Dergilerin Nisan sayılarında ne var?
YAĞMUR NİSAN 20211
Yağmur, her sayımızda olduğu gibi sayfalarını maneviyat soluklu bir baş yazı ile açıyor ve geçen sayımızda ilk bölümünü yayımladığımız ‘Ve Gaybın Son Habercisi’, ikinci bölümüyle nihâyete eriyor. İnsanlık tarihinde iman ve aksiyonu, başkaları ile mukâyese edilmeyecek ölçüde, atbaşı götürebilmiş tek kişinin Hazreti Muhammed [sallallahu aleyhi ve sellem] olduğu hususu üzerinde durulan baş yazımız bütün nifak, şikak ve fitne ateşlerinin sönmesi için Efendimiz’e yapılan bir niyazla noktalanıyor.
Edebiyat teorileri üzerine inceleme yazılarıyla tanıdığımız Korhan Altunyay, bu kez, yazılı her metnin kendinden evvel vücuda getirilmiş metinlerle münâsebetini sorgulayarak, edebî eserlerde geleneğin izini sürüyor.
Bu sayımız, yeni imzalar bakımından oldukça zengin. ‘Kâbus’ isimli hikâyesiyle Yağmur sofrasına diz kıran, Ahmet Alp Altay, ‘İran Notları’nı bizimle paylaşan, Muammer İskenderoğlu, ‘Kaybetmek Ânı’nın muhasebesini yapan Cengiz Aydın, ‘Uykusuz Şehir: Batman’la Abdülbaki Kerçin, ‘Uzun Yağan Yağmurlar’ı değerlendiren Yalçın Yaman ve son olarak, ‘Bir Yazarın Zihninde’ seyahate çıkan Sermed Öğretim. Sıraladığımız bütün kalemlere hoş geldiniz diyor, yeni yazılarını da sayfalarımız vasıtasıyla sizlere ulaştırmayı ümit ediyoruz.
Seri yazılarımız devam ediyor. Tatarlı Günlüğü’yle Hüdayi Can, Hikâye Mektupları’yla A. Erdem Sözeri ve Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Edebiyata Dair Fikirlerini Anlama Yolculuğu’yla Ali Osman Dönmez sayfalarında okurlarını bekliyor.
Yıl boyunca her sayımızda yeni yayımlanmış bir eseri mercek altına alacak olan Sezai Coşkun, bu ay sayfalarında Siret-i Meryem isimli çalışmasıyla Sibel Eraslan’ı misafir ediyor.
Son olarak, bir yazıya daha dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Usta işi hikâyelerine yenilerini eklemeye devam eden Recep Şükrü Güngör, Cam Göbeği Yeşili’yle çıtasını daha yüksek bir yere koyuyor. Kendisini hemen ele vermeyen, keskin bir dikkat isteyen bu hikâyeyi bitirdiğinizde, damağınızda şerbetli bir tadın kalacağını söyleyebiliriz
sınır ve son problemi, fizik-metafizik ilişkisi, değişik boyutların varlığı, gaybın bilinmesi… vb çok değişik konularda müthiş deliller ortaya çıkartan bir inkişaf sahası olmuştur.” diyor.
Her yıl daha geniş kitleler tarafından büyük bir iştiyakla kutlanan “Kutlu Doğum” etkinlikleri ise hepimiz için başlı başına mutluluk kaynağı. Her vesileyle O’nu (sav) anlatmak, en mühim görev ve aynı zamanda aşk meselesi. Bu sayımızda da Ahmet Tekin Hocanın kaleminden "Hz. Peygamberin Doğumu-Çocukluğu-Gençliği" ve "Evliliği ve Risaleti" bir kez daha işlendi...
Yine bu sayıda yakın zamanda Rabbine kavuşan, çok değerli bir İslam âlimi olan Tahir Büyükkörükçü’yü rahmetle anıyor. Bu vesileyle oğlu Abdurrahman Büyükkörükçü’yle yapılan mülakatla o güzel insanı okuyucularımıza anlatmakla bir kez daha kendisini dualarla uğurlanmış...
Ali Faik Yurtöven Efendi ise yazısında, Ehl-i Beyt sevgisinin ne büyük bir hazine oluşunu ayet ve hadislerle geniş bir şekilde işlemekte. Seyyid Enver Geylani Efendi ise yazısında Hazreti Ali (Ra.) Efendimizin üstün meziyetlerini; ilim, hikmet ve idrakini bizzat bir ehl-i beyt olarak kendisi okurlarımıza anlatmakta. Eyyübi Işıksal ise “Bir Gün Ezanlar Okunur Göz Yaşlarıyla” isimli yazısında, yakın tarihimizde dini yozlaştırma amacına yönelik olarak ezanın Türkçe okuduğu zamanların ne denli bir toplumsal acıya dönüştüğünü, akabinde yapılan düzeltmelerin toplumda nasıl tarifsiz bir mutluluğa dönüştüğünü gayet güzel bir şekilde anlatmakta…