesi tarafından yaptırılan ve sultan camileri) camii Sultanahmet. Ancak genel kanının aksine tek altı minareli cami değil. Sultanahmet'in dışında iki cami daha var, tüm heybetiyle 6 minarenin birden gökyüzüne yükseldiği. Baharın gülen yüzünü yeni yeni gösterdiği bir günde Adana'daki Sabancı Camii ve Mersin'deki Hz. Mikdat camilerine düştü yolumuz...
2
/ 3
Hz. Mikdat Camii (Muğdat Camii) - MersinMikdat Camii, külliye özelliği taşıyor
Türkiye'deki altı minareli camilerden biri Mersin'deki Hz. Mikdat Camii. Ancak Muğdat Camii olarak biliniyor daha çok. Temeli 1987'de atılan cami 1992'de ibadete açılır. O günkü şartlarda Mersin için büyük bir ihtiyacı karşılar. Zamanla yine yetersiz kaldığı fark edilir ve 1999 yılında bin kişilik daha ilave yapılır. Var olan dört minaresinin yanına iki tane daha eklenir. Uzunlukları 91 metre olan, üçer şerefeli 6 minaresi var şu anda caminin. Toplam iç cemaat kapasitesi ise 6000 kişi. Batı ve arka kısımdaki dış revaklarla birlikte 10.000 kişiye kadar çıkıyor. Mimaride Selçuklu ve Osmanlı sanatının izleri görülüyor. Ayrıca, konferans salonu, kütüphane, aşevi, misafirhane, sağlık ocağı ve diğer birimleriyle külliye özelliği taşıyor cami.
Asker ve hac uğurlamaları camiden yapılıyor
Cami manevi gün ve gecelerde dolup taştığı gibi, umre, hac, asker uğurlamalarında da merkez konumunda. Eş dost herkes toplanıyor, yakınlarını gidecekleri yere dualarla gönderiyor. Caminin 12 yıllık imamı Ali Vural, Kadir Gecesi'nde görülmeye değer bir manzara olduğunu söylüyor. Vakit namazlarında 300-500 kişiyi ağırlayan cami cuma namazlarında dolup taşıyor. Merkezi ezan sistemiyle tüm Mersin'in ezanı Hz. Mikdat Camii'nden gidiyor. Vaazlarda Kıbrıs'taki camilere de yayın yapılıyor.
Cemaat bidatlardan rahatsız
Caminin hemen yanında sahabeden Hz. Mikdat bin Esvet el Kındi'nin makamı var. Zaten cami de ismini buradan alıyor. Mikdat bin Esvet'in kabrinin orada olduğuna inanılıyor ama Ali Vural kabrinin olmadığını, sadece makamı olduğunu söylüyor. Türbenin etrafını temizlerken gördüğümüz Kader Mansuroğlu, 25 senedir ücretsiz yapıyormuş türbenin bakımını. Gelenler kenarındaki ağaçlara bez bağlıyor, ev, iş diliyor. Nazar için, dilekleri için tütsü yakanlar da var. İsteyen yanında getiriyor, olmayan için tanesi 75 kuruşa muska şeklindeki tütsüler satılıyor. Almanya'dan Arabistan'dan gelenler oluyormuş. Ancak cami cemaati ve yönetimi türbe etrafındaki bu uygulamadan rahatsız. "Tevhid inancına uygun olmayan davranışların caminin avlusunda yapılması kötü." diyorlar. Ayrıca dışarıdan gelenler camiye ait zannediyor, 'Camiye ait bir yerde nasıl böyle bir şey yapılır?' diye sorguluyormuş. Hem vakıf hem ilçe müftülüğü kanalıyla birtakım müracaatlarda bulunulmuş ama cemaat ve cami yönetimi kesin sonuç alacakları günü bekliyor.