Hürriyet Gazetesi yazarı Oya Armutçu, bugünkü köşe yazısında çarpıcı bir konuyu ele aldı. Okurlarından gelen sorularını yanıtlayan Armutçu'nun köşe yazısı şu şekilde;
"Birçok okurum konut kredisi faizleri düşmeden birkaç ay önce çektikleri kredilerde faizin düşürülmesi için yapılandırma istediklerini ancak bankalarından "ret" yanıtı aldıklarını yazıp "Bu adaletsizlik değil mi?" diye tepki gösteriyorlar. Hukuken ne yapabileceklerini soruyorlar.
Okurum K.D. ise "Bir yıl önce kamu bankasından konut kredisi çektim. Faiz oranı şimdi 0.64’e indi. Bense sözleşmede hüküm olduğu gerekçesiyle banka reddettiği için yüksek oranda faiz ödemeye devam ediyorum. Ayda 350 lira fark ediyor. Ne yapabilirim?" şeklinde bilgi almak istiyor.
DAVA AÇMAK MÜMKÜN
Tüketici uyuşmazlıklarında yıllarca bilirkişilik yapan avukat Dr. Serkan Ağar'a sorularını yönelttim. Ağar'a göre bu durumda bankalara karşı dava açmak mümkün. Banka ile yapılan sözleşmede, "Eski krediler etkilenmez" şeklinde aksine hüküm konulsa bile tüketici mahkemesine başvurabilirsiniz. Ödediğiniz bedelle krediniz yapılandırılsaydı, ödeyeceğiniz bedel arasındaki farkı da bankanızdan talep edebilirsiniz. Şöyle:
İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEBİLİRSİNİZ
"Konut kredisi kullandınız. Ancak size uygulanan faiz oranının bugünkü faizlere göre yüksek olduğunu fark ettiniz. Bankanızla görüştünüz. Durumu izah ettiniz. 'Maalesef yapılandırma yapamıyoruz' cevabını aldınız. Peki ne yapacaksınız? Ortada ciddi bir mağduriyet ve haksızlık var. Hukukun görevi buna çözüm üretmek. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1 maddesine göre gecikme nedeniyle ciddi bir zararın doğmasından endişe eden tüketici, tüketici mahkemesine başvurarak kredinin yeni faiz oranları üzerinden yapılandırılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini isteyebilir.
HAKİM DURUMUN KÖTÜYE KULLANILMASI
6502 sayılı kanunun 39/4 maddesi delaletiyle Konut Finansmanı Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 12/1-a bendi uyarınca kredi faiz oranında değişiklik yeniden finansmanı gerektirir. Bankaların konut kredilerini yapılandırmaması, hâkim durumun kötüye kullanılmasıdır. 4054 sayılı kanunun 58. maddesi kapsamında, tüketici mahkemesi olayın hâkim durumun kötüye kullanılması olup olmadığını bilirkişiye tespit ettirebilir. Siz de böylece ödediğiniz bedelle krediniz yapılandırılsaydı ödeyeceğiniz bedel arasındaki farkı bu dava yoluyla bankanızdan talep edebilirsiniz.
İSTER YAKIN İSTER UZAK TARİH
İster yakın bir tarihte, isterse bir yıl önce çekilmiş olsun, tüm tüketicilerin yapılandırmadan yararlanması mümkün. Kanunda böyle bir sınırlama yok.
AKSİNE HÜKÜM HUKUKEN GEÇERSİZ
Kredi oranında tüketici lehine olan değişikliğin eski tarihli kredilere uygulanmayacağına dair sözleşme hükümleri ise 6098 sayılı kanunun 20 ile 25 ve 6502 sayılı kanunun 6. maddesi uyarınca bir genel işlem şartının (sözleşme hükmünün) haksız şart olarak kabul edilebilmesi için aranan açık ve haksız oransızlık unsurunu içeriyor. Zira sözleşmenin bir hükmü, tüketicinin bir menfaatini açıkça ihlal ediyorsa, artık bu kaydın hukuken geçerli olduğunu söyleyemeyiz. Dolayısıyla kredi oranlarında tüketici lehine değişiklik olması halinde, eski tarihli kredi sözleşmelerinde bu durumun yapılandırma hakkı vermediği yazılı olsa dahi, bu hüküm hukuken geçersiz olduğundan, tüketici bu değişiklikten kuşkusuz yararlandırılmalıdır.
DAVA DIŞI NASIL BİR YOL İZLENEBİLİR?
Dava dışında kolay bir yol var. Ama bunun için çözüm bankalarda. Bankanız kredinizi yapılandırmaya yanaşmıyorsa, başka bir bankadan daha düşük oranda kredi çekip bununla eski kredinizi kapatmak suretiyle daha uygun belirlenen yeni kredi taksitlerinizi diğer bankaya ödemeye devam etmeniz mümkün. Eski bankanızda kredinizi kapatırken erken kapamadan dolayı yüzde 1 ve yüzde 2'lik yasal sınırı aşan ödeme yaptıysanız bunu da tüketici mahkemesine başvurarak eski bankanızdan isteyebilirsiniz. Bu uygulama bankalara yabancı değil. Keşke bu yol tercih edilse ve tüketiciler yine mahkeme kapılarında adalet aramasa. Ben yakın zamanda bankaların yapılandırma konusunda tüketicilerle uzlaşacağını düşünüyorum. Zira ciddi bir kamuoyu var."