Yeni tip corona virüs pandemisi nedeniyle dünya genelinde ölenlerin sayısı 3 milyona yaklaşırken bilim insanları bir sonraki salgınla ilgili endişelerini dile getirdi.
Araştırmacılar zengin biyoçeşitliliğe sahip ormanların yok olması ve yerlerini tek tip tarım bitkilerini alması nedeniyle hastalıkların diğer türlere uğramadan doğrudan insanlara geçtiğini ifade etti.
Bu durum nedeniyle son 30 yılda Covid-19 ve Ebola da dahil olmak üzere 110’u aşkın bulaşıcı hastalığın insanlar arasında dolaşıma girdiği belirtildi.
SALGINLARIN TEMEL NEDENİ BİYOÇEŞİTLİLİĞİN AZALMASI
Fransız Ulusal Bilimler Araştırma Merkezi tarafından yapılan yeni bir araştırmada, yeni tip corona virüs ve benzeri salgın hastalıklarının biyoçeşitliliğin azalmasının bir sonucu olduğu belirtildi. Bununla birlikte araştırmacılar, ormansızlaşma ve tek çeşit bitkilerin ekildiği arazilerin yoğun olduğu bölgelerde yeni salgınların görülme olasılığının daha yüksek olduğunu söyledi.
TEK TİP AĞAÇLANDIRMANIN FAYDASINDAN ÇOK ZARARI VAR
Frontiers in Veterinary Science'ta yayınlanan makalede, arazi kullanım değişikliğinin Covid-19 gibi zoonotik (hayvan kökenli) virüslerin ve sıtma gibi vektör kaynaklı hastalıkların ortaya çıkmasında önemli bir faktör olduğu açıklandı. Bununla birlikte araştırma, ticari ormanlarda sıklıkla olduğu gibi, az sayıda türe çok dar bir şekilde odaklanırsa, ağaç dikmenin bile yerel insan toplulukları için sağlık risklerini artırabileceğini ortaya koydu.
YIRITICI HAYVANLARIN YOK OLMASI HASTALIĞIN ZAYIF TÜRLER ARACILIĞIYLA İNSANLARA GEÇMESİNE NEDEN OLUYOR
Çalışmanın yazarlar bu durumun nedeninin; hastalıkların sağlıklı, biyolojik çeşitlilik içeren bir ormandaki bir dizi yırtıcı hayvan tarafından filtrelenmesi ve engellenmesi olduğunu söyledi. Biyoçeşitliliğin fazla olduğu ormanların yerini bir palmiye yağı plantasyonu, soya tarlaları veya okaliptüs bahçeleri aldığında ise diğer türlerin yok olması nedeniyle hastalıklar doğrudan fareler ve sivrisinekler aracılığıyla insanlara yayılıyor.
Araştırmanın yazarlarından Serge Morand, “Bu modelin ne kadar net olduğuna şaşırdım. Ormanların insan sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre sağlığındaki rolüne daha fazla önem vermeliyiz. Bu çalışmadan alınan mesaj "ormanı unutma" şeklindedir" ifadelerini kullandı.
Bilim insanları çalışma kapsamında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Dünya Bankası, Gıda ve Tarım Örgütü ve Gideon gibi uluslararası kuruluşlardan alınan istatistikleri kullanarak dünyadaki orman örtüsü, tarlalar, nüfus ve hastalık eğilimleri arasındaki ilişkiyi inceledi.
SON 30 YILDA 110'U AŞKIN HAYVAN KÖKENLİ HASTALIK ORTAYA ÇIKTI
1990'dan 2016'ya kadar olan dönemde, biyoçeşitlilik engelini aşan 116 zoonotik (hayvan kökenli) hastalığın 3 bin 884 salgın başlattığı ve çoğunlukla sivrisinekler, keneler veya sinekler tarafından taşındığı ortaya konuldu.
ÇEVRE BİLİMLERİNDE ÇALIŞAN HERKES BREZİLYA HAKKINDA BÜYÜK ENDİŞE DUYUYOR
Bununla birlikte araştırmacılar, özellikle Amazon yağmur ormanlarının kötüleşen çevre sağlığından endişe duyuyor. Brezilya Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro yönetiminde, ülkede ormansızlaşma on yıldan fazla bir süredir görülmeyen seviyelere yükseldi ve halk sağlığı sistemleri o kadar yanlış yönetildi ki, ülke şu anda dünyadaki en kötü Covid ölüm oranına sahip.
Morand, "Çevre bilimleri alanında çalışan herkes Brezilya'da biyolojik çeşitlilik, iklim ve halk sağlığına ne olduğu konusunda endişeli. Orada stres artıyor. Amazon, dünya ekosistemi için hiç de iyi olmayan iklim değişikliği nedeniyle bir devrilme noktasına yakın. Devrilme noktasına ulaşırsak kuraklık, yangınlar ve tabii ki hastalık açısından sonuçlar çok kötü olacak” dedi.
"YENİ SALGINLAR İÇİN RİSK ÇOK YÜKSEK"
Bilim insanlarının, bir sonraki salgın hastalıkların ortaya çıkacağına dair endişenliği değer yerler arasında ise Kongo havzası ve etrafındaki Afrika ülkeleri, güneydoğu Asya'daki yağmur ormanları, Çin, Avrupa ve ABD'deki monokültür(tek tip) ağaçlandırma projeleri yer alıyor.
Araştırmacılar, "Sonuçlarımız, bulaşıcı hastalıkların salgınlarından yalnızca orman temizliğinin değil, aynı zamanda özellikle tropikal bölge dışındaki ülkelerde yeniden ağaçlandırmanın da sorumlu olduğunu açıkça gösteriyor. Yeni salgınlar için riskler çok yüksek.Hazırlanmamız gerekiyor" dedi.
Diğer taraftan araştırma, küresel olarak tarlaların hızla genişlediğini ve genel orman örtüsünün kademeli olarak azaldığını gösterdi. Yazarlar, salgın hastalıklar ve arazi kullanımı değişikliği arasındaki bağlantıları vurgulayan bireysel vaka çalışmalarına çok sayıda atıfta bulunarak argümanlarını destekledi.
Daha önce, dünyanın farklı bölgelerindeki araştırmacılarda benzer sonuçlara ulaştı. Brezilyalı bilim insanları ormansızlaşmanın sıtma salgını riskini artırdığını kanıtladı. Güneydoğu Asya'da araştırmalar’da ağaç kesmenin çeşitli hastalıklar için konak bir tür olan sivrisinek “Anopheles darling”i desteklediğini gösterdi. Batı Afrika'da da Ebola'nın ortaya çıkışında ormansızlaşmanın bir neden olduğu gösterildi.
AĞAÇLAR KESİLMEDEN ÖNCE İKİ KEZ DÜŞÜNÜLMELİ
Morand, çalışamnın yeni bir proje yapılmadan önce risk-yarar analizine hastalık risklerinin eklenmesi gerektiğini gösterdiğini ifade ederek, “Yeni plantasyonları veya madenleri düşünürken halk sağlığı maliyetlerini hesaba katmalıyız. Çünkü önce yerel halk, sonra dünyadaki herkesten sorumluyuz. Covid-19’un ne kadar kısa sürede yayılabildiğini gördük” dedi.
Kaynak: NTV