Köyde doğup şöhret olan ünlüler
07.05.2010
22:37
6
/ 6
İBRAHİM TATLISES
Şöhretler dünyasının en etkileyici başarı öykülerinden birinin kahramanı İbrahim Tatlıses. İşte Tatlıses'in Şanlıurfa'da bir mağarada başlayıp yüzlerce kişinin ekmek yediği bir imparatorluğun tahtına geçişinin kısa öyküsü.Küçük yaşlarında sinema salonlarında su satan hatta bir ara bu yüzden seyircilerden birinin "sus ulan seni mi dinleyeceğiz" diye kendisini tokatlayan o adama cevabı gibi yıllardır Türkiye'nin popüler kültür tarihinin en etkileyici seslerinden biri olmayı sürdürüyor Tatlıses. 1952 yılında Şanlıurfa'da bir mağarada doğdu Tatlıses. 7 kardeşin en büyüğüydü. Babası ciğerci Mehmet, o doğduğunda cezaevindeydi.
Yoksulluk yüzünden okuyamadı belki ama Urfa'da düzenlenen geleneksel sıra gecelerinin vazgeçilmez solistlerinden biri oldu. Sonunda bir Adanalı sinemacı onu keşfetti ve Tatlıses'in ya da o zamanki adıyla İbrahim Tatlı'nın yolu, Adana'ya oradan da Ankara'nın pavyonlarına uzandı. Daha sonra da İstanbul'a göç etti. Daha yoldayken kendi kendine bir karar verdi: "Bu koca şehir onu yutamayacaktı." İstanbul'a geldiğnide tanıştığı ilk kişi ona soyadını da veren Yılmaz Tatlıses oldu. Kara Kız ve Beni Yakma Gel Sevdiğim adlı 45'likleriyle müzik dünyasına adım attı Tatlıses.
"Ayağında kundura, yar gelir dura dura diye" yanık sesiyle söylediği türküyle başlayan yol onu bugünlere getirdi. Yoksul bir ailenin mağarada doğan "mektep- medrese görmemiş" hatta bir ara İstanbul'a geldiğinde inşaat işçiliği yapan oğlu İbrahım Tatlı, artık şanı Türkiye sınırlarının dışına da taşan İbrahim Tatlıses'ti.