Asrın ulemasının dilinden Bediüzzaman
03.05.2011
10:37
4
/ 23
Tahir Büyükkörükçü Hoca'nın oğlu Abdurahman Büyükkörükçü Hoca anlatıyor:
Konyamızda Bediüzzaman Hazretlerinin kardeşi Abdülmecid Efendi öğretmenlik yapmış. Babacığımla tanışmışlar, sevişmişler. Abdülmecid Efendinin vefatında(1967) Kapı Camiinin Kürsüsünde namazdan önce babam vaaz etmiş. Biliyorsunuz, Abdülmecid Efendi Üçler Mezarlığında medfundur..
Babam derdi ki; O gün güzel, bereketli bir vaaz oldu. Gece rüyamda Bediüzzaman hazretlerini gördüm. Hazretle bir yolda beraber yürüyoruz. Benim de onun da üzerinde pardösü var. Yan yanayız. Ellerimizi birbirine kenetlemişiz. Ama şöyle görüyorum. Kan onun vücudunda deveran ediyor. Kolundan gelip benim koluma giriyor. Aynı kan benim vücudumda deveran ediyor, Bediüzzaman hazretlerinin vücuduna geçiyor.
Babacığım bu rüyayı gözyaşlarıyla bize anlatırdı. Karşılıklı bir sevgi var ki, Cenab-ı Hak böyle bir rüyayı lütfetmiş.
Bediüzzaman hazretlerinin o zor şartlardaki mücadelesine babam hayrandı. Mesela Bediüzzaman hazretleri sakal bırakmamış ve evlenmemiş. Sünnetlerin tatbiki konusunda babacığımın çok ciddi bir titizliği vardı. Bu konuda hayatı boyunca kimse taviz verdiğini ben duymadım.
Ama Bediüzzaman hazretleri bu konuda müdafaa ediyor ve kendisinden naklen diyordu ki; Ben nasıl evleneyim? Hayatımın yüzde doksanı cezaevlerinde, hapishanelerde geçmiş. Aile hukukuna riayet edemezdim ki. Onun için evlenemedim.
Her girdiğimde sakalımı keseceklerdi. Resul-i Ekrem(Sallalahu aleyhi ve sellem) bir sünneti onların elinde ihanet aleti olmasın, oyuncak olmasın. Onun için sakal koymadım ifadeleriyle Bediüzzaman hazretlerini, koca üstadı müdafaa ederdi.