Hasan Cemal'in beklediği son itiraf

"Evren'in ifadeye çağırılması ve ilk kez bir orgeneralin tutuklanması demokrasi için önemli" diyen Hasan Cemal, Birand'ın itiraflarının benzerini sağ kanattan beklediğini yazdı.

Hasan Cemal'in beklediği son itiraf
Hasan Cemal'in beklediği son itiraf
GİRİŞ 03.06.2011 10:58 GÜNCELLEME 03.06.2011 10:58
Bu Habere 13 Yorum Yapılmış

Hasan Cemal, gazeteci Mehmet Ali Birand'ın itiraflarının benzerini sağ cenahtan beklediğini yazdı. 

Demokrasi konusunda Türkiye'nin yaşadığı değişime dikkat çeken Cemal, "Darbeler değirmenine su taşımış sağcı, muhafazakâr, İslamcı, cemaatçi çevreler, kendi ‘demokrasi günahları’nı acaba ne zaman itiraf edecekler?.." diye sordu.

Yaşananların bir dönüm noktası olduğunu savunan Hasan Cemal,  değişen devre katkı istedi.

Günahlarını ne zaman itiraf edecekler?..

Milliyet’in geçen günkü sürmanşet haberlerine bakıyorum:

“Evren’e ifadeye gel telefonu!”

“İlk kez bir orgeneral tutuklandı.”

İki haber de çarpıcıydı.

Ve düşündürücüydü.

Çünkü, demokrasi konusunda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini gösteriyordu iki haber de.

Bu ülkede artık kimse hukuk-üstü kalamayacaktı, hukuk herkese dokunabilecekti.

Tartışabilirsiniz gelinen noktayı.

İtirazlarınız olabilir.

Ama meselenin özü budur.

12 Eylül gibi demokrasi ve hukukun, insan haklarının canına okumuş bir askeri darbenin liderinin, eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in otuz yıl sonra bile olsa, savcı tarafından ifadeye çağrılmış olmasının demokrasi açısından sembolik değeri büyüktür.

Bunun gibi, Harp Akademileri Komutanı olan Orgeneral Bilgin Balanlı’nın darbe suçlamasıyla tutuklanması da Türkiye’nin asker-siyaset-demokrasi üçgeninde bir başka ilktir.

Ve bir dönüm noktasıdır.

Dönüm noktasıdır, çünkü bu ülkede de artık Batı demokrasilerinde olduğu gibi, askerle siyaset arasında kalın bir çizgi çekilmeye başlamıştır.

Bu süreçte, Ergenekon ve Balyoz davalarıyla yüzde 58 evet ile sonuçlanan 12 Eylül referandumu’nun payları büyüktür.

Geçmişe baktığımızda, askerin eli her zaman siyasetin içinde oldu. Devlet içinde devlet gibi ya da eli silahlı siyasal parti gibi davrandı asker...

Mehmet Ali Birand haklıdır, “Genlerimizde darbecilik vardı” derken.

Şu sözleri bir gerçeği yansıtır:

“Bizim için, (yani laik merkez medya mensuplarının büyük bölümü için) öncelik demokrasi veya parlamento değildi. Genelkurmay daha önemliydi. Bundan daha normal bir şey olamazdı ki... Bizler öyle yetiştirildik. Genlerimize belki de farkına varmadan darbecilik işlendi. Komutanların üstünlüğünü sorgusuz kabul ederdik. Üniformaların pırıltısını yarı hayranlık, yarı korkuyla izlerdik. Bütün darbeleri anlayışla karşıladık, yardımcı olduk.” (19 Mayıs 11 tarihli Posta’dan)

Büyük medya-darbe konusunda, bir zamanların efsane gazete patronlarından, Hürriyet’in eski sahibi Erol Simavi’nin şu sözleri de çarpıcıdır:

“Basın için dünyada beş büyük kuvvetten biridir, dördüncü kuvvettir derler. Bu söz Türkiye için geçerli değil. Hakimiyet elbette kayıtsız şartsız milletindir. O başka. Ama birinci kuvvet ordu mu? Hayır basındır. İkincisi ordudur. Çünkü orduyu ihtilallere basın hazırlar.” (19 Mayıs 1988 tarihli Hürriyet’ten)

Simavi’nin bu sözleri de bir gerçeği yansıtır.

Ama artık devir değişiyor.

Darbeler de, darbe tezgahları da, darbeci zihniyet de bu ülkede eskisi gibi taraftar bulamıyor, savunulamıyor.

Demokrasi ve istikrar açısından askerin siyasete uzak durması fikri gitgide yaygınlaşıyor, kabul görüyor.

İtiraflar hiç kuşkusuz önemli.

Demokrasi açısından zihinsel bir dönüşüme işaret ettikleri için öyle...

Ama benim bir sorum var:

Darbecilik konusunda günahsız olan kim, kimler?

Bu soruyu soruyorum, çünkü Birand’ın yazısından sonra bir şey dikkatimi çekti.

Kimileri bu günah konusunda hiç üstlerine alınmış gözükmediler. Sanki bu darbecilik günahını kendileri hiç işlemediler, bu günaha hiç ortak olmadılar.

12 Mart’ı düşünsünler.

Bu darbenin idamlarını, bu darbenin anayasasını desteklemediler mi?

12 Eylül’ü düşünsünler.

Siyaset yasakları dışında darbe anayasasını ve getirdiği YÖK dahil kurumları desteklemediler mi?

