Büyük zenginlik orada! Cihat Yaycı'dan Ankara'ya çağrı: Yunanistan'ın izin talebi tüm dünyayla paylaşılmalı
Ancak Yunan-Rum ikilisi ihtiyaçları olduğu halde çok pişkince ve yüzsüzce, Türk deniz yetki alanlarından geçecek kablo için Türkiye'den bir güzergâh onayı alınmasını kabul etmemişlerdi. Peki araştırma gemileri nereye kablo döşeyecek? Güzergâh neresi olacak? Derinlikler nedir? Zemin taraması nasıl olacaktır? Yani ‘Biz karanlıkta otururuz ama Türkiye'nin bu deniz yetki alanını tanıyacak olan bu tür faaliyetlere karşı çıkarız.’ demişlerdir.
Bugüne kadarki uygulama budur. Ama Türkiye'nin inatla, taviz vermeden buna devam etmiş olması, ‘Eğer siz benden izin istemezseniz, kablo döşeme için güzergâh bildiriminde bulunmazsanız, ben ne kablo döşettiririm ne de araştırma yaptırırım’ duruşu netice vermiştir. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 79. maddesinin 3. paragrafı, şunu söyler: ‘Kıta sahanlığına kablo ve boru döşenecekse, takip edeceği hat, Münhasır Ekonomik Bölge sahibi devlet tarafından kabul edilmelidir.’
Bu şu demektir: Sahildar devlete güzergâh bildiriminde bulunacaksınız. Sahiller devlet uygun bulmazsa güzergâhı değiştirin diyebilir. Ama bu güzergâh bildirimi, deniz yetki alanını tanımak anlamına da gelir. Bugüne kadar bunu yapmamışlardı. Şimdi yaptılar."