Kar esaret değil temizlik
Doç. Dr. Mikdat Şimşek, kar yağışına esaret ya da çile gözüyle bakılmaması gerektiğini belirtti.
Dicle Üniversitesi (DÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi ve GAP Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mikdat Şimşek, tüm yurdu etkisi altına alan ve daha çok olumsuz yönleriyle gündeme gelen kar yağışının faydalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kentleşme ve sanayileşmeyle birlikte oluşan hava kirliliğinin karın içinde bulunan maddeler vasıtasıyla öldüğünü dile getiren Şimşek, “Kentleşme ve sanayileşmenin getirdiği birçok negatif durum var. Bu negatif durumlar aynı zaman atmosferin de kirlenmesine sebep oluyor. Kara bu boyutla baktığımızda havada bulunan zararlı mikroorganizmaların ölmesine vesile oluyor. Toprağa düştüğünde ise buğday gibi bitkilerimiz de kışın toprağın dinlenmesi açısından örtü sağladığı için gelecek olan soğuk donlardan dolayı yorgan görevi görüyor” dedi.
Su kalitesi ve verimi artıyor
Kar suyunun toprağın içerisine girdiği zaman toprakta bulunan su kaynaklarının kalitesini de yükselttiğini ve bitki kökünün kaliteli su ile beslendiğini kaydeden Şimşek, “Mikroorganizmaların da aynı zamanda harekete geçmesini sağlıyor. Örneğin diyelim ki atmosferde yüzde 78 azot, yüzde 21 oksijen vardır. Karın yağışıyla birlikte bu miktar aynı zamanda toprağa düşmüş oluyor. Düşen bu maddeler aynı zamanda azot bakterileri vasıtasıyla da kalsiyum nitrata dönüştürülerek doğada serbest bulunan bitkinin ihtiyacı olan azotu da kısmen karşılayarak bitkinin faydasına olanak tanıyor. Ama insanlar ne diyor, 'Kar geldi eyvah zarar gördük.' Şunu iyi bilmemiz gerekiyor ki eğer bitki olmazsa insan olmaz. Karla gelen azot ve oksijen toprağın derinliğine kadar iniyor. Dolayısıyla yeraltı sularının kalitesini de arttırıyor. Kök toprağın içinde erimiş halde bulunan besin maddelerini alıyor. Bunu da o sular vasıtasıyla alıyor. Böylece atmosferden gelen o kar toprağın dibine girdiğinden dolayı bitkinin kökü kaliteli su almış oluyor. Dolayısıyla çözülmüş maddelerin de daha kolay bir şekilde çözülmesine olanak tanıyabiliyor. Demir, potasyum, kalsiyum gibi minerallerin de kolay bir şekilde çözülmesine olanak tanıyor" diye konuştu.
Toprağın nem oranını düzenliyor
Ani yağmurlarda toprağın erozyona uğradığını anımsatan Şimşek, şunları kaydetti:
“Yağmur, böylece toprağı da beraberinde götürüyor ama karda öyle bir durum yok. Yavaş yavaş süzülerek toprağın dibine giriyor. Böylece toprağın nem oranını uygun hale getirmiş oluyor. Bu da onun kendine ait olan başka bir faydası. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda bilinmesi gereken şudur ki kara aslında rahmet gözüyle bakmamız lazım. Rahmet gözüyle bakmamızın en büyük nedenleri de demin saydığımız hususlar. Bunu bu şekilde değerlendirmek lazım.”