Düşünsünler:

12 Mart, 12 Eylül darbelerinin gelişinde birçok MHP’li ve Ülkücü’nün oynadığı ve sonra pişman oldukları rolleri...

“Solcular, komünistler, Kürtçüler eziliyor!” diye bu ülkede darbe tezgâhlarının değirmenine geçmişte su taşımış, darbelere sessiz kalmış sağcı, muhafazakâr, İslamcı, cemaatçi birçok siyasal parti, çevre, odak, kalem olmuştur.

Peki ya onlar kendi ‘demokrasi günahları’nı acaba ne zaman itiraf edecekler?

Neyi bekliyorlar?

Yoksa kendilerini pirüpak mı sanıyorlar?..

MİLLİYET

YORUMLAR 13
  • Adem Oğlu 13 yıl önce Şikayet Et
    İTİRAF ETMESİ GEREKEN SAĞCILAR (2). Erkan Mumcu, Mehmet Ağar, Tansu Çiller, Devlet Bahçeli... bu tip kişiler onlar. Onlar zaten aydın değiller. bizim aydınımızda Sayın Cemaller gibi olanlar şükür ki yok. Bu nedenle diyorum ki ayın Cemal daha çok beklersiniz. Ya da bize açıktan isim verin: Kimin itirafını bekliyor mesela? Şu kişiler desin onlara bakalım. Ama veremez. Çünkü o zaman derin bir tartışmaya da hazır olması lazım. İddiasında samimi ise bize isimler versin: Şunların, şunların ve şunların da itiraf etmelerini, özür dilemelerini bekliyorum desin. vesselam.
    Cevapla
  • Adem Oğlu 13 yıl önce Şikayet Et
    İTİRAF ETMESİ GEREKEN SAĞCILAR. dindar ve müslüman aydınlar değildir. Hasan Cemal bu konuda yanılıyor. Benim yaşım 53, üniversite mezunu bir islamcıyım. Bizim okuduğumuz, takip ettiğimiz hiç bir aydın Sayın Hasan Cemal ve M.ALi Birand gibi edecek itirafları olan kişiler değildi. Hala da değil. Hasan Cemal'in kastettiği olsa olsa dindar görünümlü ama Ergenekoncu olan DEMİREL gibi siyasetçi tiplerdir. Bir de orduyu fazlasıyla kutsayan MHP'lilerdir, ülkücülerdir. İtitraf olursa bu tiplerden olur. ama onların ekseriyeti hala Ergenekoncu. Onlar henüz itiraf edecek bilinç seviyesine gelebilmiş ve hatta kanaatimce gelebilecek seviyede değiller.
    Cevapla
  • demir demir 13 yıl önce Şikayet Et
    Bunlar hep dedelerinin peşinde. Dedeleri ne yapmışsa bunlar hala onu yapıyor. Yazdıkları tam zırva. Oynadıkları malzeme vücutlarına iyice bulaştığını gören halkı da malzemeye çekmeye çalışıyorlar.
    Cevapla
  • Faruk Emre 13 yıl önce Şikayet Et
    90 Yıldır Türkiye. Asla milletin olmamış, Mustafa Kemal'in ve kendisini Kemalist varis (askeri, hukuki, burjuva vesayet) görenlerin olmuştur. 75 milyonun iradesi, Mustafa Kemal'in rakı ve leblebi sevmesi kadar itibar görmemiştir. Mutafa Kemal'in bir naaşı, 75 milyon milletin dirisinden önce gelerek, Millete "Atam sen kalk ben yatam" dedittirilmiştir. Ülkemiz asla demokratik ve hukuk devleti olamamış, 90 yılın her 15 yılında bir darbe, yada muhtıra yiyerek 2002'ye kadar gelmiştir. Hadi millet cahildi diyelim, ya millete akıl satan aydınlar ve adalet dağıttığını söyleyen hukukçular neredeymiş?
    Cevapla
  • MEHMET TANKIR 13 yıl önce Şikayet Et
    DÜNE NEGEREK VAR BUGÜNÜ GÖR YETER. Sayın Cemal düne dönmene gerek yok bugün olanlara bak söylediğin zevatın tamamı aynı şeyleri yine yapıyor. Bak Mhp liler Bdp saflarına geçiyor onlar onları destekliyor dün bitane sözde kesin cennetlik olan cemaat liderlerinden biri açıkladı kime nasıl destek vereceklerini, Düne kadar rantiyeci bunlar diyenler şimdi aynı rantiyeclerle Ak Partiyi yıkma derdinde, düne kadar kardeş kardeşin kanını akıtmaz diyenler bugün top yekün kandan besleniyorlar daha sayayımı sayın Cemal? Birand' ın yaptığı neyki bunlar işin sulandırılması daha gerçeklerini bekliyoruz. İdamlar olurken insanlar öldürülürken evlerinde kutlamalar yapanların itiraflarını ellerini ovuşturup başlık atanların itirafını, şimdi 12 eylül ile birlikte eyvah bizide yarıglayacaklar diye korkudan başka yerlere kamaya çalışanların itiraflarını bekliyoruz. 12 Eylülü sadec Evren yapmadı yandaşları ve yardakçılarıda hesap vermeli. Kaynağımı açıklamam dyenler hesap vermeli bu kaynağı açıklamalı beslendileri çanağı herkes bilmeli.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İsrail ordusundan, "Suikast" videosu!
Kim daha güçlü? Tek tek hesapladık... Tüm gözler iran ve İsrail'in üzerinde!