İstanbul'un turistik yerleri
İstanbul Arkeoloji Müzesi
Türkiye’nin ve İstanbul’un en eski müzesi olma unvanını taşıyan İstanbul Arkeoloji Müzeleri Osmanlı Devleti tarafından Türkiye Cumhuriyetine miras kalan, dünyaca ünlü çok önemli bir kurum olan Müze-i Hümayun’un günümüzdeki devamıdır.
Bir milyondan fazla Eski eserlerin ve kalıntıların sergilendiği müze eskilerin aksine önemli bir şekilde çok modern bir düşünce ile Dünya’da Müze olarak inşa edilen ender yapılardandır.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri olarak çoğul bir isimle anılma sebebi ise bir arada bulunan Çinili Köşk, Arkeoloji Müzesi, Eski Şark (Doğu ) Eserleri olmak üzere 3 ayrı köşkteki müzeleri aynı çatı altında toplamasından kaynaklanır.
1869 yılında kurulan Müze-i Hümayun, 13 Haziran 1891 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri olarak resmen açılmıştır. Osmanlı döneminde Galatasaray Lisesi (Mektep-i Sultaniye) öğretmenlerinden Edward Goold ilk müze müdürü olarak kayıtlara geçtiyse de İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Sadrazam Edhem Paşa’nın oğlu Osman Hamdi Bey’in müze müdürü oluşuyla Dünya sahnesinde ve Türk müzeciliğinde önemli işler yaparak derin izler bırakmıştır.
Nemrud Dağı, Myrina, Kyme ve diğer Aiolia Nekropolleri’nde ve Lagina Hekate Tapınağı’nda kazılar yapmış ve burada elde edilen eserlerin müzede toplanmasını sağlamıştır.
1887-1888 yıllarında günümüzdeki Lübnan’da bulunan Sayda’da yaptığı kazılar sonucunda Krallar Nekropolü’ne ulaşmış ve dünyaca ünlü İskender Lahdi başta olmak üzere pek çok lahit’i Türk Müzeciliğine kazandırmıştır.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri kompleksinde; Hammurabi Kanunları, tarihteki ilk Aşk Şiiri, tarihteki ilk barış antlaşma Kadeş Antlaşması, Mısır’daki mezar buluntuları ve İskender Başı Heykeli gibi dünyaca ünlü eserler sergilenmektedir.
İstanbul’daki Neo-Klasik mimarinin en güzel ve görkemli örneklerinden olan Arkeoloji Müzesi, ihtişamı ile son derece dikkat çekici bir mimariye sahiptir. Uzun cephede geniş merdivenlerle ulaşılan iki girişi, dörder sütun ve alınlıklarla bir tapınak görünümündedir.
Alınlıkta Müzeyi yaptıran padişah 2.Abdülhamid’in mührü yer almaktadır.
Müze kompleksi içinde bulunan Çinili Köşk’te; 11.- 20.yüzyıl başlarının tarihini taşıyan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yaklaşık 2000 çini eserleri bulunmaktadır. Çinili köşkün odalarında Kütahya, Çanakkale, İznik olmak üzere çeşitli yerlerde yapılan çinilerin yapıldıkları yere göre ayrı sergilenmektedir.
Eski Şark (Doğu) Eserleri Köşkünde ise; Anadolu ve Mezopotamya’nın Yunan öncesi, Mısır ve Arap Yarımadası’nın İslam öncesi çağlarına ait eserlerinden oluşur. Bu eserlerin bir çoğu 19. yüzyıl sonunda başlayıp, I. Dünya Savaşı’na kadar süren arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmış ve bu ülkelerde o dönemde hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’a getirilmiştir. Bu bölümdeki eserler de bulundukları bölgeler ve kronolojik sıralarına göre bir arada sergilenmektedir.
İstanbul Sultanahmet semtinde, Gülhane Parkı’ndan Topkapı Sarayı’na çıkan Osman Hamdi Bey yokuşunda yer alan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, 1993 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi seçilerek “Avrupa Konseyi Müze Ödülü”nü almıştır.